Vahit KOÇ
Köşe Yazarı
Vahit KOÇ
 

ŞU SIRALAR ŞEYTANLA PAZARLIKTAN UZAK DURMANIN ÖNEMİ

Hemen yanı başımızda yaklaşık bir yıldır süre gelen bir savaş devam etmektedir. Görünürde Ukrayna- Rusya savaşı. Fakat aslında bu savaş Amerika ve Rusya’nın karşı karşıya olduğu bir savaş…                 Bu savaşa hedefleri üzerinden baktığımızda geçmişin iki dünya savaşından farklı olduğunu görüyoruz.  Geçmişte yaşanan iki dünya savaşı kendilerini dünyanın patronu görenlerin dünyayı paylaşma savaşı idi. Şuralar senin payına, buralar da benim payıma düşen alanlar…                 Artık günümüze gelindiğinde, kendilerini yeterli güce ulaşmış gören asıl sahipler Amerikan halkı liderliğinde yeni dünya düzeni, tek dünya devleti kurmanın zamanının geldiğini ifade ederek harekete geçtiler. Adamların bir amacı var. Sahip oldukları güç üzerinden tüm dünyaya hakim olmak, tüm dünyayı kendi liderliklerinde yönetmek...                 Peki bu amaca en kısa zamanda ulaşmak için yapılması gereken nedir? Engel gördükleri devlet veya siyasi yapıları ortadan kaldırmak ya da kaldırtmak… Rusya Ukrayna savaşını bu pencereden okumak gerekir. Peki Rusya’ya karşı neden Ukrayna… Çünkü dünyaya hakim olma, tek dünya devleti  kurma ideali taşıyan bu anlayış, bu gibi işlerde hep başkalarını kullanmayı sever.                 Gerçekten bakın tarihe Amerika yanına, savaşta önüne katabileceği bir toplum almadan hiçbir savaşa katılmamıştır. İster Kore deyin, ister Afganistan, ister ırak, Libya, Suriye… Sonunda, savaşta öne sürdüklerini bir kenara koyar ve o bölgenin tüm değerlerini talan etmeyi sürdür… Ukrayna halkının durumunu da bu açıdan değerlendirmek gerekir.Rusya’ya karşı canlar senden, silahlar benden.. Peki Rusya? Amaçları açısından değerlendirdiğimizde dünyada bölgesel ve ulusal devletler ve bu devletler arası anlaşmalar üzerinden şekillenmiş dayanışmaya dayalı yapılar olsun. Diğer bir nokta ise, 12 bin kilometre öteden gelip de bölgemizde bir takım askeri ve siyasi  oluşumlar içinde olan hiçbir faaliyet bölge halkının veya devletlerinin hayrına değil, onların gelişi her zaman ajandalarındaki acımasız planlarının gerçekleştirilmesi içindir. Sadece son yirmi yılda şahit olduğumuz olaylar bile bunu göstermektedir. Gerçekten şu anda dünya yapay falan değil, çok doğal bir şekilde ikiye bölünmüştür. Bir yanda kendini dünyanın hakimi görenlerin tek dünya devleti hedefinin gerçekleştirilmesine taraf olanlar, diğer yandan da bölgesel ve ulusal devletlerin var olmasından yana direnenler. Peki gelelim bizim durumumuza… Toplumsal vicdanımız, dünyanın sekiz milyarlık nüfusunun neredeyse beş milyara yakın bölümünü oluşturan direnenlerden yana. Yani herkes değilse de büyük bir çoğunluk Rusya, Çin, Hindistan ve İran’ın başı çektiği bir oluşumdan yana…  Ama toplumsal aklımız..? Aklımız gerçekten karışık. On iki bin kilometre ötedeki müttefikimiz “unutma sende bir Nato ülkesisin” diyor. Yine “bak, Rusya senin en yakın komşun. Varsa bir problem oturup konuşur, anlaşır komşu komşu yaşar gidersin” diyor. “Ama Amerika ile otursan da, konuşsan da, anlaşsan da çıkarı ağır bastığında tüm taahhütlerinden vazgeçebilir. Geçmiş bunun örnekleri ile dolu…” diye derinlerden aklımıza seslenen bir vicdan var.                 Bu yüzden içinde bulunduğumuz seçim süreci, seçim sonrası durumdan daha önemli. Hele de bizden ziyade kendilerini düzen kurucu gören, dünyanın geleceğini kendi planları doğrultusunda şekillendirmek isteyenler için.                 Amerika penceresinden bakıldığında nasıl olurda benim için var olmak, yok olmak anlamında olan böyle bir mücadelede en çok askere sahip olan bir müttefik olarak tarafsız kalabilirsin?                 Rusya açısından da batı sınırlarında bir yıldır bitiremediği bir savaşa bir de güneyinden Gürcistan- ki zaten Amerikan bayraklarını dalgalandırıyor-arkasından bastıran Nato ülkesi bir Türkiye… Gerçekten büyük bir sıkıntı…. Yakında yapılacak olan bu seçim dünyanın gidişatını bir avuç çetenin arzu ve hırslarına teslim etmek veya etmemek açısından çok önemli. Ve bu gidişat da milletimizin duracağı veya durdurulacağı yere bağlı olarak şekil alacaktır. Siyasiler bizim hissettiğimiz veya hissedemediğimiz baskılara dayanırlar, dayanamazlar… Bilemiyoruz. Ama bu millete yapacakları en büyük iyilik kesinlikle on iki bin kilometre öteden gelip de bölgeyi, dünyayı şekillendirmek isteyenlere yüz vermemeleri, seçim öncesi onlarla asla böyle bir pazarlık içine girmemeleri olacaktır. Şeytan ile yapılan pazarlık her zaman şeytana kazandırır. Onu elinin tersiyle uzaklaştırmak da insana kazandırır…    
Ekleme Tarihi: 21 Mart 2023 - Salı
Vahit KOÇ

ŞU SIRALAR ŞEYTANLA PAZARLIKTAN UZAK DURMANIN ÖNEMİ

Hemen yanı başımızda yaklaşık bir yıldır süre gelen bir savaş devam etmektedir. Görünürde Ukrayna- Rusya savaşı. Fakat aslında bu savaş Amerika ve Rusya’nın karşı karşıya olduğu bir savaş…

                Bu savaşa hedefleri üzerinden baktığımızda geçmişin iki dünya savaşından farklı olduğunu görüyoruz.  Geçmişte yaşanan iki dünya savaşı kendilerini dünyanın patronu görenlerin dünyayı paylaşma savaşı idi. Şuralar senin payına, buralar da benim payıma düşen alanlar…

                Artık günümüze gelindiğinde, kendilerini yeterli güce ulaşmış gören asıl sahipler Amerikan halkı liderliğinde yeni dünya düzeni, tek dünya devleti kurmanın zamanının geldiğini ifade ederek harekete geçtiler. Adamların bir amacı var. Sahip oldukları güç üzerinden tüm dünyaya hakim olmak, tüm dünyayı kendi liderliklerinde yönetmek...

                Peki bu amaca en kısa zamanda ulaşmak için yapılması gereken nedir? Engel gördükleri devlet veya siyasi yapıları ortadan kaldırmak ya da kaldırtmak…

Rusya Ukrayna savaşını bu pencereden okumak gerekir.

Peki Rusya’ya karşı neden Ukrayna… Çünkü dünyaya hakim olma, tek dünya devleti  kurma ideali taşıyan bu anlayış, bu gibi işlerde hep başkalarını kullanmayı sever.

                Gerçekten bakın tarihe Amerika yanına, savaşta önüne katabileceği bir toplum almadan hiçbir savaşa katılmamıştır. İster Kore deyin, ister Afganistan, ister ırak, Libya, Suriye… Sonunda, savaşta öne sürdüklerini bir kenara koyar ve o bölgenin tüm değerlerini talan etmeyi sürdür… Ukrayna halkının durumunu da bu açıdan değerlendirmek gerekir.Rusya’ya karşı canlar senden, silahlar benden..

Peki Rusya? Amaçları açısından değerlendirdiğimizde dünyada bölgesel ve ulusal devletler ve bu devletler arası anlaşmalar üzerinden şekillenmiş dayanışmaya dayalı yapılar olsun.

Diğer bir nokta ise, 12 bin kilometre öteden gelip de bölgemizde bir takım askeri ve siyasi  oluşumlar içinde olan hiçbir faaliyet bölge halkının veya devletlerinin hayrına değil, onların gelişi her zaman ajandalarındaki acımasız planlarının gerçekleştirilmesi içindir. Sadece son yirmi yılda şahit olduğumuz olaylar bile bunu göstermektedir.

Gerçekten şu anda dünya yapay falan değil, çok doğal bir şekilde ikiye bölünmüştür. Bir yanda kendini dünyanın hakimi görenlerin tek dünya devleti hedefinin gerçekleştirilmesine taraf olanlar, diğer yandan da bölgesel ve ulusal devletlerin var olmasından yana direnenler.

Peki gelelim bizim durumumuza…

Toplumsal vicdanımız, dünyanın sekiz milyarlık nüfusunun neredeyse beş milyara yakın bölümünü oluşturan direnenlerden yana. Yani herkes değilse de büyük bir çoğunluk Rusya, Çin, Hindistan ve İran’ın başı çektiği bir oluşumdan yana…

 Ama toplumsal aklımız..? Aklımız gerçekten karışık. On iki bin kilometre ötedeki müttefikimiz “unutma sende bir Nato ülkesisin” diyor. Yine “bak, Rusya senin en yakın komşun. Varsa bir problem oturup konuşur, anlaşır komşu komşu yaşar gidersin” diyor. “Ama Amerika ile otursan da, konuşsan da, anlaşsan da çıkarı ağır bastığında tüm taahhütlerinden vazgeçebilir. Geçmiş bunun örnekleri ile dolu…” diye derinlerden aklımıza seslenen bir vicdan var.

                Bu yüzden içinde bulunduğumuz seçim süreci, seçim sonrası durumdan daha önemli. Hele de bizden ziyade kendilerini düzen kurucu gören, dünyanın geleceğini kendi planları doğrultusunda şekillendirmek isteyenler için.

                Amerika penceresinden bakıldığında nasıl olurda benim için var olmak, yok olmak anlamında olan böyle bir mücadelede en çok askere sahip olan bir müttefik olarak tarafsız kalabilirsin?

                Rusya açısından da batı sınırlarında bir yıldır bitiremediği bir savaşa bir de güneyinden Gürcistan- ki zaten Amerikan bayraklarını dalgalandırıyor-arkasından bastıran Nato ülkesi bir Türkiye…

Gerçekten büyük bir sıkıntı….

Yakında yapılacak olan bu seçim dünyanın gidişatını bir avuç çetenin arzu ve hırslarına teslim etmek veya etmemek açısından çok önemli. Ve bu gidişat da milletimizin duracağı veya durdurulacağı yere bağlı olarak şekil alacaktır.

Siyasiler bizim hissettiğimiz veya hissedemediğimiz baskılara dayanırlar, dayanamazlar… Bilemiyoruz. Ama bu millete yapacakları en büyük iyilik kesinlikle on iki bin kilometre öteden gelip de bölgeyi, dünyayı şekillendirmek isteyenlere yüz vermemeleri, seçim öncesi onlarla asla böyle bir pazarlık içine girmemeleri olacaktır.

Şeytan ile yapılan pazarlık her zaman şeytana kazandırır. Onu elinin tersiyle uzaklaştırmak da insana kazandırır…

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.