Nişantaşı’nın Vali Konağı Caddesi’nde, kalabalığın fon sesi arasında buluştuğumuz o kahve molasını size tam olarak şöyle özetleyebilirim sevgili okur:
Masada oturan kişi yalnızca bir şarkıcı değildi.
Karşımda, yılların emeğini markaya dönüştürmeyi başarmış, çizgisini kendi belirleyen bir sanatçı vardı: Ersin Güloğlu.
Bakın, bu cümle öylesine kurulmuş bir cümle değil. Çünkü bugün Türkiye’de her şarkı yapan “sanatçı”, her izlenme alan “başarı” sayılıyor. Ama işin mutfağını bilenler için gerçek başarı bambaşka bir şeydir:
Kendi ekolünü yaratmak.
İşte Ersin Güloğlu tam olarak bunu yapıyor.
“DÜŞEŞ”: BİR ŞARKI DEĞİL, BİR STRATEJİ
“Düşeş”i dinlediğinizde sadece ritme kapılmıyorsunuz.
Arkasında bir ekip, bir vizyon, bir planlama, yani profesyonel bir müzik organizasyonu görüyorsunuz.
Söz & beste Doğanay Karadeniz’in…
Aranjede Erhan Erkal ve Oğuz Mühürdar’ın imzası…
Klip yönetmeni Enes Bilal Taşçı…
Türkiye’nin önde gelen müzisyenleri projede…
Cem Bergamalı, Vedat Aygıran kamera önünde…
Ve tüm bunların çatı markası:
Dark’n Dark Music & EGM Ersin Güloğlu Müzik ortaklığı.
Şunu açıkça söyleyeyim okur:
Bu kadar donanımlı isim, bu kadar profesyonel planlama bir araya geliyorsa, ortadaki ürün bir şarkı değildir.
Ortadaki ürün, marka inşasıdır.
Üstelik “Düşeş” sadece üç haftada 1 milyon dinlenmeyi aşarak, bu inşanın sağlam temeller üzerinde yükseldiğinin ilk göstergesini verdi.

ERSİN GÜLOĞLU: POPÜLERLİKTEN ÖTE, KİMLİK SAHİBİ BİR SANATÇI
Ersin Güloğlu’nun kariyerine baktığınızda, onun neden “ekol oluşturan sanatçı” kategorisine girdiğini açıkça görüyorsunuz.
1984 Elazığ doğumlu…
Çocuk yaşta müzikle tanışmış…
Kariyeri Almanya’dan Fransa’ya, Amerika’dan Hollanda’ya kadar taşınmış…
2004’te İbo Show’da “Gücendi Yüreğim” ile milyonlara ulaşmış…
Yıllarca radyo ve televizyonda yayın yapmış…
Yani hem sahnenin önünü hem de arkasını bilen biri…
Bugün birçok sanatçı sahneye çıkıyor, kamera karşısına geçiyor, şarkı yayınlıyor.
Ama çok azı kendini bir kimlik olarak kabul ettirmeyi başarıyor.
Ersin Güloğlu ise bunu başaranlardan biri.
Çünkü o yalnızca şarkı söyleyen biri değil; kültür taşıyan, stil yaratan, duruş sergileyen bir müzik insanı.
“Düşeş”: Bir Kariyerin Yön Değiştiren Durağı
Şunu mutlaka söylemeliyim sevgili okur:
Her sanatçının bir dönem kırılması vardır.
Bir şarkı gelir ve der ki:
“Buradan sonra işler değişecek.”
İşte “Düşeş”, Ersin Güloğlu’nun kariyerindeki tam da bu kırılma noktasıdır.
Şarkının modern pop dinamiklerini Anadolu hissiyatıyla birleştiren yapısı, aslında Ersin Güloğlu’nun müzikte kendi ekolünü nasıl kurduğunun en somut örneği.
Naif, temiz, duygulu ama aynı anda ritmik bir yorum…
Bu ikiliği dengelemek herkesin harcı değildir.
“Düşeş”, aslında Ersin Güloğlu’nun kariyerine söylediği net bir cümledir:
“Ben artık kendi dönemimi başlatıyorum.”
OKURA NOT: BAZI SANATÇILAR SADECE DUYULUR, BAZILARI HATIRLANIR
Sevgili okur, müzik dünyasında her yıl yüzlerce şarkı yayınlanıyor. Kimileri listelere giriyor, kimileri unutuluyor.
Ama bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az sanatçı, yıllar sonra bile hatırlanacak bir marka olmayı başarıyor.
Ersin Güloğlu büyük ihtimalle bu satırları okurken mütevazı bir tebessümle başını sallayacak ama ben gerçekleri yazmak zorundayım:
O artık hatırlanacak sanatçılardan biri.
Bir tarzı, bir çizgisi ve bir ekolü olanlardan…
“Düşeş” de bu ekolün en güçlü adımı.
SON SÖZ
Ersin Güloğlu için bugün “yeni bir şarkı çıkardı” demek büyük bir eksiklik olur.
Asıl doğru cümle şu:
“Ersin Güloğlu, kendi müzik markasını ‘Düşeş’ ile bir üst seviyeye taşıdı.”
Ve eğer soruyorsanız…
Bu sadece başlangıç.