Sinan Yıldız
Köşe Yazarı
Sinan Yıldız
 

Çünkü BİZ TÜRKİYEYİZ!

Takvim yaprakları 20 Temmuz 1974’ü gösteriyordu. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Karaoğlan lakablı Bülent Ecevit’ti. Kıbrıs Adası'nda Türklerin uğradığı baskı ve zulmün ortadan kaldırılması için ‘Ayşe tatile çıksın’ parolası ile Kıbrıs Barış Harekatının emrini vermişti. Bu harekat ile 1959’da başlamıştı aslında. Türkiye, İngiltere ve Yunanistan tarafından 1959'da imzalanan Zürih ve Londra anlaşmalarıyla bu ülkelerin garantörlüğünde Türk ve Rum halklarının eşitliğine dayalı Kıbrıs Cumhuriyeti kurulmuştu. Fakat Rumlara ait silahlı gruplarca 1963'ten itibaren gerçekleştirilen saldırılar sonucu Kıbrıs Türkleri, ülke yönetiminden baskı ve zulümle uzaklaştırılıyordu. Adayı Yunanistan'a bağlama hedefine ulaşmak isteyen Rumlar, yürüttükleri saldırılar ve ambargolara 1963-1974 yılları arasında artarak devam ettiler. EOKA-B liderlerinden Nikos Sampson, Yunanistan'da iktidarda bulunan cuntanın desteğiyle gerçekleştirdiği darbeyle 15 Temmuz 1974'te Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios'u devirdi. Adadaki darbe haberi Ankara'ya ulaşınca Milli Güvenlik Kurulu toplandı. Başbakan Bülent Ecevit, toplantının ardından Türk Silahlı Kuvvetlerine Kıbrıs'a müdahale ihtimaline karşı hazırlık yapılması yönünde talimat verdi. Kıbrıs Barış Harekatı, TSK'ye bağlı birliklerin Lefkoşa-Hamitköy-Gönyeli ve Pınarbaşı bölgelerine hava indirme, Yavuz Plajı'na denizden çıkarma yapmasıyla 20 Temmuz'da başladı. Bülent Ecevit, harekatın başladığını, ‘İnsanlığa ve barışa büyük bir hizmette bulunmuş olacağımıza inanıyoruz. Öyle umarım ki kuvvetlerimize ateş açılmaz ve kanlı bir çatışmaya yol açılmaz. Biz aslında savaş için değil barış için ve yalnız Türklere değil Rumlara da barış getirmek için adaya gidiyoruz’ sözleriyle duyurmuştu. Ve bu harekatın ardından Kıbrıs Türkleri, Rahat bir nefes almaya başladı. Türkiye tarafından yavru vatan olarak ilan edilen Kıbrıs, O tarihten itibaren Türkiye’nin himayesinde tam 45 yıldır rahat bir nefes alıyor. Şimdi ise takvim yaprakları 12 Ekim 2019’u gösteriyordu. Kıbrıs’ta TSK tarafından başlatılan Barış Harekatı ile bugün Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan şahıs çıkmış; ‘1974'te biz adına Barış Harekatı desek de bu bir savaştı ve akan da kandı. Şimdi Barış Pınarı desek de akan su değil kandır’ diyor… Ardından da af dileyeceğine; ‘Kıbrıslı Türkler bugünlere kendi büyük mücadeleleri ile de ulaşmışlardır. Kıbrıslı Türkler bu adada var olabilmek için direnmeselerdi, bugünlere hiç ulaşılamazdı. Kıbrıs Türk Halkının telkinlerle değil kendi iradesiyle karar verebilecek olgunluğa ulaştığı inancındayım’ diye ekliyor. Yani şunu diyor; Türkiye olarak siz ne yaptınız ki, siz olmasaydınız da biz olurduk demeye getiriyor. Açıklamaların özeti budur değerli okurlar. Türkiye sayesinde o makamda oturan şahıs, bugün ülkemizin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde sınırlarımızı teröristlerden korumak ve ülkemize sığınan Suriyelilerin geri gönderilmesi için başlattığı Barış Pınarı Harekatına böyle bir tepki veriyor. Siz ne kadar aslını inkar etseniz de, Siz ne kadar destek olmasanız da, Bu harekat tüm Türkiye’yi bir bütün haline getirmiş ve sınırlarımız teröristlerden temizlenene kadar devam edecektir. Tıpkı 1974’de Kıbrıs Türklerine sahip çıktığımız gibi, Bugünde Suriye’de bulunan kardeşlerimize sahip çıkarak ülke olarak gereğini yapacağız. Siz beğenseniz de beğenmeseniz de, Türkiye olmazsa, Türkler başsız kalır… Kulağınıza küpe olsun… Çünkü BİZ TÜRKİYEYİZ!    
Ekleme Tarihi: 14 Ekim 2019 - Pazartesi
Sinan Yıldız

Çünkü BİZ TÜRKİYEYİZ!

Takvim yaprakları 20 Temmuz 1974’ü gösteriyordu.

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Karaoğlan lakablı Bülent Ecevit’ti.

Kıbrıs Adası'nda Türklerin uğradığı baskı ve zulmün ortadan kaldırılması için ‘Ayşe tatile çıksın’ parolası ile Kıbrıs Barış Harekatının emrini vermişti.

Bu harekat ile 1959’da başlamıştı aslında.

Türkiye, İngiltere ve Yunanistan tarafından 1959'da imzalanan Zürih ve Londra anlaşmalarıyla bu ülkelerin garantörlüğünde Türk ve Rum halklarının eşitliğine dayalı Kıbrıs Cumhuriyeti kurulmuştu.

Fakat Rumlara ait silahlı gruplarca 1963'ten itibaren gerçekleştirilen saldırılar sonucu Kıbrıs Türkleri, ülke yönetiminden baskı ve zulümle uzaklaştırılıyordu.

Adayı Yunanistan'a bağlama hedefine ulaşmak isteyen Rumlar, yürüttükleri saldırılar ve ambargolara 1963-1974 yılları arasında artarak devam ettiler.

EOKA-B liderlerinden Nikos Sampson, Yunanistan'da iktidarda bulunan cuntanın desteğiyle gerçekleştirdiği darbeyle 15 Temmuz 1974'te Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios'u devirdi.

Adadaki darbe haberi Ankara'ya ulaşınca Milli Güvenlik Kurulu toplandı.

Başbakan Bülent Ecevit, toplantının ardından Türk Silahlı Kuvvetlerine Kıbrıs'a müdahale ihtimaline karşı hazırlık yapılması yönünde talimat verdi.

Kıbrıs Barış Harekatı, TSK'ye bağlı birliklerin Lefkoşa-Hamitköy-Gönyeli ve Pınarbaşı bölgelerine hava indirme, Yavuz Plajı'na denizden çıkarma yapmasıyla 20 Temmuz'da başladı.

Bülent Ecevit, harekatın başladığını, ‘İnsanlığa ve barışa büyük bir hizmette bulunmuş olacağımıza inanıyoruz. Öyle umarım ki kuvvetlerimize ateş açılmaz ve kanlı bir çatışmaya yol açılmaz. Biz aslında savaş için değil barış için ve yalnız Türklere değil Rumlara da barış getirmek için adaya gidiyoruz’ sözleriyle duyurmuştu.

Ve bu harekatın ardından Kıbrıs Türkleri,

Rahat bir nefes almaya başladı.

Türkiye tarafından yavru vatan olarak ilan edilen Kıbrıs,

O tarihten itibaren Türkiye’nin himayesinde tam 45 yıldır rahat bir nefes alıyor.

Şimdi ise takvim yaprakları 12 Ekim 2019’u gösteriyordu.

Kıbrıs’ta TSK tarafından başlatılan Barış Harekatı ile bugün Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan şahıs çıkmış; ‘1974'te biz adına Barış Harekatı desek de bu bir savaştı ve akan da kandı. Şimdi Barış Pınarı desek de akan su değil kandır’ diyor…

Ardından da af dileyeceğine; ‘Kıbrıslı Türkler bugünlere kendi büyük mücadeleleri ile de ulaşmışlardır. Kıbrıslı Türkler bu adada var olabilmek için direnmeselerdi, bugünlere hiç ulaşılamazdı. Kıbrıs Türk Halkının telkinlerle değil kendi iradesiyle karar verebilecek olgunluğa ulaştığı inancındayım’ diye ekliyor.

Yani şunu diyor;

Türkiye olarak siz ne yaptınız ki, siz olmasaydınız da biz olurduk demeye getiriyor.

Açıklamaların özeti budur değerli okurlar.

Türkiye sayesinde o makamda oturan şahıs, bugün ülkemizin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde sınırlarımızı teröristlerden korumak ve ülkemize sığınan Suriyelilerin geri gönderilmesi için başlattığı Barış Pınarı Harekatına böyle bir tepki veriyor.

Siz ne kadar aslını inkar etseniz de,

Siz ne kadar destek olmasanız da,

Bu harekat tüm Türkiye’yi bir bütün haline getirmiş ve sınırlarımız teröristlerden temizlenene kadar devam edecektir.

Tıpkı 1974’de Kıbrıs Türklerine sahip çıktığımız gibi,

Bugünde Suriye’de bulunan kardeşlerimize sahip çıkarak ülke olarak gereğini yapacağız.

Siz beğenseniz de beğenmeseniz de,

Türkiye olmazsa,

Türkler başsız kalır…

Kulağınıza küpe olsun…

Çünkü BİZ TÜRKİYEYİZ!

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.