Yiğitefe Şahin
Köşe Yazarı
Yiğitefe Şahin
 

81 ilin seçilmişleri

Seçilmişleri derken öyle ulvi bir şeyden bahsetmiyorum. Vizyonu ve misyonu belli bir vakfın, seçili okul başkanlarını geçtiğimiz hafta sonu Ankara/Kızılcahamam’da topladılar. Yapılan toplantı ve düzenlenen organizasyon hakkında bir takım eleştirilerimi dile getirmek istiyorum. Öncelikle toplantının ambiyansı harikulade idi. Konuşmacılar ve toplantı üyeleri enerjilerini her daim belli ettiler ve toplantıya renk kattılar. Toplantı dışında faaliyet içerisinde bulunabileceğimiz birçok alan vardı. Havuz, hamam, sauna, bilardo, masa tenisi, alış-veriş merkezi, para ile çalışan eğlence makinaları gibi birçok aktivite ve şahane yemek servisleri ile 2 gün 1 gecelik güzel bir toplantıya –arkadaşlarımla- Bulancak’ı temsilen konuk olduk. Pazarı, Pazartesiye bağlayan gece Bulancak’a döndük. Şimdi bu yaşananların bir de perde arkasına gidelim. Yaşanan bazı problemlerden dolayı, seyahat aracımız otobüs iken bir anda okul servisi oldu. Tabii bu da yolda geçen zamanı çekilemez hale getirdi. Serviste en arkada bulunan 4 koltuk ve onun önündeki 3 koltuğa, Bulancak ekibi olarak yerleştik. Yolda sıkış-tıkış, muhabbet, sohbet derken bir şekilde otele vardık. Otele vardığımızda ise şaşkındık. Yüzlerce otobüs ve minibüs vardı. Yaklaşık 2000 kişi vardı. Ben kalabalığı ve sıkışıklığı hiç sevmeyen birisiyim. Kalabalık ortamlarda bulunmaktan, açık bir şekilde, nefret ettiğimi söyleyebilirim. Abartmadan söylüyorum, bir saat yemek sırası bekledik. Tam anlamıyla bir saat… Yöneticiler kalabalığı zapt edemedi. Her şey karmakarışık oldu. Sıralarda hatalar, sıra üslubunu bilmeyen toplantı mensupları ve kalabalığın da etkisiyle sıra iyice içinden çıkılmaz bir hal aldı. Saatler süren bekleyişten sonra yemeğimizi yiyebildik. Ardından programa yetişmemiz gerekiyordu. Programa kötü diyemeyeceğim. Gayet güzeldi. Toplantı konuşmacılarının ve katılımcılarının sürekli heyecanı arttırıcı hareketleri ve tezahüratları farklı bir ortam oluşturdu diyebilirim. Kendimi galada gibi hissetmedim değil. Herkeste bir yaka kartı, her yerde bir pano. Yemek servisleri dışında sık sık çay servisleri de yapılması ince ve güzel bir detaydı. Daha sonra, öğle yemeğinde çıkan kargaşadan dolayı açılan diğer restorana yönlendirildik. Öncesinde bir programa gittik. Kalabalığı ayırmak için belli başlı illeri farklı bir salona ve restorana aldılar. Yemekte geçen güzel sohbetlerden sonra, Bulancak temsilcilerimizin bir kısmı hamama, bir kısmı termal havuza, bir kısmı da odalarına gitti ve günün ilerleyen saatlerinde bu şekilde vakit geçirdik. Akşam ise bizden sorumlu hocamız ve temsilci arkadaşlarımızla birlikte Türkiye-Cebelitarık maçını izledik. Çereziydi, sohbetiydi, keyifli bir gece geçirdik. Ertesi gün hocamız bize latife yaparak “İnek obası” diyerekten odamıza daldı. Herkes uyanıp hazırlandıktan sonra, sorumlu hocamızın balkona astığı kıyafeti, gece soğuktan donmuştu. Bildiğiniz kaskatı kesilmiş, çözünmesi için kalorifere koymuştu. Hazırlandıktan sonra son programa gittik ve o programda Psikohekim Abdülaziz Bey’in konuşmasını dinledik. Kendisinin motivasyon konulu, motivasyon dolu konuşması il temsilcilerini cezbetmiş olacak ki pürdikkat dinlediler. Program sonunda öğle yemeğini yemek için salona indik. Tabii bahsettiğim sıra üslubu ve izdiham tehlikesinden dolayı, yemekleri servise kapatarak herkese ekmek arasında köfte ve bir bardak çorba dağıttılar. Gezi orada son buldu, yolculuğun dönüşü de bildiğiniz gibi sıkış-tıkış ve bol muhabbetle geçti. Farklı bir tecrübe açıkçası. Bu tecrübemize vesile olan İbrahim ve Seyit hocalarıma teşekkür ediyorum. Bu arada, Ankara ayazı ruhumuzu kesmedi. Konfor sağ olsun.
Ekleme Tarihi: 17 Kasım 2021 - Çarşamba
Yiğitefe Şahin

81 ilin seçilmişleri

Seçilmişleri derken öyle ulvi bir şeyden bahsetmiyorum. Vizyonu ve misyonu belli bir vakfın, seçili okul başkanlarını geçtiğimiz hafta sonu Ankara/Kızılcahamam’da topladılar. Yapılan toplantı ve düzenlenen organizasyon hakkında bir takım eleştirilerimi dile getirmek istiyorum. Öncelikle toplantının ambiyansı harikulade idi. Konuşmacılar ve toplantı üyeleri enerjilerini her daim belli ettiler ve toplantıya renk kattılar. Toplantı dışında faaliyet içerisinde bulunabileceğimiz birçok alan vardı. Havuz, hamam, sauna, bilardo, masa tenisi, alış-veriş merkezi, para ile çalışan eğlence makinaları gibi birçok aktivite ve şahane yemek servisleri ile 2 gün 1 gecelik güzel bir toplantıya –arkadaşlarımla- Bulancak’ı temsilen konuk olduk. Pazarı, Pazartesiye bağlayan gece Bulancak’a döndük.

Şimdi bu yaşananların bir de perde arkasına gidelim. Yaşanan bazı problemlerden dolayı, seyahat aracımız otobüs iken bir anda okul servisi oldu. Tabii bu da yolda geçen zamanı çekilemez hale getirdi. Serviste en arkada bulunan 4 koltuk ve onun önündeki 3 koltuğa, Bulancak ekibi olarak yerleştik. Yolda sıkış-tıkış, muhabbet, sohbet derken bir şekilde otele vardık. Otele vardığımızda ise şaşkındık. Yüzlerce otobüs ve minibüs vardı. Yaklaşık 2000 kişi vardı. Ben kalabalığı ve sıkışıklığı hiç sevmeyen birisiyim. Kalabalık ortamlarda bulunmaktan, açık bir şekilde, nefret ettiğimi söyleyebilirim. Abartmadan söylüyorum, bir saat yemek sırası bekledik. Tam anlamıyla bir saat… Yöneticiler kalabalığı zapt edemedi. Her şey karmakarışık oldu. Sıralarda hatalar, sıra üslubunu bilmeyen toplantı mensupları ve kalabalığın da etkisiyle sıra iyice içinden çıkılmaz bir hal aldı. Saatler süren bekleyişten sonra yemeğimizi yiyebildik. Ardından programa yetişmemiz gerekiyordu. Programa kötü diyemeyeceğim. Gayet güzeldi. Toplantı konuşmacılarının ve katılımcılarının sürekli heyecanı arttırıcı hareketleri ve tezahüratları farklı bir ortam oluşturdu diyebilirim. Kendimi galada gibi hissetmedim değil. Herkeste bir yaka kartı, her yerde bir pano. Yemek servisleri dışında sık sık çay servisleri de yapılması ince ve güzel bir detaydı. Daha sonra, öğle yemeğinde çıkan kargaşadan dolayı açılan diğer restorana yönlendirildik. Öncesinde bir programa gittik. Kalabalığı ayırmak için belli başlı illeri farklı bir salona ve restorana aldılar. Yemekte geçen güzel sohbetlerden sonra, Bulancak temsilcilerimizin bir kısmı hamama, bir kısmı termal havuza, bir kısmı da odalarına gitti ve günün ilerleyen saatlerinde bu şekilde vakit geçirdik. Akşam ise bizden sorumlu hocamız ve temsilci arkadaşlarımızla birlikte Türkiye-Cebelitarık maçını izledik. Çereziydi, sohbetiydi, keyifli bir gece geçirdik. Ertesi gün hocamız bize latife yaparak “İnek obası” diyerekten odamıza daldı. Herkes uyanıp hazırlandıktan sonra, sorumlu hocamızın balkona astığı kıyafeti, gece soğuktan donmuştu. Bildiğiniz kaskatı kesilmiş, çözünmesi için kalorifere koymuştu. Hazırlandıktan sonra son programa gittik ve o programda Psikohekim Abdülaziz Bey’in konuşmasını dinledik. Kendisinin motivasyon konulu, motivasyon dolu konuşması il temsilcilerini cezbetmiş olacak ki pürdikkat dinlediler. Program sonunda öğle yemeğini yemek için salona indik. Tabii bahsettiğim sıra üslubu ve izdiham tehlikesinden dolayı, yemekleri servise kapatarak herkese ekmek arasında köfte ve bir bardak çorba dağıttılar. Gezi orada son buldu, yolculuğun dönüşü de bildiğiniz gibi sıkış-tıkış ve bol muhabbetle geçti. Farklı bir tecrübe açıkçası. Bu tecrübemize vesile olan İbrahim ve Seyit hocalarıma teşekkür ediyorum. Bu arada, Ankara ayazı ruhumuzu kesmedi. Konfor sağ olsun.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.