Vahit KOÇ
Köşe Yazarı
Vahit KOÇ
 

MAZLUMİYETİN GÜCÜ

Mazlum, güç sahibi, güçlü biri tarafından haksızlık ve zulme uğramış güçsüz kişiye denir. Zalim sahip olduğu güç ve aparatlar üzerinden karşı koyacak imkanı ve gücü olmayan insana veya herhangi bir canlıya haksız bir şekilde baskı uygulayıp eza cefa çektirendir. Zulme uğrayan kişi de dış dünyasında tutunacak bir dalı olmayınca iç dünyasına, yüreğine, hatta yüreğinin derinliklerine yönelir. Yürekler, yani kalpler aslında Allahın insan bedenindeki mekanıdır. Mazlum, görmüş olduğu zulmü yüreğinin derinliklerinde Rabbine, Yaratıcısına havale eder. Bu havale ediş esnasında dile, telaffuza gerek yoktur. Bu gün  yanı başımızda Filistin halkının yaşamış olduğu bir mazlumiyet var. Yani ortada büyük bir zulüm var. Sahip oldukları güç üzerinden bütün emperyalist batı dünyası bir avuç, yani iki buçuk milyonluk bir toplumun üzerine bütün dünyanın gözü önünde çullanıyor. İlk etapta görünen, sanki Siyonist Yahudiler karşısında Filistin halkı kaybediyor gibi. Ama gerçekte öylemi? Birçoklarımız için öyle gibi görünse de olay artık Allaha havale edildiği için bu zulmün karşılığının tam olarak ne zaman ve nasıl verileceğini kestiremiyoruz ama karşımızda da bazı somut olayların gerçekleştiğine şahit oluyoruz. Mesela İsrail’den kalkan bir yolcu uçağı Dağıstan’a indiğinde halkın yoğun tepkisi neticesinde kapısını açamadan geldiği İsrail’e dönüyor.  En büyük protesto gösterilerinin bu zulme şartsız destek verenlerin ülkelerinde, ülkelerinin başkentlerinde yapıldığını, futbol sahalarını dolduran binlerce kişinin hiç beklenmedik şekilde Filistin’in mazlum halkı lehine slogan atıp bayraklar dalgalandırdığını görüyor, İsrail’e gidecek gemilere askeri malzeme yükleme işini reddeden liman işçilerine şahit oluyoruz. Daha da ötesi İsrail başka ülkelere gidecek vatandaşlarına hangi ülkeye gidip gitmemeleri veya gittiklerinde kendilerini nasıl kamufle etmeleri gerektiği hususunda talimatlar sıralıyor. Olup bitenlere biraz geriden baktığımızda, aslında bu zulüm ehli için ikinci bir sefer dünya daralıyor, belki de gelecekte ayak basacak yer bulabilme sıkıntısı yaşayacakları gözüküyor. Gerçekten bir insan veya bir toplum için vicdanlarda yer bulamamak, tüm vicdanlar tarafından reddedilmek, görünürde maddi bir zafer kazansan bile, gerçekte cehennemini bu dünyada sırtında taşımaktır. Cehennemini sırtında taşıyan kim olursa olsun, ne kadar güçlü görünürse görünsün yok olamaya mahkumdur. Hem de hiç beklenmedik şekilde ve beklemediği yerden… Bu tarih boyu hep böyle olmuştur. Ve mazlumlar lehine mazlumların sahibinin çok büyük bir vaadi de vardır. “İsteriz ki mazlumları yer yüzünde önderler yapalım.” Gerçekten bu gün mazlum Filistin halkının yanında olduklarını ilan etmek için tüm dünyanın temiz vicdanlı halkları ayağa kalkmış ve gelecekte bambaşka bir dünyanın kapılarını aralamışlardır. Kendi liderliklerinde tek dünya hayalleri kuranların hayallerini kursaklarında bırakmışlardır. Bir de acizler vardır. Bunlar sahip oldukları imkan ve gücün farkında olmayan zavallılardır, gereksiz yere acizlik içindedirler. Çakma mazlumlardır. Ellerindeki hiçbir imkanı ortaya koymadan çaresizlik içinde olduklarına inanırlar. Bunların sonu daha sıkıntılıdır. Allah mazlumlar lehine yardım ve onları nimetlendirme vaadinde bulunurken acizler, yani sahip oldukları imkanları kullanamayanlar için olumlu bir vaadde bulunmaz. Bu gün Müslümanlar olarak aczimiz gerçekten tüm dünyaya göstermiş olduk. En somut haliyle bölgemizde beşer yüz bin askere sahip en az on ülke olmasına rağmen tüm gözler yüz bin kişilik bir askeri olan ama devlet bile olamayan bir örgüte, Hizbullah’a çevrildi. Bekledik ki İsrail’e ve onu himaye eden Amerika, İngiltere, Fransa, İspanya, Kanada Yunanistana büyük bir savaş ilan etsin. Ortalığın altını üstüne getirsin. İstediğimiz büyüklükte bir savaş ilan etmeyince de hayal kırıklığına uğradık. Bırak hayal kırıklığını yumduk gözümüzü açtık ağzımızı. Evet…  Gün gelir bu zalimler acizleri de sıraya koyarlar. Üstelik acizlerin harekete geçirebileceği vicdanlar da yoktur. Onlar bu dünyadan zelil olarak giderler…
Ekleme Tarihi: 07 Kasım 2023 - Salı
Vahit KOÇ

MAZLUMİYETİN GÜCÜ

Mazlum, güç sahibi, güçlü biri tarafından haksızlık ve zulme uğramış güçsüz kişiye denir. Zalim sahip olduğu güç ve aparatlar üzerinden karşı koyacak imkanı ve gücü olmayan insana veya herhangi bir canlıya haksız bir şekilde baskı uygulayıp eza cefa çektirendir. Zulme uğrayan kişi de dış dünyasında tutunacak bir dalı olmayınca iç dünyasına, yüreğine, hatta yüreğinin derinliklerine yönelir. Yürekler, yani kalpler aslında Allahın insan bedenindeki mekanıdır. Mazlum, görmüş olduğu zulmü yüreğinin derinliklerinde Rabbine, Yaratıcısına havale eder. Bu havale ediş esnasında dile, telaffuza gerek yoktur.

Bu gün  yanı başımızda Filistin halkının yaşamış olduğu bir mazlumiyet var. Yani ortada büyük bir zulüm var. Sahip oldukları güç üzerinden bütün emperyalist batı dünyası bir avuç, yani iki buçuk milyonluk bir toplumun üzerine bütün dünyanın gözü önünde çullanıyor.

İlk etapta görünen, sanki Siyonist Yahudiler karşısında Filistin halkı kaybediyor gibi. Ama gerçekte öylemi? Birçoklarımız için öyle gibi görünse de olay artık Allaha havale edildiği için bu zulmün karşılığının tam olarak ne zaman ve nasıl verileceğini kestiremiyoruz ama karşımızda da bazı somut olayların gerçekleştiğine şahit oluyoruz.

Mesela İsrail’den kalkan bir yolcu uçağı Dağıstan’a indiğinde halkın yoğun tepkisi neticesinde kapısını açamadan geldiği İsrail’e dönüyor.  En büyük protesto gösterilerinin bu zulme şartsız destek verenlerin ülkelerinde, ülkelerinin başkentlerinde yapıldığını, futbol sahalarını dolduran binlerce kişinin hiç beklenmedik şekilde Filistin’in mazlum halkı lehine slogan atıp bayraklar dalgalandırdığını görüyor, İsrail’e gidecek gemilere askeri malzeme yükleme işini reddeden liman işçilerine şahit oluyoruz. Daha da ötesi İsrail başka ülkelere gidecek vatandaşlarına hangi ülkeye gidip gitmemeleri veya gittiklerinde kendilerini nasıl kamufle etmeleri gerektiği hususunda talimatlar sıralıyor.

Olup bitenlere biraz geriden baktığımızda, aslında bu zulüm ehli için ikinci bir sefer dünya daralıyor, belki de gelecekte ayak basacak yer bulabilme sıkıntısı yaşayacakları gözüküyor.

Gerçekten bir insan veya bir toplum için vicdanlarda yer bulamamak, tüm vicdanlar tarafından reddedilmek, görünürde maddi bir zafer kazansan bile, gerçekte cehennemini bu dünyada sırtında taşımaktır. Cehennemini sırtında taşıyan kim olursa olsun, ne kadar güçlü görünürse görünsün yok olamaya mahkumdur. Hem de hiç beklenmedik şekilde ve beklemediği yerden…

Bu tarih boyu hep böyle olmuştur. Ve mazlumlar lehine mazlumların sahibinin çok büyük bir vaadi de vardır. “İsteriz ki mazlumları yer yüzünde önderler yapalım.”

Gerçekten bu gün mazlum Filistin halkının yanında olduklarını ilan etmek için tüm dünyanın temiz vicdanlı halkları ayağa kalkmış ve gelecekte bambaşka bir dünyanın kapılarını aralamışlardır. Kendi liderliklerinde tek dünya hayalleri kuranların hayallerini kursaklarında bırakmışlardır.

Bir de acizler vardır. Bunlar sahip oldukları imkan ve gücün farkında olmayan zavallılardır, gereksiz yere acizlik içindedirler. Çakma mazlumlardır. Ellerindeki hiçbir imkanı ortaya koymadan çaresizlik içinde olduklarına inanırlar.

Bunların sonu daha sıkıntılıdır. Allah mazlumlar lehine yardım ve onları nimetlendirme vaadinde bulunurken acizler, yani sahip oldukları imkanları kullanamayanlar için olumlu bir vaadde bulunmaz.

Bu gün Müslümanlar olarak aczimiz gerçekten tüm dünyaya göstermiş olduk. En somut haliyle bölgemizde beşer yüz bin askere sahip en az on ülke olmasına rağmen tüm gözler yüz bin kişilik bir askeri olan ama devlet bile olamayan bir örgüte, Hizbullah’a çevrildi. Bekledik ki İsrail’e ve onu himaye eden Amerika, İngiltere, Fransa, İspanya, Kanada Yunanistana büyük bir savaş ilan etsin. Ortalığın altını üstüne getirsin. İstediğimiz büyüklükte bir savaş ilan etmeyince de hayal kırıklığına uğradık. Bırak hayal kırıklığını yumduk gözümüzü açtık ağzımızı.

Evet…  Gün gelir bu zalimler acizleri de sıraya koyarlar. Üstelik acizlerin harekete geçirebileceği vicdanlar da yoktur. Onlar bu dünyadan zelil olarak giderler…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.