Sinan Yıldız
Köşe Yazarı
Sinan Yıldız
 

VATANDAŞIN GÖZÜNDEN!

Sevgili okurlar... Giresun siyasi olarak yeri doldurulamayacak bir değerini kaybetti. Yakalandığı amansız hastalığı atlatamayan AK Parti Giresun İl Başkanı Hasan Ali Tütüncü, Binlerce seveninin katıldığı cenaze töreni ile ebediyete uğurlandı. Belki bu mevkilerden onlarca isim geçti. Ama Hasan Ali Başkan bu isimler arasında hatıralarda kalacak nadir isimlerden... Merhum Hasan Ali Tütüncü'ye Allah'tan rahmet, Kederli ailesine ve AK Parti camiasına başsağlığı diliyorum... Değerli okurlar... Son zamanlarda AK Parti'nin değişmeyen gündeminin fotoğrafına cenaze töreninde hep birlikte şahitlik ettik. Metal yorgunluğu! Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın her teşkilat  toplantısında ısrarla üzerinde durduğu ve AK Parti kadroları ile tabanın iletişimini zayıflatan metal yorgunluğundan bahsediyorum. Bakın şimdi. Çarşamba günü Merhum Tütüncü'nün cenazesine katıldık. Cenazeye bizler gibi bir çok isim de katıldı. Bunların arasında çocukluğundan bu yana beraber olduğu dostları, Her zaman yanında yer alan aile eşrafı, Kendisi ile hasbıhali olan bir çok tanıdığı, Bunların yanı sıra Başbakan Binali Yıldırım, Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli ve bu ilde görev yapmış bir çok bürokrat... Evet çok güzel bir tablo ortaya çıktı. Sadece siyasi dostları değil, Tüm Giresun Tütüncü'yü son yolculuğunda yalnız bırakmadı. Merhum Tütüncü'nün cenazesi AK Parti üzerinde ki iki gerçeği ortaya çıkardı aslında. Birincisi AK Parti'de ki aile bağının ne kadar güçlü olduğu, İkincisi ise tabanla iletişimi güçlü olan siyasetçilere vatandaşların her daim sahip çıktığının resmi... AK Parti'nin  teşkilat düzeyinde yürüttüğü metal yorgunluktan kurtulma ve tabana olan yani halkta karşılığı olan isimlerle yola devam etme gayret ve arayışı son derece olumlu bir adımdır. Ancak AK Parti'nin aynı adımı başka alanlarda da atması gerektiğini düşünüyoruz. Öncelikle bu adımın ve yaklaşımın bürokrat atamaları ile seçilecek olan yönetici düzeyinde de aynı hassasiyet ile korunması önemlidir. AK Parti'nin A takımında bulunanlarla vatandaş arasında ki iletişim iki kanal ile kuruluyor. Bunlardan birincisi teşkilatlar, Ki bu konuya ilişkin rahatsızlıkların en üst düzeyde dile getirilip, gerekli adımların atılmaya çalışıldığını biliyoruz. İkincisi ise koruma ekiplerinin ve güvenlik güçlerinin sosyal organizasyonlarda yürüttükleri güvenlik çalışmalarıdır. Bu çalışmalarda korunacak üst düzey insanların güvenlik tedbirlerinin alınması ile vatandaşla siyasetçi arasına vatandaşı rahatsız, tedirgin ve rencide edici bir bariyer oluşturulması son derece manidardır. Özellikle cenaze gibi insanların hassas duygulara sahip olduğu bir ortamda gerek cenaze yakınlarının cenazeye, Gerekse vatandaşların cenaze yakınlarına olan görevlerini aksatmayacak ve onları incitmeyecek tarzda güvenlik önlemleri alınmalıdır. Tabi ki güvenlik gerekli ve kaçınılmazdır. Ama bu çalışma 'Nerden geldik buraya' ya da 'Nerden geldi bunlar' dedirtecek düzeyde asla olmamalıdır. Bu durum elbette siyasetçilerin değil, onları koruyanların dikkat etmesi gereken bir durumdur. Ama bu durumdan haberdar etmek bizim, tedbir almak ise siyasetçinin görevidir. Şöyle ki, Yukarıda da bahsettiğim insanlar, Tütüncü'nün tabutuna dahi dokunamadı ve bir omuz bile atamadılar. Acılı bir günde insanların üzülmesine neden olacak bu tür olaylar bahsedilen metal yorgunluğunun en net örneğidir. Bu bir cenaze... Ve insanlar oraya helallik vermeye gelmişler. Bu tarz güvenlik önlemi ile bu acılı günü eziyete dönüştürmenin bir anlamı olamaz. Orada onca insan gördüm bariyerden içeri girmek isteyen, Tabuta omuz atmak isteyen ama ne var ki, Bahsettiğimiz koruma ordusu maalesef hiçbirine izin vermedi. Bu koruma ordusunun yaptığı ise parti içinde ki yani teşkilatlarda ki metal yorgunluğunun dışa yansımasıdır. Cenaze üzerinden bunları dile  getirmek istemezdim, Lakin halkın söylemini de göz ardı edemeyiz. Eminim ki bu durumdan cenaze sahipleri de rahatsız oldu. O yüzden demem o ki, Kasmanın da pek fazla bir anlamı yok. Ölümlü dünya... Bu dünyadan ahrete intikal etmiş olan bir insanı uğurlamaya Denizli'den, Ankara'dan, İstanbul'dan onca insan geldi. Dün gülen gözleriyle etrafa ışık saçan Hasan Ali Tütüncü'yü hep birlikte uğurladık. Ardında gözü yaşlı bir anne, Yüreği kanayan bir eş, Ve 2 tane çocuk bıraktı... Adı her ne kadar siyaset olsa bile, Gerçek dünyadan bihaber olmamalıyız. Başbakan ve onca insanın cenazeye katılması acılı aileye mükemmel bir teskin oldu, Lakin koruma ordusunun abartısı ve teşkilatların metal yorgunluğu acılı insanları germeye yetti. Dolayısıyla üst düzey siyasetçiler ile halk arasında yer alan teşkilatların sayın Cumhurbaşkanının dediği gibi, Burun kıvırtmaya, yüksekten bakmaya hakları yoktur. Kalın sağlıcakla...
Ekleme Tarihi: 08 Eylül 2017 - Cuma
Sinan Yıldız

VATANDAŞIN GÖZÜNDEN!

Sevgili okurlar...
Giresun siyasi olarak yeri doldurulamayacak bir değerini kaybetti.
Yakalandığı amansız hastalığı atlatamayan AK Parti Giresun İl Başkanı Hasan Ali Tütüncü,
Binlerce seveninin katıldığı cenaze töreni ile ebediyete uğurlandı.
Belki bu mevkilerden onlarca isim geçti.
Ama Hasan Ali Başkan bu isimler arasında hatıralarda kalacak nadir isimlerden...
Merhum Hasan Ali Tütüncü'ye Allah'tan rahmet,
Kederli ailesine ve AK Parti camiasına başsağlığı diliyorum...
Değerli okurlar...
Son zamanlarda AK Parti'nin değişmeyen gündeminin fotoğrafına cenaze töreninde hep birlikte şahitlik ettik.
Metal yorgunluğu!
Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın her teşkilat  toplantısında ısrarla üzerinde durduğu ve AK Parti kadroları ile tabanın iletişimini zayıflatan metal yorgunluğundan bahsediyorum.
Bakın şimdi.
Çarşamba günü Merhum Tütüncü'nün cenazesine katıldık.
Cenazeye bizler gibi bir çok isim de katıldı.
Bunların arasında çocukluğundan bu yana beraber olduğu dostları,
Her zaman yanında yer alan aile eşrafı,
Kendisi ile hasbıhali olan bir çok tanıdığı,
Bunların yanı sıra Başbakan Binali Yıldırım, Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli ve bu ilde görev yapmış bir çok bürokrat...
Evet çok güzel bir tablo ortaya çıktı.
Sadece siyasi dostları değil,
Tüm Giresun Tütüncü'yü son yolculuğunda yalnız bırakmadı.
Merhum Tütüncü'nün cenazesi AK Parti üzerinde ki iki gerçeği ortaya çıkardı aslında.
Birincisi AK Parti'de ki aile bağının ne kadar güçlü olduğu,
İkincisi ise tabanla iletişimi güçlü olan siyasetçilere vatandaşların her daim sahip çıktığının resmi...
AK Parti'nin  teşkilat düzeyinde yürüttüğü metal yorgunluktan kurtulma ve tabana olan yani halkta karşılığı olan isimlerle yola devam etme gayret ve arayışı son derece olumlu bir adımdır.
Ancak AK Parti'nin aynı adımı başka alanlarda da atması gerektiğini düşünüyoruz.
Öncelikle bu adımın ve yaklaşımın bürokrat atamaları ile seçilecek olan yönetici düzeyinde de aynı hassasiyet ile korunması önemlidir.
AK Parti'nin A takımında bulunanlarla vatandaş arasında ki iletişim iki kanal ile kuruluyor.
Bunlardan birincisi teşkilatlar,
Ki bu konuya ilişkin rahatsızlıkların en üst düzeyde dile getirilip, gerekli adımların atılmaya çalışıldığını biliyoruz.
İkincisi ise koruma ekiplerinin ve güvenlik güçlerinin sosyal organizasyonlarda yürüttükleri güvenlik çalışmalarıdır.
Bu çalışmalarda korunacak üst düzey insanların güvenlik tedbirlerinin alınması ile vatandaşla siyasetçi arasına vatandaşı rahatsız, tedirgin ve rencide edici bir bariyer oluşturulması son derece manidardır.
Özellikle cenaze gibi insanların hassas duygulara sahip olduğu bir ortamda gerek cenaze yakınlarının cenazeye,
Gerekse vatandaşların cenaze yakınlarına olan görevlerini aksatmayacak ve onları incitmeyecek tarzda güvenlik önlemleri alınmalıdır.
Tabi ki güvenlik gerekli ve kaçınılmazdır.
Ama bu çalışma 'Nerden geldik buraya' ya da 'Nerden geldi bunlar' dedirtecek düzeyde asla olmamalıdır.
Bu durum elbette siyasetçilerin değil, onları koruyanların dikkat etmesi gereken bir durumdur.
Ama bu durumdan haberdar etmek bizim, tedbir almak ise siyasetçinin görevidir.
Şöyle ki,
Yukarıda da bahsettiğim insanlar,
Tütüncü'nün tabutuna dahi dokunamadı ve bir omuz bile atamadılar.
Acılı bir günde insanların üzülmesine neden olacak bu tür olaylar bahsedilen metal yorgunluğunun en net örneğidir.
Bu bir cenaze...
Ve insanlar oraya helallik vermeye gelmişler.
Bu tarz güvenlik önlemi ile bu acılı günü eziyete dönüştürmenin bir anlamı olamaz.
Orada onca insan gördüm bariyerden içeri girmek isteyen,
Tabuta omuz atmak isteyen ama ne var ki,
Bahsettiğimiz koruma ordusu maalesef hiçbirine izin vermedi.
Bu koruma ordusunun yaptığı ise parti içinde ki yani teşkilatlarda ki metal yorgunluğunun dışa yansımasıdır.
Cenaze üzerinden bunları dile  getirmek istemezdim,
Lakin halkın söylemini de göz ardı edemeyiz.
Eminim ki bu durumdan cenaze sahipleri de rahatsız oldu.
O yüzden demem o ki,
Kasmanın da pek fazla bir anlamı yok.
Ölümlü dünya...
Bu dünyadan ahrete intikal etmiş olan bir insanı uğurlamaya Denizli'den, Ankara'dan, İstanbul'dan onca insan geldi.
Dün gülen gözleriyle etrafa ışık saçan Hasan Ali Tütüncü'yü hep birlikte uğurladık.
Ardında gözü yaşlı bir anne,
Yüreği kanayan bir eş,
Ve 2 tane çocuk bıraktı...
Adı her ne kadar siyaset olsa bile,
Gerçek dünyadan bihaber olmamalıyız.
Başbakan ve onca insanın cenazeye katılması acılı aileye mükemmel bir teskin oldu,
Lakin koruma ordusunun abartısı ve teşkilatların metal yorgunluğu acılı insanları germeye yetti.
Dolayısıyla üst düzey siyasetçiler ile halk arasında yer alan teşkilatların sayın Cumhurbaşkanının dediği gibi,
Burun kıvırtmaya, yüksekten bakmaya hakları yoktur.
Kalın sağlıcakla...
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.