Sevgili okurlar…
Televizyon, bir zamanlar evlerimizin en değerli köşesinde,
Ailece izlediğimiz,
Eğiten ve düşündüren bir araçtı.
Ancak bugün geldiğimiz noktada, her geçen gün ekranlarda sergilenen yaşam biçimleri, toplumumuzun örf, adet ve ahlaki değerlerini ciddi anlamda sarsmaya devam ediyor.
Diziler ve programlar aile bağlarını güçlendiren, topluma örnek olacak hikâyelerden çok;
İhanet, aldatma, lüks düşkünlüğü ve sorumsuz yaşamların özendirildiğini bir araç olarak karşımızda duruyor.
Üstelik bu içerikler, özellikle gençler üzerinde büyük bir etki bırakıyor.
Sadakatsizlik, saygısızlık, yalan, şiddet ve ahlaki zayıflık “normal” gibi gösteriliyor.
Oysa bizim milletimiz, yüzyıllardır sahip olduğu örf, inanç ve ahlak temelleriyle ayakta duruyor. Toplumu bir arada tutan, aileyi güçlü kılan bu değerler,
Ekranlarda adeta hiçe sayılıyor.
Reyting uğruna ahlaki çizgiler bir bir aşılırken, “toplum ne hale geliyor” diye soranların sayısı da her geçen gün artıyor.
Bizlerinde içinde yer aldığı Medya; toplumun aynasıdır,
Ama ne yazık ki bugün o ayna giderek kirleniyor.
Televizyon kanalları, yapımcılar ve senaristler artık bir durup düşünmeli;
Reyting mi önemli, yoksa toplumun geleceği mi?
Bizler yerel gazeteler olarak her zaman toplumun geleceğini göz önünde bulundurmaya devam ediyoruz.
Toplumumuzu etkileyecek olaylarda duyarlı davranarak,
Cinayet, intihar ahlak dışı olayların detaylarını aktarmıyor, hatta yazmaktan imtina ediyoruz.
Lakin televizyon kanalları yayınladıkları dizi ve filmler aracılığıyla,
Toplumumuzun ahlaki değerlerini yerle bir etmeye devam ediyor.
Hal böyle iken,
Bu duruma da hiçbir yetkili dur demiyor.
Türk toplumunun ahlaki değerlerini ayaklar altına alan,
Ailelere olan güveni azaltan bu tür dizi ve filmlerin ekranlardan uzaklaştırılmasını diliyoruz.
Unutmayalım ki, ahlakın zayıfladığı bir toplumda huzur da, birlik de kalmaz.
Ekranlardan yayılan bu yozlaşmaya karşı,
Hem denetleyici kurumların hem de ailelerin daha duyarlı olması gerekiyor.
Çünkü çocuklarımız, ekranlarda ne görürse,
Yarın dünyasında onu yaşayacak.
Artık bu gidişe bir “dur” deme zamanı geldi.
Çünkü ekranlarda kaybedilen sadece bir dizi süresi değil;
Gelecek nesillerimizin ahlaki pusulasıdır.
Buna dur demek hepimizin ortak vazifesidir.
Kalın sağlıcakla…