Uzm. Klinik Psikolog Ahsen KAYA
Köşe Yazarı
Uzm. Klinik Psikolog Ahsen KAYA
 

ÇOCUK

Sevgili okur, merhaba. Yolculuğumuza, daha mutlu ve huzurlu bir toplum inşa edebilmek için kaldığımız yerden devam ediyoruz. Bir toplumun ilerleyebilmesi; çocukların bedensel, ruhsal ve sosyal yönden sağlıklı gelişmeleri ile sağlanabilmektedir. O halde bizim, mutlu ve huzurlu bir toplum inşası için ana zeminimiz ‘çocuk’ olmalıdır. Bakıldığında da halk tarafından; bugünün çocuklarının, yarının toplumunu oluşturduğu düşünülmektedir. Bu nedenle çocukların güvenli bir ortamda büyümesi, bireysel olduğu kadar toplumsal da bir meseledir. Bu yazımda, çocukların güvenli bir ortamda büyümesinin önündeki en büyük engellerden ve bizim de toplumsal meselemizden biri olan “duygusal ihmal”den söz ediyor olacağım. İyi bir anne baba olmanın yolu sevgi, sabır, bilgi ve emekten geçmektedir. İdeal ebeveynin tanımı yoktur. Her ailede çocuk farklıdır. Çocuklar anne babalarına sadece beslenme, barınma gibi fiziksel gereksinimleri değil aynı zamanda psikolojik ve sosyal gereksinimleri sebebiyle de ihtiyaç duyarlar. İhmal ve istismar; anne/baba/bakım veren ya da herhangi bir yetişkin tarafından yapılan, çocuğun gelişimini zedeleyen, toplumsal ahlak kuralları tarafından yanlış olduğu kabul edilmiş olan eylem ya da eylemsizliklerdir. Çocukluk çağında yaşanan her türlü istismar; çocukta derin izler bırakmakta, çocuğun çevresini tehlikeli, güvenilmez olarak algılamasına ve savunmasız hissetmesine neden olmaktadır. Çocuk ihmal ve istismarı çocukların hayatında geri dönülmez yaralar açmakta ve yetişkinlikte görülebilecek problemlere davetiye çıkarmaktadır. Diğer istismarların sonuçları bazı durumlarda zamanla geçmesine rağmen, ‘duygusal istismar’ çocuğun psikolojisinde belki de ömür boyu geçmeyecek yaralara neden olabilmektedir. Çocuğa yönelik duygusal ihmal ve istismar; diğer istismar türlerinde olduğu gibi gözle görülebilen bulguları olmadığı için hemen tespit edilemeyebilir, bu nedenle önem verilmesi gereken bir konudur. Duygusal istismar bir halk sağlığı sorunudur ancak sosyo-kültürel farklılıklar sebebiyle çoğu zaman ailelerin farkında olmadığı veya etkisi önemsenmeyen bir travma türüdür. Duygusal istismarın tanımındaki muğlâklığın da etkisiyle bireyler, duygusal istismar uygulayıcısı ya da mağduru olduklarının farkında olmayabilir. Annenin çocuğuna aşırı düşkün olması, çocuğuna özgürlük tanımayan ve üstlenebileceğinden fazla sorumluluk yükleyen baba, kız çocuklarının eğitim alma hakkını engelleyen aileler, haksız yere çocukları ve gençleri suçlayan kurumlar vb. duygusal istismarın fark edilmeyen ama günlük hayatın içinde var olan yansımalarıdır. Ayrıca alay etme, değer vermeme, lakap takma, sık sık eleştirme, yetersiz hissettirme, yoğun baskı kurma, sevgi ve şefkatten mahrum bırakma, kardeşler arasında ayrım gözetme gibi ailelerin çoğunda görülen davranışlar da duygusal istismar olarak nitelendirilmektedir. Çocuk; ihtiyacı olan sevgi ve ilgiyi yetiştiği aile ortamında ne derecede karşılayabilirse, sosyal ilişkilerini düzenleme ve topluma uyum sağlama konusunda o kadar yeterli olacaktır. Mutlu ve huzurlu bir toplum inşa edebilmemiz için, çocuğa gereken psikolojik desteğin de verilmesi gerekir. Mutlu yarınlar için, ‘çocuk’ları ihmal ve istismardan koruyabilmek dileği ile… Görüşmek üzere…
Ekleme Tarihi: 31 Ocak 2025 - Cuma
Uzm. Klinik Psikolog Ahsen KAYA

ÇOCUK

Sevgili okur, merhaba.

Yolculuğumuza, daha mutlu ve huzurlu bir toplum inşa edebilmek için kaldığımız yerden devam ediyoruz. Bir toplumun ilerleyebilmesi; çocukların bedensel, ruhsal ve sosyal yönden sağlıklı gelişmeleri ile sağlanabilmektedir. O halde bizim, mutlu ve huzurlu bir toplum inşası için ana zeminimiz ‘çocuk’ olmalıdır. Bakıldığında da halk tarafından; bugünün çocuklarının, yarının toplumunu oluşturduğu düşünülmektedir. Bu nedenle çocukların güvenli bir ortamda büyümesi, bireysel olduğu kadar toplumsal da bir meseledir. Bu yazımda, çocukların güvenli bir ortamda büyümesinin önündeki en büyük engellerden ve bizim de toplumsal meselemizden biri olan “duygusal ihmal”den söz ediyor olacağım.

İyi bir anne baba olmanın yolu sevgi, sabır, bilgi ve emekten geçmektedir. İdeal ebeveynin tanımı yoktur. Her ailede çocuk farklıdır. Çocuklar anne babalarına sadece beslenme, barınma gibi fiziksel gereksinimleri değil aynı zamanda psikolojik ve sosyal gereksinimleri sebebiyle de ihtiyaç duyarlar. İhmal ve istismar; anne/baba/bakım veren ya da herhangi bir yetişkin tarafından yapılan, çocuğun gelişimini zedeleyen, toplumsal ahlak kuralları tarafından yanlış olduğu kabul edilmiş olan eylem ya da eylemsizliklerdir.

Çocukluk çağında yaşanan her türlü istismar; çocukta derin izler bırakmakta, çocuğun çevresini tehlikeli, güvenilmez olarak algılamasına ve savunmasız hissetmesine neden olmaktadır. Çocuk ihmal ve istismarı çocukların hayatında geri dönülmez yaralar açmakta ve yetişkinlikte görülebilecek problemlere davetiye çıkarmaktadır. Diğer istismarların sonuçları bazı durumlarda zamanla geçmesine rağmen, ‘duygusal istismar’ çocuğun psikolojisinde belki de ömür boyu geçmeyecek yaralara neden olabilmektedir. Çocuğa yönelik duygusal ihmal ve istismar; diğer istismar türlerinde olduğu gibi gözle görülebilen bulguları olmadığı için hemen tespit edilemeyebilir, bu nedenle önem verilmesi gereken bir konudur.

Duygusal istismar bir halk sağlığı sorunudur ancak sosyo-kültürel farklılıklar sebebiyle çoğu zaman ailelerin farkında olmadığı veya etkisi önemsenmeyen bir travma türüdür. Duygusal istismarın tanımındaki muğlâklığın da etkisiyle bireyler, duygusal istismar uygulayıcısı ya da mağduru olduklarının farkında olmayabilir. Annenin çocuğuna aşırı düşkün olması, çocuğuna özgürlük tanımayan ve üstlenebileceğinden fazla sorumluluk yükleyen baba, kız çocuklarının eğitim alma hakkını engelleyen aileler, haksız yere çocukları ve gençleri suçlayan kurumlar vb. duygusal istismarın fark edilmeyen ama günlük hayatın içinde var olan yansımalarıdır. Ayrıca alay etme, değer vermeme, lakap takma, sık sık eleştirme, yetersiz hissettirme, yoğun baskı kurma, sevgi ve şefkatten mahrum bırakma, kardeşler arasında ayrım gözetme gibi ailelerin çoğunda görülen davranışlar da duygusal istismar olarak nitelendirilmektedir.

Çocuk; ihtiyacı olan sevgi ve ilgiyi yetiştiği aile ortamında ne derecede karşılayabilirse, sosyal ilişkilerini düzenleme ve topluma uyum sağlama konusunda o kadar yeterli olacaktır. Mutlu ve huzurlu bir toplum inşa edebilmemiz için, çocuğa gereken psikolojik desteğin de verilmesi gerekir.

Mutlu yarınlar için, ‘çocuk’ları ihmal ve istismardan koruyabilmek dileği ile…

Görüşmek üzere…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

14
Mart
07
Mart
28
Şubat
21
Şubat
14
Şubat
07
Şubat
31
Ocak
24
Ocak
17
Ocak
10
Ocak
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.