Sevgili okurlar… Geçtiğimiz haftadan itibaren Kudüs meselesi ile aklımızı yoruyoruz. Konuşuyoruz, Tartışıyoruz, Sahip çıkabilmek için elimizden geleni yapıyoruz. Lakin yıllardır dostumuz saydığımız ABD’ye bir türlü nota veremiyoruz. Demek ki konuşmak eylem anlamına gelmiyormuş. Bir eylemi gerçekleştirmek için konuşmanın önemini anlamak lazım. Şöyle ki, Bakın şimdi ABD Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etti. Ardından birçok tepki ortaya konuldu. Zamanında Afganistan’da Suriye’de savaş çıkarıldığında da birçok kesimden tepki gelmişti. Sözlü ve yazılı olarak birçok eylem ortaya çıkmıştı. Ama bunların hepsine karşı buralarda savaş çıkarılmasının önüne geçilememişti. O yüzden neymiş efendim. Konuşmayla bir icraat olmuyormuş… Ne kadar konuşursak konuşalım, Bir şey değişmiyorsa, Sıkıntı var demektir. Nasıl bir sıkıntı olduğunu kısaca izah edeyim. Değerli okurlar. Ortaya konan tepkiyi anlatabilmek için öncelikle kendimiz anlamalıyız. Şimdi birileri çıkıp beni yine particilikle suçlayacak, Lakin birileri beni sağa sola yakıştıracak diye düşüncelerimi gizleyemem… Hatırlarsınız, CHP çıktı bu ülkede bir yürüyüş başlattı. Dikkate alan oldu mu? Maalesef hayır… O zaman kimsenin bizim sesli eylemlerimizi dikkate almasını beklemeyin. O yüzden yapılması gereken tek bir davranış vardır. Eğer gücümüz varsa, ABD’yi yok saymalıyız. Keza İsrail’i de yok saymalıyız. Bu ülkede onların malını almayın demekle olmuyor bu işler… O topraklardan çekelim temsilcilerimizi, Gerçek bir nota verilecekse, Onları da bu topraklardan gönderelim, Kapatalım büyükelçiliklerini Var mı böyle bir gücümüz. Eğer o kürsülerden atıp tuttuğumuz kadar gerçekliğimiz varsa, Bunu icraata dönüştürmeliyiz. Gerçekten tepki koyacaksak, Bunu yapmalıyız. Kudüs’e sahip çıkacaksak, Eteğimizde ki taşları dökmeliyiz. Bu da dediğim gibi lafla olmuyor. Hadi bakalım gösterin bize gücümüzü… Biz Türk değil miyiz? Bir Türk bir cihana bedel değil mi? Neden çekiniyoruz. Neyin sıkıntısını yaşıyoruz. Madem terör devletine Kudüs’ü peşkeş çekmeye çalışıyorlar. Bizde gerekeni yapalım… Yapalım ki bizlerde ardınızda çekinmeden saf tutalım. Yok yapamıyorsak, Maalesef ardınızda durmakta tereddüt yaşarız. Kalın sağlıcakla…