Vahit KOÇ
Köşe Yazarı
Vahit KOÇ
 

BU GÜN, GÜNLERDEN KUDÜS!

Her yıl Ramazanın son cuması, İslam dünyasının bir çok yerinde Kudüs günü olarak anılır. Bir takım etkinlikler icra edilir. Çeşitli toplantılar yapılarak basın açıklamalarında bulunulur. Kudüs anılır… Unutulmadığı, zihinlerde, zikirlerde isminin yaşadığı ortaya konulur. Kudüs dillendirilir. Kudüs İslam coğrafyasının, hatta tüm dünyanın orta yerinde bulunan ve bir çok peygambere ev sahipliği yapmış, onların anılarını, hatıralarını günümüze kadar saklayıp taşımış aziz, kutsal bir şehir. Kudüs’e sahip olan bölgeye sahip olur. Bölgeye sahip olan ise tüm dünyaya…  Ve bu gerçek sebebiyledir  ki dünyanın emperyalleri, azgınları, akla hayale gelmedik oyunlar ve hilelerle bölgeye yerleşmeye çalışıyorlar. Bölgenin, ya basiretsiz, ya da gerçekte kendilerini bu emperyallere küçücük menfaat ve çıkarları uğruna satmış kişilerinin umursamazlığı neticesinde geçen her zaman planlarını daha da ileri taşıyorlar.  Kudüs’ü kendi tahrif olmuş emellerinin bir parçası yapmaya çalışıyorlar. Kudüs üzerinden bölgeyi teslim almaya, hakimiyetlerini açık açık, ilan etmeye çalışıyorlar. Aslında onlar yapmaları gerekenleri  yapıyor. Fakat bizler şunu göremiyoruz; Kudüs elimizden çıkıp giderken  yalnız gitmeyecektir. Diğer stratejik öneme sahip noktaları da götürecektir.  Kutsal bellediğimiz diğer mekanları da ardına takacaktır. Bu gidiş durmayacak, ardı sıra inancımızı, kimliğimizi, kişiliğimizi, onurumuzu, gururumuzu, yani bizi biz yapan tüm değerlerimizi de  alıp sürükleyecektir. Hatta öyle ki, “Hele bir durun..! Kimsiniz siz..?” diyerek karşılarına dikilebilme cesaretimizi de yüreğimizden çoktan çekip çıkarmış olacaktır. Bu gidiş Kudüs’ün fiziki gerçeğini elimizin altından uzaklaştırdığı gibi zihinlerimizdeki aziz isminin üzerine boca edilen üç beş günlük dünyalıkla  zikrimizden de uzaklaştırıp götürecek… Kısacası “aşılmazlar”, “ geçilmezler” bir bir aşılıp geçilmiş olacak… İşte tam bu karamsarlık noktasında gözler önünde gerçekleşen bir diyalog. (İsra suresi 4-7. Ayetler.) Efendi efendi oturursanız ne ala.. Yok eğer daha önceki yaptığınız gibi azgınlık ve taşkınlık yaparsanız güçlü kullarımı tekrar üzerinize salarım. Nasıl ilkin sizi yok ettilerse tekrar yok ederler. Devletinizi ortadan kaldırırlar.( Konunun özeti) Bu herhangi bir uzmanın, müneccimin Yahudilerle (aslında Siyonistler) ilgili bir öngörüsü değildir. Bu Allah’ın Kur’an’daki bir vaadidir. Haktır ve kesindir. Kudüs’ü işgal ederken bütün dünyayı yanlarında görmek isteyen bu Siyonistlerin korkusu da bu vaadin Allah’ın vadi olmasındandır. Bakmayın korkularının sebebi olarak başkalarını gösterdiklerine. İşte bu noktada bize düşen, zihnimize dünyanın tüm gelip geçici varlıkları üşüşse de, yüreğimizdeki tüm makam, mevki ve köşeleri bu varlıklar kapmaya çalışsa da Kudüs’ü, hiç olmazsa geleceğin o güçlü erlerine taşıyabilmenin ve zamanı geldiğinde onlarla aynı safta bulunabilmenin hayaliyle yaşayabilmek… Evet… Kudüs özgür olursa tüm dünya özgür olur.
Ekleme Tarihi: 08 Haziran 2018 - Cuma
Vahit KOÇ

BU GÜN, GÜNLERDEN KUDÜS!

Her yıl Ramazanın son cuması, İslam dünyasının bir çok yerinde Kudüs günü olarak anılır. Bir takım etkinlikler icra edilir. Çeşitli toplantılar yapılarak basın açıklamalarında bulunulur.

Kudüs anılır… Unutulmadığı, zihinlerde, zikirlerde isminin yaşadığı ortaya konulur. Kudüs dillendirilir.

Kudüs İslam coğrafyasının, hatta tüm dünyanın orta yerinde bulunan ve bir çok peygambere ev sahipliği yapmış, onların anılarını, hatıralarını günümüze kadar saklayıp taşımış aziz, kutsal bir şehir.

Kudüs’e sahip olan bölgeye sahip olur. Bölgeye sahip olan ise tüm dünyaya…

 Ve bu gerçek sebebiyledir  ki dünyanın emperyalleri, azgınları, akla hayale gelmedik oyunlar ve hilelerle bölgeye yerleşmeye çalışıyorlar.

Bölgenin, ya basiretsiz, ya da gerçekte kendilerini bu emperyallere küçücük menfaat ve çıkarları uğruna satmış kişilerinin umursamazlığı neticesinde geçen her zaman planlarını daha da ileri taşıyorlar.

 Kudüs’ü kendi tahrif olmuş emellerinin bir parçası yapmaya çalışıyorlar. Kudüs üzerinden bölgeyi teslim almaya, hakimiyetlerini açık açık, ilan etmeye çalışıyorlar.

Aslında onlar yapmaları gerekenleri  yapıyor.

Fakat bizler şunu göremiyoruz;

Kudüs elimizden çıkıp giderken  yalnız gitmeyecektir. Diğer stratejik öneme sahip noktaları da götürecektir.  Kutsal bellediğimiz diğer mekanları da ardına takacaktır. Bu gidiş durmayacak, ardı sıra inancımızı, kimliğimizi, kişiliğimizi, onurumuzu, gururumuzu, yani bizi biz yapan tüm değerlerimizi de  alıp sürükleyecektir.

Hatta öyle ki, “Hele bir durun..! Kimsiniz siz..?” diyerek karşılarına dikilebilme cesaretimizi de yüreğimizden çoktan çekip çıkarmış olacaktır.

Bu gidiş Kudüs’ün fiziki gerçeğini elimizin altından uzaklaştırdığı gibi zihinlerimizdeki aziz isminin üzerine boca edilen üç beş günlük dünyalıkla  zikrimizden de uzaklaştırıp götürecek…

Kısacası “aşılmazlar”, “ geçilmezler” bir bir aşılıp geçilmiş olacak…

İşte tam bu karamsarlık noktasında gözler önünde gerçekleşen bir diyalog. (İsra suresi 4-7. Ayetler.) Efendi efendi oturursanız ne ala.. Yok eğer daha önceki yaptığınız gibi azgınlık ve taşkınlık yaparsanız güçlü kullarımı tekrar üzerinize salarım. Nasıl ilkin sizi yok ettilerse tekrar yok ederler. Devletinizi ortadan kaldırırlar.( Konunun özeti)

Bu herhangi bir uzmanın, müneccimin Yahudilerle (aslında Siyonistler) ilgili bir öngörüsü değildir. Bu Allah’ın Kur’an’daki bir vaadidir. Haktır ve kesindir.

Kudüs’ü işgal ederken bütün dünyayı yanlarında görmek isteyen bu Siyonistlerin korkusu da bu vaadin Allah’ın vadi olmasındandır. Bakmayın korkularının sebebi olarak başkalarını gösterdiklerine.

İşte bu noktada bize düşen, zihnimize dünyanın tüm gelip geçici varlıkları üşüşse de, yüreğimizdeki tüm makam, mevki ve köşeleri bu varlıklar kapmaya çalışsa da Kudüs’ü, hiç olmazsa geleceğin o güçlü erlerine taşıyabilmenin ve zamanı geldiğinde onlarla aynı safta bulunabilmenin hayaliyle yaşayabilmek…

Evet… Kudüs özgür olursa tüm dünya özgür olur.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.