Fındıkla yatıp, Fındıkla kalkmak ne demek, Bilir misiniz? Giresunlular, Ordulular çok iyi bilir... Hadi Ordu büyükşehir... Ya Giresun... Büyüyemeyen, Yıllarca iki şehir arasında kalan, Sanayi anlamında berbat, Bir şehir... Şehre nakit girdisi yok. Tek dışarıdan gelen fındık fiyatları... O da hop aşağı hop yukarı... Sahiden kimse buna bir çözüm bulamayacak mı? Hatırı sayılır siyasilerimiz var... Ama onlarda akıllı, Ellerini bu taşın altına sokmuyorlar. Vermişler fındıkla marka olan FİSKOBİRLİK'i, Batılı bir çiftçiye... Seyredip duruyorlar... Kimse neden düşünmez bu üreticiyi. Tamam suç bizde de yok değil. Mesela... Kendi bahçemize girip fındık toplamayız. Dışarıdan amele getiririz. Onlara yedireceğimiz erzakı gider, Aslı astarı olmayan, Memlekete katkısı olmayan marketlerden alırız. Tamam haksız sayılırız. Ama Bizde bu vatanın evladıyız. Değil mi? Birileri bu fındığa sahip çıkmalı... Ekonomi günden güne çöküyor. Köylünün borcu ödenmeyecek derecede, Banka batağı onları da sarmış durumda... Esnafın hali zaten malum... Ömrü kazandığını bankaya ödemekle geçiyor. Çünkü başka çaresi yok. İşi devam ettirebilmek için, Bankadan para alıyor... Bunun ödemesi gelince de bütün kazancını veriyor ama nafile. Yetmiyor kardeşim yetmiyor. Bu fındık para etmediği müddetçe, Yetmesi de normal değil. Gider çok. Teknoloji artmış. Tek geçim kaynağı olan fındık, Bir aşağıda bir yukarıda... Her malın fiyatının aşağı yukarı sabit devam ettiği bu ülkede, Nedense fındık fiyatını ne taban belirleyebildiler, Ne de tavan... Yeter artık, Yazmaktan bıktık. Ama onlar bu vatandaşı ciddiye almamaktan bıkmadılar... Hal anlayan idareciler istiyoruz... Derde ortak olan siyasiler istiyoruz. Boş laflarla karın tokluğu değil, Bu ülkede insan gibi yaşam idame ettirmek istiyoruz. Diyor üretici... Ben demiyorum ha yanlış anlaşılmasın... İnanın bende bir ocak dahi yok... Hadi kalın sağlıcakla...