Vahit KOÇ
Köşe Yazarı
Vahit KOÇ
 

BEN BU AMERİKAYI HİÇ SEVMİYORUM

Gerçekten, bir çokları dünyanın en zengin toprakları, en uygar insanları, en demokrat toplumu olarak gördüğü bu devlet üzerinde yaşamanın en uçuk hayallerini kurarken, şahsen ben de bu ülkeye harita üzerinde bile bakmak istemiyorum.İlgisizliğime bir sebep bulabilmek için zihnimi yokladığımda, bu duygu ve düşüncelerimi canlı tutan bir sürü malzemenin olduğunu görüyorum. En başta da daha ortaokul yıllarında, onu bilek gücü üzerinden tanıtan Mahzuni Şerif’in “Amerika katil katil” deyişi…Daha sonraları Kur’an’ın anlattığı peygamber kıssalarının kahramanlarını tanımamızın etkisi… Bir tarafta İbrahim aleyhisselam, karşısında Nemrut… Bir tarafta Musa aleyhisselam, karşısında Firavun…  Bir tarafta İsa aleyhisselam, karşısında ruhbanlar topluluğu… Bir tarafta Muhammed aleyhisselam, öbür yanda daha önceki yoldaşları gibi menfaat ve çıkarlarını ilahlaştırmış Ebu Leheb… Ve zihnimde bu öncülleriyle eşleştirilmiş olan bir Amerika…Onu bir defa katilliği üzerinden tanıdık ya, atmış olduğu her adımda, ayak basmış olduğu her coğrafyada bu yönünü görüyor olduk.Zavallı, milyonlarca kızılderiliyi -milyonlarca derken bir iki milyon anlaşılmasın. Yüz elli, iki yüz milyondan bahsediliyor-  av partileri ile eğlenceli hale getirerek katletmeleri zihnimizde canlanıyor.Onlar için aslında kendi dışındakilerin en ufak insani bir değeri yok. Hiroşima ve Nagazaki de binlerce insanın katli hepimizin bildiği bir gerçek.Ve binlerce kilometre öteden gelerek Afganistan’dan, ya da Afganistanlılardan, Iraklılardan, Libyalılardan, Suriyelilerden, kısaca Ortadoğululardan ne istediklerini bir çok kere düşünmüşüzdür.Evet! Adamların gözlerini, tüm benliklerini dünyanın bütün zenginliklerine tek başlarına sahip olma hırsı bürümüş ya, artık bir şekilde bu zenginliklerin sadece onların olması gerekiyor.Bu zenginliklere sahip olmak için de bilek gücü ise bilek gücü, yetmedi “Büyük Şeytan” olmanın tüm maharetlerini sergilemek gerekiyor. Ve bunu da çok iyi beceriyorlar.En çok hoşlandıkları, sevdikleri, hatta zevk aldıkları şey  ise kardeş kardeş yaşayan halkları bir dilini, bir yolunu bulup birbirine düşürmek, hatta birbirine kırdırmak.Şu anda dünyanın her neresinden bir mermi sesi geliyorsa, bir ateş, bir duman yükseliyorsa hep arkasında –biraz dikkatlice bakıldığında- bunların şeytani planlarının var olduğunu görürüz.Onlar için başkalarıyla yapılan anlaşmaların, verilen sözlerin hiçbir değeri yok. Verdikleri sözden dönmek veya hatırlamamak kendileri için bir ayrıcalık, daha da öte sanki ahlaki bir erdem gibi.Ve yine onlar kendilerini dünyanın ağası olarak, kendi dışındakileri de marabalar olarak görüyorlar.Bazen yüzümüze güldüklerini zannediyoruz. Oysa onları gülümseten belki de bizim fark edemediğimiz, fakat onların çok önceden gördükleri zenginliklerimiz.İşte bu yüzdendir ki kendilerini bu dünyanın ağaları olarak gören, geçmişteki öncülerine karşı bir duruş ortaya koyan İbrahim (AS)mı, Musa (AS)mı, İsa (AS)mı, son peygamber Hz. Muhammed (AS)mı seviyor ve selamlıyorum. Hatta bir insan olarak küçük bir duruşu, bir çift kelamı olan herkesi bile…  
Ekleme Tarihi: 14 Kasım 2016 - Pazartesi
Vahit KOÇ

BEN BU AMERİKAYI HİÇ SEVMİYORUM

Gerçekten, bir çokları dünyanın en zengin toprakları, en uygar insanları, en demokrat toplumu olarak gördüğü bu devlet üzerinde yaşamanın en uçuk hayallerini kurarken, şahsen ben de bu ülkeye harita üzerinde bile bakmak istemiyorum.
İlgisizliğime bir sebep bulabilmek için zihnimi yokladığımda, bu duygu ve düşüncelerimi canlı tutan bir sürü malzemenin olduğunu görüyorum. En başta da daha ortaokul yıllarında, onu bilek gücü üzerinden tanıtan Mahzuni Şerif’in “Amerika katil katil” deyişi…
Daha sonraları Kur’an’ın anlattığı peygamber kıssalarının kahramanlarını tanımamızın etkisi… Bir tarafta İbrahim aleyhisselam, karşısında Nemrut… Bir tarafta Musa aleyhisselam, karşısında Firavun…  Bir tarafta İsa aleyhisselam, karşısında ruhbanlar topluluğu… Bir tarafta Muhammed aleyhisselam, öbür yanda daha önceki yoldaşları gibi menfaat ve çıkarlarını ilahlaştırmış Ebu Leheb… Ve zihnimde bu öncülleriyle eşleştirilmiş olan bir Amerika…
Onu bir defa katilliği üzerinden tanıdık ya, atmış olduğu her adımda, ayak basmış olduğu her coğrafyada bu yönünü görüyor olduk.
Zavallı, milyonlarca kızılderiliyi -milyonlarca derken bir iki milyon anlaşılmasın. Yüz elli, iki yüz milyondan bahsediliyor-  av partileri ile eğlenceli hale getirerek katletmeleri zihnimizde canlanıyor.
Onlar için aslında kendi dışındakilerin en ufak insani bir değeri yok. Hiroşima ve Nagazaki de binlerce insanın katli hepimizin bildiği bir gerçek.
Ve binlerce kilometre öteden gelerek Afganistan’dan, ya da Afganistanlılardan, Iraklılardan, Libyalılardan, Suriyelilerden, kısaca Ortadoğululardan ne istediklerini bir çok kere düşünmüşüzdür.
Evet! Adamların gözlerini, tüm benliklerini dünyanın bütün zenginliklerine tek başlarına sahip olma hırsı bürümüş ya, artık bir şekilde bu zenginliklerin sadece onların olması gerekiyor.
Bu zenginliklere sahip olmak için de bilek gücü ise bilek gücü, yetmedi “Büyük Şeytan” olmanın tüm maharetlerini sergilemek gerekiyor. Ve bunu da çok iyi beceriyorlar.
En çok hoşlandıkları, sevdikleri, hatta zevk aldıkları şey  ise kardeş kardeş yaşayan halkları bir dilini, bir yolunu bulup birbirine düşürmek, hatta birbirine kırdırmak.
Şu anda dünyanın her neresinden bir mermi sesi geliyorsa, bir ateş, bir duman yükseliyorsa hep arkasında –biraz dikkatlice bakıldığında- bunların şeytani planlarının var olduğunu görürüz.
Onlar için başkalarıyla yapılan anlaşmaların, verilen sözlerin hiçbir değeri yok. Verdikleri sözden dönmek veya hatırlamamak kendileri için bir ayrıcalık, daha da öte sanki ahlaki bir erdem gibi.
Ve yine onlar kendilerini dünyanın ağası olarak, kendi dışındakileri de marabalar olarak görüyorlar.
Bazen yüzümüze güldüklerini zannediyoruz. Oysa onları gülümseten belki de bizim fark edemediğimiz, fakat onların çok önceden gördükleri zenginliklerimiz.
İşte bu yüzdendir ki kendilerini bu dünyanın ağaları olarak gören, geçmişteki öncülerine karşı bir duruş ortaya koyan İbrahim (AS)mı, Musa (AS)mı, İsa (AS)mı, son peygamber Hz. Muhammed (AS)mı seviyor ve selamlıyorum. Hatta bir insan olarak küçük bir duruşu, bir çift kelamı olan herkesi bile…

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.