Ayşen ENGİN
Köşe Yazarı
Ayşen ENGİN
 

SONRALAR, ŞİMDİ OLSUN

                Daha önemli işiniz çıkarsa eğer, katılacağınız toplantılarınızı erteleyin. Uyumak istiyorsanız eğer, çalan saatinizin alarmını erteleyin. Ama yaşamı,yaşamayı ertelemeyin. Peki, ne demek yaşamı ertelemek?                 İnsan olarak hepimizin beklentileri yarınlarda. En basit örneği, tüm hayatımızı emekli olunca yaşamaya erteliyoruz. Çevrenizdeki pek çok kişiden duyuyorsunuzdur. Emekli olunca falan şehri görmedim oraya tatile gideceğim, şu otomobili alacağım, şu hobimle uğraşacağım.  Rüzgarın önünde savrulan yaprak misali, hayat bizi öyle bir çalışma temposu içinde savuruyor ki, tüm hayallerimizi, tüm yaşamımızı sonraya erteliyoruz. Peki ama sonrası olacağını nereden biliyoruz? Yarınların garantisi var mı? Dün dünde kaldı, yarının garantisi yok, öyleyse elimizde sadece bugünümüz var. Biz de sahip olduğumuz her günü dün yapmak için ve hayallerimizi yarınlara ötelemek için aynı gayretle çalışıyoruz maalesef. Neden?                 Geçen ömrünüzü gözden geçirdiğinizde yaşadığınız ne kadar an var? Yaşayın, yaşamı ertelemeyin derken, işinizden istifa edin, alıp valizinizi dünya turuna çıkın demiyorum tabi ki. Kulağa hoş geliyor ama günümüz şartlarını düşününce çok ütopik bir hayal olurdu bu. Küçük anlarla gününüzü özel kılarak başlayabilirsiniz mesela yaşamaya. En yoğun iş temponuzda bile kendinize küçük zamanlar ayırın. Örneğin; en sevdiğiniz çikolatadan alın kendinize. Akşam eve gittiğinizde daha sonra izlerim diye ertelediğiniz filmi açıp izleyin. Sonra okurum diye bir kenara attığınız kitabı alın elinize. Özel günlerde giyerim dediğiniz en güzel giysilerinizden birini giyin o gün. Unutmayın en özel gününüz içinde bulunduğunuz gündür.                 Dayım ben doğmadan önce 13 yaşında küçük bir çocukken vefat etmiş. Küçük yaşta vefat eden bu çocuğun aileye bıraktığı tek acı sadece kısa süren hayatı olmamış.Daha acı veren;yatağının altında bayramda giyilmek üzere saklanmış ve hiç giyemediği ayakkabıları  olmuş. Zaman, sahip olduğumuz en değerli kavramlardan biri. O halde ertelemeyelim yaşamayı. Duralım ve derin bir nefes alalım. Yarından alacaklı olmayalım. Sonralarımız ‘şimdi’ olsun.
Ekleme Tarihi: 18 Ocak 2021 - Pazartesi
Ayşen ENGİN

SONRALAR, ŞİMDİ OLSUN

                Daha önemli işiniz çıkarsa eğer, katılacağınız toplantılarınızı erteleyin. Uyumak istiyorsanız eğer, çalan saatinizin alarmını erteleyin. Ama yaşamı,yaşamayı ertelemeyin. Peki, ne demek yaşamı ertelemek?

                İnsan olarak hepimizin beklentileri yarınlarda. En basit örneği, tüm hayatımızı emekli olunca yaşamaya erteliyoruz. Çevrenizdeki pek çok kişiden duyuyorsunuzdur. Emekli olunca falan şehri görmedim oraya tatile gideceğim, şu otomobili alacağım, şu hobimle uğraşacağım.  Rüzgarın önünde savrulan yaprak misali, hayat bizi öyle bir çalışma temposu içinde savuruyor ki, tüm hayallerimizi, tüm yaşamımızı sonraya erteliyoruz. Peki ama sonrası olacağını nereden biliyoruz? Yarınların garantisi var mı? Dün dünde kaldı, yarının garantisi yok, öyleyse elimizde sadece bugünümüz var. Biz de sahip olduğumuz her günü dün yapmak için ve hayallerimizi yarınlara ötelemek için aynı gayretle çalışıyoruz maalesef. Neden?

                Geçen ömrünüzü gözden geçirdiğinizde yaşadığınız ne kadar an var? Yaşayın, yaşamı ertelemeyin derken, işinizden istifa edin, alıp valizinizi dünya turuna çıkın demiyorum tabi ki. Kulağa hoş geliyor ama günümüz şartlarını düşününce çok ütopik bir hayal olurdu bu. Küçük anlarla gününüzü özel kılarak başlayabilirsiniz mesela yaşamaya. En yoğun iş temponuzda bile kendinize küçük zamanlar ayırın. Örneğin; en sevdiğiniz çikolatadan alın kendinize. Akşam eve gittiğinizde daha sonra izlerim diye ertelediğiniz filmi açıp izleyin. Sonra okurum diye bir kenara attığınız kitabı alın elinize. Özel günlerde giyerim dediğiniz en güzel giysilerinizden birini giyin o gün. Unutmayın en özel gününüz içinde bulunduğunuz gündür.

                Dayım ben doğmadan önce 13 yaşında küçük bir çocukken vefat etmiş. Küçük yaşta vefat eden bu çocuğun aileye bıraktığı tek acı sadece kısa süren hayatı olmamış.Daha acı veren;yatağının altında bayramda giyilmek üzere saklanmış ve hiç giyemediği ayakkabıları  olmuş. Zaman, sahip olduğumuz en değerli kavramlardan biri. O halde ertelemeyelim yaşamayı. Duralım ve derin bir nefes alalım. Yarından alacaklı olmayalım. Sonralarımız ‘şimdi’ olsun.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.