Ayşen ENGİN
Köşe Yazarı
Ayşen ENGİN
 

ÇANTASINI TAŞIMAYAN ÇOCUK

Okulun sabah kalabalığında küçük bir kız, elinde sadece sulukla yürüyordu. Arkasında annesi, sırtında rengârenk bir çanta… “Aman ağırdır, sen taşıma kızım!” diyordu her sabah aynı şefkatli sesle. Kızın yüzünde bir gülümseme, adımlarında hafiflik vardı. Henüz kimse farkında değildi ama o çantayı taşımamak, yıllar sonra taşıyamayacağı başka yüklerin de habercisiydi. Zaman geçti. Küçük kız büyüdü; artık lise sıralarındaydı. Ödevler yapılmış, sunum kartonları hazırlanmış, eksik kalmış konular anne tarafından tamamlanmıştı. Elif’in yapması gereken tek şey, sınıfta hazır bulunmaktı. Bir gün öğretmeni, “Sorumluluk bilincinizin gelişmesi için her öğrenci kendi projesini kendi hazırlayacak,” dediğinde Elif sessiz kaldı. Çünkü “kendi başına yapmak” onun için yabancı bir eylemdi. Günümüzde birçok veli, koruma refleksiyle çocuğunun her işine koşuyor. Çantasını taşıyor, ödevini tamamlıyor, sabah uyandırıyor, unutulan defteri yetiştiriyor. Kısa vadede bu, çocuğu “rahatlatıyor” gibi görünse de uzun vadede çok daha ağır bir bedel doğuruyor: sorumluluk almayan bireyler. Psikologlar, çocukta öz-yeterlilik duygusunun (yani “ben yapabilirim” inancının) gelişebilmesi için, küçük yaşta başarının da hatanın da çocuğa ait olması gerektiğini vurguluyor. Bir yetişkin onun yerine taşıdığında, çocuk kendi gücünü fark etme fırsatını kaybediyor. Yıllar sonra Elif üniversiteye gitti. Artık yanında ne annesi ne de babası vardı. Sabah kahvaltısı hazırlanmadı, çamaşırlar birikti, ödevler gecikti. Bir akşam annesini arayıp ağladı: “Anne, bu insanlar neden bana yardım etmiyor?” O an, belki de ilk defa, taşıması gereken yükün ağırlığını hissetti. Oysa o çantayı yıllar önce kendi taşımaya başlasaydı, şimdi kolları güçlü, özgüveni sağlam olacaktı. Elbette çocuk yalnız bırakılmamalı. Sevgi, destek ve rehberlik her zaman gereklidir. Ama yardım etmekle ,onun yerine yapmak arasında çok ince bir çizgi vardır. Bir veli, çocuğuna el uzattığında şu soruyu kendine sormalı: “Bu yardımı çocuğumun iyiliği için mi yapıyorum, yoksa kendi iç huzurum için mi?” Gerçek sevgi, bazen geri çekilip çocuğun kendi dengesini bulmasına izin vermektir. Çünkü her sorumluluk, insanın iç kaslarını ve ruhunu güçlendirir.
Ekleme Tarihi: 04 Kasım 2025 -Salı
Ayşen ENGİN

ÇANTASINI TAŞIMAYAN ÇOCUK

Okulun sabah kalabalığında küçük bir kız, elinde sadece sulukla yürüyordu. Arkasında annesi, sırtında rengârenk bir çanta… “Aman ağırdır, sen taşıma kızım!” diyordu her sabah aynı şefkatli sesle. Kızın yüzünde bir gülümseme, adımlarında hafiflik vardı. Henüz kimse farkında değildi ama o çantayı taşımamak, yıllar sonra taşıyamayacağı başka yüklerin de habercisiydi.

Zaman geçti. Küçük kız büyüdü; artık lise sıralarındaydı. Ödevler yapılmış, sunum kartonları hazırlanmış, eksik kalmış konular anne tarafından tamamlanmıştı. Elif’in yapması gereken tek şey, sınıfta hazır bulunmaktı. Bir gün öğretmeni, “Sorumluluk bilincinizin gelişmesi için her öğrenci kendi projesini kendi hazırlayacak,” dediğinde Elif sessiz kaldı. Çünkü “kendi başına yapmak” onun için yabancı bir eylemdi.

Günümüzde birçok veli, koruma refleksiyle çocuğunun her işine koşuyor. Çantasını taşıyor, ödevini tamamlıyor, sabah uyandırıyor, unutulan defteri yetiştiriyor. Kısa vadede bu, çocuğu “rahatlatıyor” gibi görünse de uzun vadede çok daha ağır bir bedel doğuruyor: sorumluluk almayan bireyler. Psikologlar, çocukta öz-yeterlilik duygusunun (yani “ben yapabilirim” inancının) gelişebilmesi için, küçük yaşta başarının da hatanın da çocuğa ait olması gerektiğini vurguluyor. Bir yetişkin onun yerine taşıdığında, çocuk kendi gücünü fark etme fırsatını kaybediyor. Yıllar sonra Elif üniversiteye gitti. Artık yanında ne annesi ne de babası vardı. Sabah kahvaltısı hazırlanmadı, çamaşırlar birikti, ödevler gecikti. Bir akşam annesini arayıp ağladı: “Anne, bu insanlar neden bana yardım etmiyor?” O an, belki de ilk defa, taşıması gereken yükün ağırlığını hissetti. Oysa o çantayı yıllar önce kendi taşımaya başlasaydı, şimdi kolları güçlü, özgüveni sağlam olacaktı. Elbette çocuk yalnız bırakılmamalı. Sevgi, destek ve rehberlik her zaman gereklidir. Ama yardım etmekle ,onun yerine yapmak arasında çok ince bir çizgi vardır. Bir veli, çocuğuna el uzattığında şu soruyu kendine sormalı: “Bu yardımı çocuğumun iyiliği için mi yapıyorum, yoksa kendi iç huzurum için mi?” Gerçek sevgi, bazen geri çekilip çocuğun kendi dengesini bulmasına izin vermektir. Çünkü her sorumluluk, insanın iç kaslarını ve ruhunu güçlendirir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.