Sinan Yıldız
Köşe Yazarı
Sinan Yıldız
 

10 KASIM’A DOĞRU…

Sevgili okurlar. Malumunuz ülkemizin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının Türk Milletine armağan ettiği Türkiye Cumhuriyeti 29 Ekim’de 100. Yılını kutladı. Tüm yurtta eskiden olduğu gibi bayram gösterileri ve fener alayı yürüyüşleri yapıldı. Öncelikle şunu ayırt etmemiz gerekiyor. 1980’li yılların terimlerine dönmek istemiyorum ama Bazen bazı şeyleri açık açık söylemek, Teker teker anlatmak gerekiyor insanlara. O yüzden açıkça yazmak istiyorum. Bu ülke her ne kadar şimdilerde yazmasa da bile, Nüfus Cüzdanlarımızda İslam yazan Türk Milletinin ülkesidir. Yani burada ki ana unsur şudur. Din, devlet, vatan, millet ve bayrak… Dinsiz bir devlet, Devletsiz bir vatan, Vatansız bir millet, Milletsiz bir bayrak, Olmaz olamaz. Önce dinimize, Sonra devletimize, Ardından vatanımıza, milletimize ve bayrağımıza sahip çıkmak ve sarılmak zorundayız. Dinimizin emirlerine uymak, Devletimizin kurallarına başkaldıramayız. Şimdi geleyim anlatmak istediğim asıl konuya. Son yılarda ülkemizde sanki 1980’li yıllar da ki gibi, Din sağcıların, Devlet ise solcularınmış gibi hareketler görüyoruz. Yani şöyle ki, Sağcı olarak tanımlanan partiler, Dinimizi sahiplenirken, Solcu olarak tanımlanan partiler de, Devletimizi sahipleniyor. Bu ülke de yaşayan ve kendisi Türk Milleti olarak sayan herkes bu iki ana önemli kavramında sahibidir. Kimse kimseyi yargılama hadsizliğini gösteremez. Türk Milletinin asırlarca hüküm sürmesini sağlayan Osmanlı İmparatorluğu’da bizimdir, Türkiye Cumhuriyetini kurarak bizlere emanet eden Mustafa Kemal Atatürk’te bizimdir… Dolayısıyla ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Diyanet İşleri Başkanlığında hutbe yazan vaiz hocaları, Ülkemizin kuruluşunun 100. Yılında hutbelerine konu etmedikleri 85 yıl önce ahirete gözlerini yuman Atatürk ismini, 10 Kasım’da yani ölüm yıl dönümünde dualarla anmalıdırlar. En azından buna cesaret edip, 29 Ekim öncesi Cuma hutbesinde Atatürk’ün adını anmayarak yaşatılan utancı, Bu vesileyle unutturma şansları olabilir. Sanırım kendimi ve Türk Milletini özellikle anlatabildiğimi düşünüyorum. Artık anlamayacak kimse kalmaz… Kalın sağlıcakla…
Ekleme Tarihi: 03 Kasım 2023 - Cuma
Sinan Yıldız

10 KASIM’A DOĞRU…

Sevgili okurlar.

Malumunuz ülkemizin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının Türk Milletine armağan ettiği Türkiye Cumhuriyeti 29 Ekim’de 100. Yılını kutladı.

Tüm yurtta eskiden olduğu gibi bayram gösterileri ve fener alayı yürüyüşleri yapıldı.

Öncelikle şunu ayırt etmemiz gerekiyor.

1980’li yılların terimlerine dönmek istemiyorum ama

Bazen bazı şeyleri açık açık söylemek,

Teker teker anlatmak gerekiyor insanlara.

O yüzden açıkça yazmak istiyorum.

Bu ülke her ne kadar şimdilerde yazmasa da bile,

Nüfus Cüzdanlarımızda İslam yazan Türk Milletinin ülkesidir.

Yani burada ki ana unsur şudur.

Din, devlet, vatan, millet ve bayrak…

Dinsiz bir devlet,

Devletsiz bir vatan,

Vatansız bir millet,

Milletsiz bir bayrak,

Olmaz olamaz.

Önce dinimize,

Sonra devletimize,

Ardından vatanımıza, milletimize ve bayrağımıza sahip çıkmak ve sarılmak zorundayız.

Dinimizin emirlerine uymak,

Devletimizin kurallarına başkaldıramayız.

Şimdi geleyim anlatmak istediğim asıl konuya.

Son yılarda ülkemizde sanki 1980’li yıllar da ki gibi,

Din sağcıların,

Devlet ise solcularınmış gibi hareketler görüyoruz.

Yani şöyle ki,

Sağcı olarak tanımlanan partiler,

Dinimizi sahiplenirken,

Solcu olarak tanımlanan partiler de,

Devletimizi sahipleniyor.

Bu ülke de yaşayan ve kendisi Türk Milleti olarak sayan herkes bu iki ana önemli kavramında sahibidir.

Kimse kimseyi yargılama hadsizliğini gösteremez.

Türk Milletinin asırlarca hüküm sürmesini sağlayan Osmanlı İmparatorluğu’da bizimdir,

Türkiye Cumhuriyetini kurarak bizlere emanet eden Mustafa Kemal Atatürk’te bizimdir…

Dolayısıyla ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Diyanet İşleri Başkanlığında hutbe yazan vaiz hocaları,

Ülkemizin kuruluşunun 100. Yılında hutbelerine konu etmedikleri 85 yıl önce ahirete gözlerini yuman Atatürk ismini,

10 Kasım’da yani ölüm yıl dönümünde dualarla anmalıdırlar.

En azından buna cesaret edip,

29 Ekim öncesi Cuma hutbesinde Atatürk’ün adını anmayarak yaşatılan utancı,

Bu vesileyle unutturma şansları olabilir.

Sanırım kendimi ve Türk Milletini özellikle anlatabildiğimi düşünüyorum.

Artık anlamayacak kimse kalmaz…

Kalın sağlıcakla…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.