Ayşen ENGİN
Köşe Yazarı
Ayşen ENGİN
 

Çay

                Karadeniz’in ve ülkemizin vazgeçilmez içeceklerinden çay…Sohbetin, muhabbetin, keyfin sembolü. Bir kahve kadar havalı değil belki ama daha samimi, daha halktan, daha biz gibi.                 Kimisi soğuk suyla demler uzun uzun bekler demini, kimisi içine ekler bergamotunu, karanfilini. Herkesin bir tarzı vardır çay konusunda. ‘Çay demledim gel’ demek yada ‘çay suyu koy kek yaptım geliyorum’ demek samimiyet göstergesidir aramızda. Uzun uzun sohbet etmek isteğinin vücut bulmuş halidir. Bir bardakla bitmez çünkü çay fasılları. Demlenmesini beklerken sohbet edersin, içerken sohbet edersin. Sonra bir bardak, bir bardak daha. Başka hiçbir içecekten bu kadar bardak bardak içmek de kolay değildir.                 Öyle bir içecektir ki çay, yanına da her yiyecek yakışır. Tuzlu çekirdeğin de yoldaşı olur,bir tabak tatlının da. Kahvaltıda yediğin tostun yanına da yakışır, akşam misafirine hazırladığın böreğin baklavanın yanına da. Yazın da içilir, kışın da. Belki Karadeniz’li olmayanlar için durum böyle değildir, belki de bir Karadeniz kızı olduğum içindir bu çay sevdam bilmem ama, onsuz bir hayat düşünmek zor. Çünkü sadece bir içecek değildir çay Karadeniz’de. İkramdır, davettir, muhabbettir, dinlenmektir. Garip gelecek belki çoğunuza ama çay yorgunluğu alır. ‘Yorgunluk kahvesi’ ifadesiyle bu özelliğini kahveye kaptırmıştır belki ama bilenler bilir çay cidden ruhun yorgunluğunu alır.                 Bir söz vardır, çayın kalabalıkla arası iyidir, kahve ise yalnızlık ister diye. Ne kadar doğru. İnsan yalnızken çay demlemek gelmez içinden, çünkü çay kalabalıkla içilir. En azından iki kişi ister çay. Kalabalık pikniklerde semaverlerimiz vardır, bol bol ve odun ateşinde çay içebilmek için. Bir pikniğimizde Fransız bir aileyle tanışmıştık, turist olarak karavanla gelmişlerdi ülkemize. Biz piknik yaparken, dikkatlice semaverimize baktıklarını ve çok garipsediklerini, çok teknolojik bir cihaz görmüş de nasıl çalıştığını ne için kullanıldığını anlamaya çalışıyorlarmış gibi fısıldaştıklarını fark ettik. Yanlarına gidip çay ikram ettik ,bize semaveri sordular anlattık. Semaveri Ruslar, çayı Çinliler icat etti belki ama, ikisini misafirperverlik, sohbet ve muhabbetle harmanlayıp ikram etmeyi kesinlikle biz Türkler icat ettik.
Ekleme Tarihi: 11 Şubat 2021 - Perşembe
Ayşen ENGİN

Çay

                Karadeniz’in ve ülkemizin vazgeçilmez içeceklerinden çay…Sohbetin, muhabbetin, keyfin sembolü. Bir kahve kadar havalı değil belki ama daha samimi, daha halktan, daha biz gibi.

                Kimisi soğuk suyla demler uzun uzun bekler demini, kimisi içine ekler bergamotunu, karanfilini. Herkesin bir tarzı vardır çay konusunda. ‘Çay demledim gel’ demek yada ‘çay suyu koy kek yaptım geliyorum’ demek samimiyet göstergesidir aramızda. Uzun uzun sohbet etmek isteğinin vücut bulmuş halidir. Bir bardakla bitmez çünkü çay fasılları. Demlenmesini beklerken sohbet edersin, içerken sohbet edersin. Sonra bir bardak, bir bardak daha. Başka hiçbir içecekten bu kadar bardak bardak içmek de kolay değildir.

                Öyle bir içecektir ki çay, yanına da her yiyecek yakışır. Tuzlu çekirdeğin de yoldaşı olur,bir tabak tatlının da. Kahvaltıda yediğin tostun yanına da yakışır, akşam misafirine hazırladığın böreğin baklavanın yanına da. Yazın da içilir, kışın da. Belki Karadeniz’li olmayanlar için durum böyle değildir, belki de bir Karadeniz kızı olduğum içindir bu çay sevdam bilmem ama, onsuz bir hayat düşünmek zor. Çünkü sadece bir içecek değildir çay Karadeniz’de. İkramdır, davettir, muhabbettir, dinlenmektir. Garip gelecek belki çoğunuza ama çay yorgunluğu alır. ‘Yorgunluk kahvesi’ ifadesiyle bu özelliğini kahveye kaptırmıştır belki ama bilenler bilir çay cidden ruhun yorgunluğunu alır.

                Bir söz vardır, çayın kalabalıkla arası iyidir, kahve ise yalnızlık ister diye. Ne kadar doğru. İnsan yalnızken çay demlemek gelmez içinden, çünkü çay kalabalıkla içilir. En azından iki kişi ister çay. Kalabalık pikniklerde semaverlerimiz vardır, bol bol ve odun ateşinde çay içebilmek için. Bir pikniğimizde Fransız bir aileyle tanışmıştık, turist olarak karavanla gelmişlerdi ülkemize. Biz piknik yaparken, dikkatlice semaverimize baktıklarını ve çok garipsediklerini, çok teknolojik bir cihaz görmüş de nasıl çalıştığını ne için kullanıldığını anlamaya çalışıyorlarmış gibi fısıldaştıklarını fark ettik. Yanlarına gidip çay ikram ettik ,bize semaveri sordular anlattık. Semaveri Ruslar, çayı Çinliler icat etti belki ama, ikisini misafirperverlik, sohbet ve muhabbetle harmanlayıp ikram etmeyi kesinlikle biz Türkler icat ettik.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.