Vahit KOÇ
Köşe Yazarı
Vahit KOÇ
 

ŞEHİTLERİN YOL GÖSTERİCİLİĞİ NASIL OLUR?

Şu yaygın bir kanaattir. Dünyada ne kadar insan varsa o kadar da doğru var. Herkes kendini doğru yolda görür, doğru yol üzere olduğunu zanneder. Ve yine kendini yönlendiren, kendine yol gösteren aklının en gerçekçi akıl olduğuna inanır. Aklı her ne kadar arzu ve isteklerinin baskısı altında kalmış ve bir takım sevimli görünen nesnelerin ve unsurların ardına takılmış olsa da…  Bu durum herkese açık olan bir gerçek gibi göründüğü için Allah bize Fatiha suresi üzerinden şöyle bir kapı aralamış. Diyor ki “Şöyle deyin:  Rabbim!  Bizi doğru yoluna ilet. Nimet verdiğin kullarının yoluna…” Yolu, üzerinde yürüyeni olmaksızın soyut bir şekilde tarif etmiyor. Yolun yolcuları var… Bu yolcular kendilerine “nimet” verilenler…   Bu nimet verilen kullar da bizim için yeteri kadar açık olmaya bilir. Belki de bu yüzdendir ki Nisa suresi altmış dokuzuncu ayette herkesin anlayabileceği şekilde açık ediliyorlar. Peki, kim bunlar?  Peygamberler, Sıddıklar, Şehitler ve Salihler… Biz burada, bu sefer şehitleri öne çıkarıyoruz…  Şehitler… Yol gösterici özellikleri olan seçkinler topluluğunun bir gurubu… Büyük ideallerin, ulvi davaların fedakar insanları… Durdukları yer itibarıyla, bu uğurda feda ettikleri kanları ve canları itibarıyla ardından gelenlere nerede bulunmaları gerektiğini, hangi yolu takip etmeleri gerektiğini açık açık işaret etmektedirler. Bu aziz insanlar hiçbir zaman düştükleri yerde çakılıp kalmamışlar… Ne kadar tarihin derinliklerinde olurlarsa olsunlar yaşadıkları o zaman diliminde hapsolmamışlar…  Hep canlı olmuşlar. Arkalarından, fedakarlıkları üzerinden hep anılır olmuşlar… Ve yüreklerde yaşatılmışlar… Nasıl ki, binlerce yıl önceki insanların kullanmış olduğu eşyalar, araç, gereçler toprağın içinde saklanarak günümüze kadar ulaşabilmişlerse, binlerce yıl önceki bitkiler tohumların içinde tüm özelliklerini koruyarak günümüze kadar gelebilmişlerse, belki de binlerce yıl öncesinin en ciddi sosyal olayları, hak ve hakikat mücadeleleri  de bu mücadelenin Hak  tarafında yer alan şehidin kimliği üzerinden, daha dünkü bir olaymış gibi günümüze aktarılmaktadır. Yani Şehit, Hak ve Batılın geçmişten günümüze gelen mücadelesini hiçbir zaman dilimini ve hiçbir toplumu atlamaksızın adeta yaşayarak, yaşatarak bu güne taşıyan aziz kahramanlardır. Girişte ifade ettiğimiz “doğru yol” talebimizi iki duygumuz üzerinden takip edebiliyoruz. Ya aklımızı kullanarak - ki akıl bazen en basit menfaat ve çıkarların ardına düşerek yanlış yollara meyledebilir- y a da vicdanlarımızın ardına düşerek doğru yolu takip edebiliriz. Vicdanlar eğer varsa hep zalimlerin karşısında olmuştur. Ve her zaman haksızlığa uğrayan, zulmedilen ve haksız yere öldürülenlerden yana, şehitlerin yanında yer almış, şehitlerden yana tavır koymuştur. Şehitler mazlumlardır. Onlar her zaman ve her devirde saldırıya uğramış, haksızlığa uğramış ve bu haksızlığı ortadan kaldırma mücadelesinde canından geçmiş insanlardır. Bu yüzden kararmamış vicdanları hep kendine çekmişler. Ve şehitler adeta “Hey! Ardımızdan gelenler!  Sakın yanlış yapmayın. Bu taraftan gelin!”  dercesine yürüdükleri yolu geriden gelenlere işaret etmişler. İster Hz. Zekeriya üzerinden düşünün, İster Hz. Yahya, İster Hz, Hüseyin üzerinden. İsterseniz aç gözlü, sırtlan sürüsü gibi saldıran azgınlar karşısında top yekun canını feda eden iki yüz elli üç bin kişilik Çanakkale şehitleri üzerinden düşünün…  Ve bunlara bütün şehitleri de ilave edin. Sonuç değişmez. Evet! Bir tarafta insana ve insanlığa tahakküm etmek isteyen Kabiller, Nemrutlar, Firavunlar, Ebu Lehebler ve Ebu Cehiller olmuş… Bir tarafta da bunlara karşı insanlık tarihinin en asil duruşlarını ortaya koyan Habiller, İbrahimler, Musalar, İsalar ve Hz Muhammedler olmuştur. İşte şehitler de bu özel insanların arasında yer alabilme lütfuna nail olmuş insanlardır. Selam olsun tüm şehitlere …  
Ekleme Tarihi: 04 Nisan 2019 - Perşembe
Vahit KOÇ

ŞEHİTLERİN YOL GÖSTERİCİLİĞİ NASIL OLUR?

Şu yaygın bir kanaattir. Dünyada ne kadar insan varsa o kadar da doğru var. Herkes kendini doğru yolda görür, doğru yol üzere olduğunu zanneder. Ve yine kendini yönlendiren, kendine yol gösteren aklının en gerçekçi akıl olduğuna inanır. Aklı her ne kadar arzu ve isteklerinin baskısı altında kalmış ve bir takım sevimli görünen nesnelerin ve unsurların ardına takılmış olsa da…

 Bu durum herkese açık olan bir gerçek gibi göründüğü için Allah bize Fatiha suresi üzerinden şöyle bir kapı aralamış. Diyor ki “Şöyle deyin:  Rabbim!  Bizi doğru yoluna ilet. Nimet verdiğin kullarının yoluna…”

Yolu, üzerinde yürüyeni olmaksızın soyut bir şekilde tarif etmiyor. Yolun yolcuları var… Bu yolcular kendilerine “nimet” verilenler…  

Bu nimet verilen kullar da bizim için yeteri kadar açık olmaya bilir. Belki de bu yüzdendir ki Nisa suresi altmış dokuzuncu ayette herkesin anlayabileceği şekilde açık ediliyorlar.

Peki, kim bunlar?

 Peygamberler, Sıddıklar, Şehitler ve Salihler…

Biz burada, bu sefer şehitleri öne çıkarıyoruz…  Şehitler… Yol gösterici özellikleri olan seçkinler topluluğunun bir gurubu…

Büyük ideallerin, ulvi davaların fedakar insanları… Durdukları yer itibarıyla, bu uğurda feda ettikleri kanları ve canları itibarıyla ardından gelenlere nerede bulunmaları gerektiğini, hangi yolu takip etmeleri gerektiğini açık açık işaret etmektedirler.

Bu aziz insanlar hiçbir zaman düştükleri yerde çakılıp kalmamışlar… Ne kadar tarihin derinliklerinde olurlarsa olsunlar yaşadıkları o zaman diliminde hapsolmamışlar…  Hep canlı olmuşlar. Arkalarından, fedakarlıkları üzerinden hep anılır olmuşlar… Ve yüreklerde yaşatılmışlar…

Nasıl ki, binlerce yıl önceki insanların kullanmış olduğu eşyalar, araç, gereçler toprağın içinde saklanarak günümüze kadar ulaşabilmişlerse, binlerce yıl önceki bitkiler tohumların içinde tüm özelliklerini koruyarak günümüze kadar gelebilmişlerse, belki de binlerce yıl öncesinin en ciddi sosyal olayları, hak ve hakikat mücadeleleri  de bu mücadelenin Hak  tarafında yer alan şehidin kimliği üzerinden, daha dünkü bir olaymış gibi günümüze aktarılmaktadır. Yani Şehit, Hak ve Batılın geçmişten günümüze gelen mücadelesini hiçbir zaman dilimini ve hiçbir toplumu atlamaksızın adeta yaşayarak, yaşatarak bu güne taşıyan aziz kahramanlardır.

Girişte ifade ettiğimiz “doğru yol” talebimizi iki duygumuz üzerinden takip edebiliyoruz. Ya aklımızı kullanarak - ki akıl bazen en basit menfaat ve çıkarların ardına düşerek yanlış yollara meyledebilir- y a da vicdanlarımızın ardına düşerek doğru yolu takip edebiliriz. Vicdanlar eğer varsa hep zalimlerin karşısında olmuştur. Ve her zaman haksızlığa uğrayan, zulmedilen ve haksız yere öldürülenlerden yana, şehitlerin yanında yer almış, şehitlerden yana tavır koymuştur.

Şehitler mazlumlardır. Onlar her zaman ve her devirde saldırıya uğramış, haksızlığa uğramış ve bu haksızlığı ortadan kaldırma mücadelesinde canından geçmiş insanlardır. Bu yüzden kararmamış vicdanları hep kendine çekmişler. Ve şehitler adeta “Hey! Ardımızdan gelenler!  Sakın yanlış yapmayın. Bu taraftan gelin!”  dercesine yürüdükleri yolu geriden gelenlere işaret etmişler.

İster Hz. Zekeriya üzerinden düşünün, İster Hz. Yahya, İster Hz, Hüseyin üzerinden. İsterseniz aç gözlü, sırtlan sürüsü gibi saldıran azgınlar karşısında top yekun canını feda eden iki yüz elli üç bin kişilik Çanakkale şehitleri üzerinden düşünün…  Ve bunlara bütün şehitleri de ilave edin. Sonuç değişmez.

Evet! Bir tarafta insana ve insanlığa tahakküm etmek isteyen Kabiller, Nemrutlar, Firavunlar, Ebu Lehebler ve Ebu Cehiller olmuş… Bir tarafta da bunlara karşı insanlık tarihinin en asil duruşlarını ortaya koyan Habiller, İbrahimler, Musalar, İsalar ve Hz Muhammedler olmuştur. İşte şehitler de bu özel insanların arasında yer alabilme lütfuna nail olmuş insanlardır.

Selam olsun tüm şehitlere …

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.