Sinan Yıldız
Köşe Yazarı
Sinan Yıldız
 

KURBAN ETİNİ SAKLAMANIN EN GARANTİ YOLU!

Sevgili okurlar… Kurban Bayramı yaklaşıyor... Havada tatlı bir telaş, gönüllerde manevi bir coşku var. Bu mübarek günler, sadece bir ibadetin ifası değil, aynı zamanda toplumsal ve insani mesajlar taşıyor. Kurban kesme hazırlıkları yapılırken, Akıllara takılan sorulardan biri de şüphesiz etin nasıl muhafaza edileceği. Modern çağın getirdiği derin dondurucular, vakumlu poşetler elbette pratik çözümler sunuyor. Ancak gelin, bu konuya biraz daha farklı bir pencereden, Kurban'ın ruhuna daha yakışır bir açıdan bakalım. Kurban etini saklamanın en iyi, en bereketli ve belki de en ‘garantili’ yolu, onu ihtiyaç sahipleriyle, komşularla, akrabalarla paylaşmaktır. Çünkü bu, etin fiziksel ömrünü uzatmanın ötesinde, ona manevi bir ölümsüzlük kazandırır. Derin dondurucuda saklanan et, bir gün tükenir. Ama bir gönüle giren, bir sofraya neşe katan lokma, dualarla, teşekkürlerle, hayırla anılmaya devam eder. İşte bu, Kurban'ın asıl bereketidir. Hz. İbrahim'in teslimiyetini ve Hz. İsmail'in sadakatini anarken, Kurban ibadetinin özünde yatan paylaşma ve yardımlaşma ruhunu göz ardı edemeyiz. Allah'a yakınlaşma niyetiyle kesilen kurbanların etleri, öncelikle yoksulların, yetimlerin, evine et girmekte zorlananların hakkıdır. Onların yüzündeki bir tebessüm, alacağımız en kıymetli ‘saklama’ yöntemidir. Düşünsenize, bayram sabahı kapısını çaldığınız bir ailenin, uzattığınız kurban payıyla nasıl sevindiğini... O an, sadece bir et parçası vermiyorsunuz; umut veriyorsunuz, yalnız olmadıklarını hissettiriyorsunuz, kardeşlik bağlarını güçlendiriyorsunuz. Bu bağlar, hiçbir buzdolabının sağlayamayacağı bir sıcaklık ve dayanıklılık sunar. Elbette, kendi ailemizin de bu nimetten faydalanması haktır. Ancak Kurban'ın bereketi, paylaştıkça artar. Tıpkı bir mumun başka bir mumu tutuşturduğunda kendi ışığından bir şey kaybetmemesi gibi, paylaşılan her lokma, veren için de manevi bir zenginlik vesilesidir. Evdeki dolaplar dolup taşarken, yanı başımızdaki bir gönlün aç, bir midenin boş kalması, Kurban'ın ruhuyla ne kadar bağdaşabilir? Bu bayram, gelin kurban etlerimizi ‘saklamanın’ en kadim ve en hikmetli yolunu seçelim. Onları sadece midemizin değil, gönüllerin de gıdası yapalım. Sofralarımızı genişletelim, komşuluk ilişkilerimizi tazeleyelim, ihtiyaç sahiplerini unutmayalım. Çünkü bir etin en iyi muhafaza edildiği yer, ne soğuk hava depoları ne de derin donduruculardır; en iyi muhafaza edildiği yer, minnettar bir gönül ve şükreden bir dildir. Unutmayalım ki, Kurban sadece bir kesim işlemi değil, aynı zamanda bir paylaşım, bir arınma ve bir yakınlaşma vesilesidir. Etlerimizi dağıtarak, aslında sevgiyi, kardeşliği ve toplumsal dayanışmayı çoğaltmış oluruz. Ve bu değerler, her türlü maddi birikimden çok daha kalıcı, çok daha kıymetlidir. Şimdiden Bayramınız mübarek, Kurban'ınız makbul, paylaştıklarınız gönüllerde ebedi olsun. Kalın sağlıcakla…
Ekleme Tarihi: 03 Haziran 2025 -Salı
Sinan Yıldız

KURBAN ETİNİ SAKLAMANIN EN GARANTİ YOLU!

Sevgili okurlar…

Kurban Bayramı yaklaşıyor...

Havada tatlı bir telaş, gönüllerde manevi bir coşku var.

Bu mübarek günler, sadece bir ibadetin ifası değil, aynı zamanda toplumsal ve insani mesajlar taşıyor. Kurban kesme hazırlıkları yapılırken,

Akıllara takılan sorulardan biri de şüphesiz etin nasıl muhafaza edileceği.

Modern çağın getirdiği derin dondurucular, vakumlu poşetler elbette pratik çözümler sunuyor.

Ancak gelin, bu konuya biraz daha farklı bir pencereden, Kurban'ın ruhuna daha yakışır bir açıdan bakalım.

Kurban etini saklamanın en iyi, en bereketli ve belki de en ‘garantili’ yolu, onu ihtiyaç sahipleriyle, komşularla, akrabalarla paylaşmaktır.

Çünkü bu, etin fiziksel ömrünü uzatmanın ötesinde, ona manevi bir ölümsüzlük kazandırır.

Derin dondurucuda saklanan et, bir gün tükenir.

Ama bir gönüle giren, bir sofraya neşe katan lokma, dualarla, teşekkürlerle, hayırla anılmaya devam eder.

İşte bu, Kurban'ın asıl bereketidir.

Hz. İbrahim'in teslimiyetini ve Hz. İsmail'in sadakatini anarken, Kurban ibadetinin özünde yatan paylaşma ve yardımlaşma ruhunu göz ardı edemeyiz.

Allah'a yakınlaşma niyetiyle kesilen kurbanların etleri, öncelikle yoksulların, yetimlerin, evine et girmekte zorlananların hakkıdır.

Onların yüzündeki bir tebessüm, alacağımız en kıymetli ‘saklama’ yöntemidir.

Düşünsenize, bayram sabahı kapısını çaldığınız bir ailenin, uzattığınız kurban payıyla nasıl sevindiğini... O an, sadece bir et parçası vermiyorsunuz; umut veriyorsunuz, yalnız olmadıklarını hissettiriyorsunuz, kardeşlik bağlarını güçlendiriyorsunuz.

Bu bağlar, hiçbir buzdolabının sağlayamayacağı bir sıcaklık ve dayanıklılık sunar.

Elbette, kendi ailemizin de bu nimetten faydalanması haktır.

Ancak Kurban'ın bereketi, paylaştıkça artar.

Tıpkı bir mumun başka bir mumu tutuşturduğunda kendi ışığından bir şey kaybetmemesi gibi, paylaşılan her lokma, veren için de manevi bir zenginlik vesilesidir.

Evdeki dolaplar dolup taşarken, yanı başımızdaki bir gönlün aç, bir midenin boş kalması, Kurban'ın ruhuyla ne kadar bağdaşabilir?

Bu bayram, gelin kurban etlerimizi ‘saklamanın’ en kadim ve en hikmetli yolunu seçelim.

Onları sadece midemizin değil, gönüllerin de gıdası yapalım.

Sofralarımızı genişletelim, komşuluk ilişkilerimizi tazeleyelim, ihtiyaç sahiplerini unutmayalım.

Çünkü bir etin en iyi muhafaza edildiği yer, ne soğuk hava depoları ne de derin donduruculardır; en iyi muhafaza edildiği yer, minnettar bir gönül ve şükreden bir dildir.

Unutmayalım ki, Kurban sadece bir kesim işlemi değil, aynı zamanda bir paylaşım, bir arınma ve bir yakınlaşma vesilesidir.

Etlerimizi dağıtarak, aslında sevgiyi, kardeşliği ve toplumsal dayanışmayı çoğaltmış oluruz.

Ve bu değerler, her türlü maddi birikimden çok daha kalıcı, çok daha kıymetlidir.

Şimdiden Bayramınız mübarek, Kurban'ınız makbul, paylaştıklarınız gönüllerde ebedi olsun.

Kalın sağlıcakla…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.