Sevgili okurlar… Hata yapmak insana mahsustur. Elbette hatasız kul olmaz. Lakin yapılan hata yeniden tekrar edilirse hata olmaktan çıkar kasıtlı duruma geçer… Bilerek ya da bilmeyerek bir defaya mahsus olmak kaydıyla kamu kurum ve kuruluşlarda hata yapanlar eğer bu hatalarını tekrar ediyorlarsa bu iş hata değil kasıtlıdır. Yani şöyle ki, Hatanın insanlara mahsus olması bunun tekrarına vesile olamaz. İnsanoğlu beşerdir şaşabilir. Ama şaşmayacaksın. Gündem şu; ‘Devlet Malı’ Değerli okurlar. Etrafta duyuyoruz. Bazıları devlet eli ile hakkı olmayan işlerle iştigal olup, Dünya malına tamah ediyorlar. Bir insanın bir masaya oturduğunda yiyebileceği yemeği düşünün… Aşırıya kaçamazsınız. Sadece boğazınızdan geçen kadar yersiniz. Fazlasına gerek yoktur ki bunu midede kabul etmez. O halde bu dünya da yiyemeyeceğiniz mal için neden hata üstüne hata yaparsınız. Bakın; Devlet hepimize lazım… Kimse devlet üzerinde benim senden fazla hakkım var diyerek, Devletin kurumlarını zarara uğratmamalıdır. Yukarı da bahsettiğim gibi hata ise ve bir defa yapılmış ise eyvallah, Fakat tekrar edilmişse üzerinde tüysüz yetimin hakkı vardır, Bu da en kötüsüdür. Burada ki en büyük görev siyasilere düşmektedir. Yönettikleri kurumları bu çerçevede yönetmelidirler. Yoksa onların yaptığı aracılığa girer ve bu da en kötülerindendir. Yani sakın ola ‘devletin malı deniz yemeyen keriz’ efsanesine kapılmayın. Hani meşhur bir laf vardır. Dedesinin yediği erik torununun dişini çalarmış… Tıpkı bu misal… Akıllı olmakta her daim fayda vardır. Rızkı veren Allah’tır… Dünya malına kapılmaya gerek yok. Cebine üç kuruş para girecek diye dolambaça hiç gerek yok. Demem odur ki, Bugün kendisini devletin kurumlarının hakimi olarak görenler, Unutmasınlar ki yarın bertaraf olacaklardır. Çünkü devletin malı herkese eşittir. Herkes nasibi kadarından faydalanmalıdır. Bunun dağıtımını da adaletli yapmayanlar er geç hesap vereceklerdir. Ümidim odur ki; Her yönetici yönettiği kuruma sahip çıksın… Yoksa bunun hesabı bu dünyada kapanır, bilesiniz… Kalın sağlıcakla…