Sinan Yıldız
Köşe Yazarı
Sinan Yıldız
 

ELEŞTİRİ DEĞİLDE BENCE ALKIŞLANMALI!

Sevgili okurlar… Pazar akşamı tüm Türkiye yaklaşık 17 yıldır yaşanmayan bir olaya tanıklık etti. İki partinin belediye başkan adayı ekran başında partiler tarafından önceden soruları hazırlanmış bir programa katıldı. Bu program bize ne anlattı. Türk siyasi tarihinde karşıt görüşteki iki tarafın temsilcilerinin uzun bir aradan sonra aynı ortamda aynı sorulara kendi açılarından cevap verebildiklerini ortaya çıkardı. Başlangıçta kısa bir hediyeleşme oldu. Bu bize şunu gösterdi; Farklı iki tarafın farklı şeyleri savunmasına rağmen aynı ülkede ikisinin de amaçlarının hizmet etmek olduğunu anladık. Bitişte ise bir tarafın resim talebi diğerinin ise çay daveti sonrası her konunun konuşulduktan sonra normal iki insan gibi programın sona erebileceğini anladık. Şöyle ki değerli okurlar. Türkiye’de son 17 yılda böyle bir karşılaşma olmadı. Siyasi liderler ya da adaylar siyaseti hep söylemlerle yaptılar. Burada ise şunu anladık, Yapılan karşılıklı açıklamalar yerine karşılıklı bir ortamda tartışma yapılırsa daha verimli sonuçlar alınacağına bir işaret aldık. Bakın şimdi. Pazar akşamı gerçekleşen program aynı ortamda soru cevap tarzında geçen bir program oldu. Vatandaşın beklediği aslında bu değildi. Sunucu soru sormalı, Adaylar cevap vermeli, Adayların konuşmasına istinaden de karşı rakip söz hakkını kullanmalıydı. Bence bu ülkemiz için, İstanbul için daha da verimli olurdu. Ama bunu yine de bir başlangıç kabul ederek tebrik ediyorum. Program şu şekilde gerçekleşti. 31 Mart, 23 Haziran ve İstanbul. Hiç kimse kusura bakmasın, Ne sayın İmamoğlu’na ne de sayın Yıldırım’a laf sokmayacağım. Uzun yıllar beklediğimiz bir ana şahit olduğumuz için gayet mutluyum. Elbette ki İstanbul seçimleri çok önemli Elbette ki insanlarımızın her iki taraftan da beklentileri var. Ama ben konuşulanlara değil, Ortama bakıyorum. Şöyle bir örnek vereyim. Yıllardır neden yakınıyoruz? İki karşıt görüşlü insanın konuşamamasından, Ve muhakkak yapılan konuşmalardan kötülüklerin doğduğundan. Ne dedim? Program hediyeleşme ile başladı, Çay daveti ile sona erdi. Bunu görsek, Ülkemiz için, İstanbul için daha güzel olmaz mı? Bence en güzeli bu olur. Değerli okurlar, Bu ülke artık kavgadan ve gürültüden bıktı. Artık her şeyi karşılıklı çözmemiz gerekiyor. Yalanla siyaset artık sona ermelidir. Vatandaşın aklında ki ‘siyasilerin işi yalan’ sözleri yok olmalıdır. ‘Partizanlık’ akıllardan çıkmalıdır. Ve yıllardır gerçekten ülkemiz bu anı bekliyor. Umarım bu başlangıç ülkemiz için önemli bir adım olur. Son olarak program detayında şunu belirtmek istiyorum. Bir eleştiri yerine, İki adaydan da övgüyle bahsetmek daha da güzel olacak kanaatindeyim. Sayın Ekrem İmamoğlu, ‘Devlete inanırım’ sözü ile çok büyük zarar gördüğümüz fetö yapılanmasına karşı, bütün bireyleri devletimize inanmaya ve güvenmeye davet etti. İmamoğlu’nun bu konuşması bence herkese örnek olmalıdır. Aslolan Türkiye Cumhuriyeti Devletidir. Bu açıklaması bence ülkemiz için alkışlanması gereken bir konuşmadır. Sayın Binali Yıldırım ise, Suriye konusunda yaptığı konuşmada ‘İç savaş başlayınca bu insanlar ölümden kaçtı, biz inancımız gereği geleneklerimize uygun olarak misafir ettik’ diyerek Afrin ve Mümbiç harekatları sonrası 500 bine yakın Suriyeli’nin gönderildiğini ve Türkiye’de ki Suriyelilerin misafirliklerinin biteceğini ifade ederek, alkışlanacak bir açıklama yaptı. Her ne kadar misafirperver bir ülke isek, misafirlerimizi geri göndermesini de biliyoruz diyen Yıldırım’ı da tebrik ediyorum.
Ekleme Tarihi: 19 Haziran 2019 - Çarşamba
Sinan Yıldız

ELEŞTİRİ DEĞİLDE BENCE ALKIŞLANMALI!

Sevgili okurlar…

Pazar akşamı tüm Türkiye yaklaşık 17 yıldır yaşanmayan bir olaya tanıklık etti.

İki partinin belediye başkan adayı ekran başında partiler tarafından önceden soruları hazırlanmış bir programa katıldı.

Bu program bize ne anlattı.

Türk siyasi tarihinde karşıt görüşteki iki tarafın temsilcilerinin uzun bir aradan sonra aynı ortamda aynı sorulara kendi açılarından cevap verebildiklerini ortaya çıkardı.

Başlangıçta kısa bir hediyeleşme oldu.

Bu bize şunu gösterdi;

Farklı iki tarafın farklı şeyleri savunmasına rağmen aynı ülkede ikisinin de amaçlarının hizmet etmek olduğunu anladık.

Bitişte ise bir tarafın resim talebi diğerinin ise çay daveti sonrası her konunun konuşulduktan sonra normal iki insan gibi programın sona erebileceğini anladık.

Şöyle ki değerli okurlar.

Türkiye’de son 17 yılda böyle bir karşılaşma olmadı.

Siyasi liderler ya da adaylar siyaseti hep söylemlerle yaptılar.

Burada ise şunu anladık,

Yapılan karşılıklı açıklamalar yerine karşılıklı bir ortamda tartışma yapılırsa daha verimli sonuçlar alınacağına bir işaret aldık.

Bakın şimdi.

Pazar akşamı gerçekleşen program aynı ortamda soru cevap tarzında geçen bir program oldu.

Vatandaşın beklediği aslında bu değildi.

Sunucu soru sormalı,

Adaylar cevap vermeli,

Adayların konuşmasına istinaden de karşı rakip söz hakkını kullanmalıydı.

Bence bu ülkemiz için,

İstanbul için daha da verimli olurdu.

Ama bunu yine de bir başlangıç kabul ederek tebrik ediyorum.

Program şu şekilde gerçekleşti.

31 Mart,

23 Haziran ve İstanbul.

Hiç kimse kusura bakmasın,

Ne sayın İmamoğlu’na ne de sayın Yıldırım’a laf sokmayacağım.

Uzun yıllar beklediğimiz bir ana şahit olduğumuz için gayet mutluyum.

Elbette ki İstanbul seçimleri çok önemli

Elbette ki insanlarımızın her iki taraftan da beklentileri var.

Ama ben konuşulanlara değil,

Ortama bakıyorum.

Şöyle bir örnek vereyim.

Yıllardır neden yakınıyoruz?

İki karşıt görüşlü insanın konuşamamasından,

Ve muhakkak yapılan konuşmalardan kötülüklerin doğduğundan.

Ne dedim?

Program hediyeleşme ile başladı,

Çay daveti ile sona erdi.

Bunu görsek,

Ülkemiz için,

İstanbul için daha güzel olmaz mı?

Bence en güzeli bu olur.

Değerli okurlar,

Bu ülke artık kavgadan ve gürültüden bıktı.

Artık her şeyi karşılıklı çözmemiz gerekiyor.

Yalanla siyaset artık sona ermelidir.

Vatandaşın aklında ki ‘siyasilerin işi yalan’ sözleri yok olmalıdır.

‘Partizanlık’ akıllardan çıkmalıdır.

Ve yıllardır gerçekten ülkemiz bu anı bekliyor.

Umarım bu başlangıç ülkemiz için önemli bir adım olur.

Son olarak program detayında şunu belirtmek istiyorum.

Bir eleştiri yerine,

İki adaydan da övgüyle bahsetmek daha da güzel olacak kanaatindeyim.

Sayın Ekrem İmamoğlu,

‘Devlete inanırım’ sözü ile çok büyük zarar gördüğümüz fetö yapılanmasına karşı, bütün bireyleri devletimize inanmaya ve güvenmeye davet etti. İmamoğlu’nun bu konuşması bence herkese örnek olmalıdır. Aslolan Türkiye Cumhuriyeti Devletidir.

Bu açıklaması bence ülkemiz için alkışlanması gereken bir konuşmadır.

Sayın Binali Yıldırım ise,

Suriye konusunda yaptığı konuşmada ‘İç savaş başlayınca bu insanlar ölümden kaçtı, biz inancımız gereği geleneklerimize uygun olarak misafir ettik’ diyerek Afrin ve Mümbiç harekatları sonrası 500 bine yakın Suriyeli’nin gönderildiğini ve Türkiye’de ki Suriyelilerin misafirliklerinin biteceğini ifade ederek, alkışlanacak bir açıklama yaptı. Her ne kadar misafirperver bir ülke isek, misafirlerimizi geri göndermesini de biliyoruz diyen Yıldırım’ı da tebrik ediyorum.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.