Erol KÜÇÜK
Köşe Yazarı
Erol KÜÇÜK
 

SENSİZ GEÇEN 45 YIL

Bu Pazar Babalar günü. "Babalar Günü" babasız olanların yarasına tuz basmak gibiymiş... Eksik kalan yanını ört pas etmeyi beceremeyeceğin bir günmüş... Uzun zamandır düşünüyorum bu kez babalar gününde ne yazacağım diye. Hiç mutlu babalar günü yazısı yazasım yok. Bugün nasıl geçecek korkusu da sardı. Her Babalar Günü'nde, babasının kim olduğunu bile bilmeyen, "Neden babam beni aramıyor?" sorusunun yanıtını bir türlü bulamayan, çok küçük yaşta babasız kalmış, baba kelimesini hiç telaffuz edememiş, ya da babası bırakıp gitmişleri düşünür, aslında Babalar Günü'nün babasız olanlar için ne denli zor olduğunu hep aklımdan geçirirdim. Belki de sebebi kalp hastası bir babaya sahip olmak ve içimde yaşadığım onu kaybetme korkusuydu. "Çocukluk babayı kaybettiğinde biter, insan babası öldüğünde büyür" derler ya; artık arkanı yasladığın ama yasladığını da farkında olmadığın bir anda ortada kaldığında büyüdüğünü fark etmek demekmiş o. Takdirini alacağın, "bir şeye ihtiyacın var mı?" diye soracak, arkanı sıvazlayacak biri, yaslanacak bir omuz kalmamış demekmiş. İşte sonunda benim de yıllar önce başıma geldi. Henüz lise yeni bitmiş, Isparta Eğitim Enstitüsünü kazanmıştım. Babam her zaman bize "Çocuğunuz olduğunda bizi anlayacaksınız" diye. Ben de "Evet sizi şimdi çok iyi anlıyorum" diyebiliyorum. Aile olgusu çocuk olduktan sonra oluşur, benden bize geçersin. Babalık, sevgi, sorumluluk, arkadaşlık, paylaşım, örnek olabilmek, yaşam boyunca evladınızla birlikte bebekliğinde, çocuklukta, okul çağında, gençliğinde, evliliğinde bile bir rol üslenip, o rolü yaşam boyunca sevgiyle yerine getirebilmektir. Babam sevgi dolu, hayata bağlı, hoş sohbet bir babaydı. Biz onbir kardeşdik. İkisi vefat etti. O hep sosyal hayatın içindeydi. Kendine has kuralları vardı. Babam çevresinde düzgün karakteriyle tanınan, sevilen biriydi. Bize bıraktığı en büyük miras insan evladı olmaktır. Bir baba olarak benim de önceliğim iyi bir insan yetiştirmek. Tabii ki bu işte oğluma ve kızıma da düşen çok görev olacak. Umarım ki, Allah'ın da izniyle, ben de çocuklarımda da bunu başarabiliriz. Bizim ilişkimiz hep sevgi ve saygıya dayalı oldu. Ona karşı hiç bir zaman isyan etmedim. Benim de kızım ve oğlumla olan ilişkim aynı olsun istiyorum. Çocukluk heyecanını, okula başlamanın heyecanını, mezun olmanın heyecanını, vatana hizmet etmenin heyecanını, yuva kurmanın heyecanını bana tekrar yaşatacak baba olmak. İyi ki varsın babalık diyorum. Oğluma ve kızıma da iyi ki varsınız diyorum. Onu kaybettiğimiz günü unutamam. Ben Sofullu köyü ilkokulunda yedek öğretmenlik yapıyordum. Rahmetlik Ali dayı beni gece 01’de almaya gelmişti. Benim babamın vefat ettiğini sezmemem için jipste bulunan teybin sesini açmış bana müzik dinletiyordu güya. Ama ben çoktan sezmiştim. Baba olmak dünyanın en farklı duygularından biri. Baba olmak, sevmek demek; baba olmak şefkat demek; baba olmak sahiplenip bırakmamak demek. Yeri ve zamanı geldiğinde de bizim aile kültürümüze yakışır bir şekilde işi teslim edebilmek demek. Baba olmak hem irade, hem sabır, hem de sonsuz bir sonsuz ve karşılıksız sevgi göstermek demek. Herkesin babası kendisi için çok özeldir tabii ki. Benim babam da çok farklı bir kişilikti. O sadece bizim değil herkesin babasıydı. Kendi hayatını hiçbir zaman umursamayan, çocukları ve sevdikleri için hayatını hep geri plana atmış bir babaydı. Babaydı, babaçtı işte. Esas bu yüzden onu çok özlüyorum. Onunla aynı masada oturup sohbet etmeyi, işle ilgili konuşmayı, sevdiklerimizi konuşmayı, yanı başımda olmasını daha da önemlisi kötü giden şeylerde ona omzumu yaslamayı çok özlüyorum. Çok güçlü, çok azimli bir babaya sahiptim. Hiç bir zaman yılmayan, hiç bir zaman beni yalnız bırakmayan objektif, hatalara sinirlenmeyen ve hatalarımdan ders almayı öğreten, insanları ve aileyi bir araya toplamayı bilen bir babaya sahiptik. Ben öyle bir baba olabilir miyim bilemiyorum ama en azından etrafımdakileri bir araya toplayabilen ve ailesine sahip çıkan bir baba olmak en büyük arzum. Umarım bunu başarabilirim. Allah gani, gani rahmet etsin…
Ekleme Tarihi: 18 Haziran 2020 - Perşembe
Erol KÜÇÜK

SENSİZ GEÇEN 45 YIL

Bu Pazar Babalar günü.

"Babalar Günü" babasız olanların yarasına tuz basmak gibiymiş... Eksik kalan yanını ört pas etmeyi beceremeyeceğin bir günmüş...

Uzun zamandır düşünüyorum bu kez babalar gününde ne yazacağım diye. Hiç mutlu babalar günü yazısı yazasım yok. Bugün nasıl geçecek korkusu da sardı. Her Babalar Günü'nde, babasının kim olduğunu bile bilmeyen, "Neden babam beni aramıyor?" sorusunun yanıtını bir türlü bulamayan, çok küçük yaşta babasız kalmış, baba kelimesini hiç telaffuz edememiş, ya da babası bırakıp gitmişleri düşünür, aslında Babalar Günü'nün babasız olanlar için ne denli zor olduğunu hep aklımdan geçirirdim. Belki de sebebi kalp hastası bir babaya sahip olmak ve içimde yaşadığım onu kaybetme korkusuydu.
"Çocukluk babayı kaybettiğinde biter, insan babası öldüğünde büyür" derler ya; artık arkanı yasladığın ama yasladığını da farkında olmadığın bir anda ortada kaldığında büyüdüğünü fark etmek demekmiş o. Takdirini alacağın, "bir şeye ihtiyacın var mı?" diye soracak, arkanı sıvazlayacak biri, yaslanacak bir omuz kalmamış demekmiş. İşte sonunda benim de yıllar önce başıma geldi. Henüz lise yeni bitmiş, Isparta Eğitim Enstitüsünü kazanmıştım. Babam her zaman bize "Çocuğunuz olduğunda bizi anlayacaksınız" diye. Ben de "Evet sizi şimdi çok iyi anlıyorum" diyebiliyorum. Aile olgusu çocuk olduktan sonra oluşur, benden bize geçersin. Babalık, sevgi, sorumluluk, arkadaşlık, paylaşım, örnek olabilmek, yaşam boyunca evladınızla birlikte bebekliğinde, çocuklukta, okul çağında, gençliğinde, evliliğinde bile bir rol üslenip, o rolü yaşam boyunca sevgiyle yerine getirebilmektir. Babam sevgi dolu, hayata bağlı, hoş sohbet bir babaydı. Biz onbir kardeşdik. İkisi vefat etti. O hep sosyal hayatın içindeydi. Kendine has kuralları vardı. Babam çevresinde düzgün karakteriyle tanınan, sevilen biriydi. Bize bıraktığı en büyük miras insan evladı olmaktır. Bir baba olarak benim de önceliğim iyi bir insan yetiştirmek. Tabii ki bu işte oğluma ve kızıma da düşen çok görev olacak. Umarım ki, Allah'ın da izniyle, ben de çocuklarımda da bunu başarabiliriz.
Bizim ilişkimiz hep sevgi ve saygıya dayalı oldu. Ona karşı hiç bir zaman isyan etmedim. Benim de kızım ve oğlumla olan ilişkim aynı olsun istiyorum. Çocukluk heyecanını, okula başlamanın heyecanını, mezun olmanın heyecanını, vatana hizmet etmenin heyecanını, yuva kurmanın heyecanını bana tekrar yaşatacak baba olmak. İyi ki varsın babalık diyorum. Oğluma ve kızıma da iyi ki varsınız diyorum. Onu kaybettiğimiz günü unutamam. Ben Sofullu köyü ilkokulunda yedek öğretmenlik yapıyordum. Rahmetlik Ali dayı beni gece 01’de almaya gelmişti. Benim babamın vefat ettiğini sezmemem için jipste bulunan teybin sesini açmış bana müzik dinletiyordu güya. Ama ben çoktan sezmiştim. Baba olmak dünyanın en farklı duygularından biri. Baba olmak, sevmek demek; baba olmak şefkat demek; baba olmak sahiplenip bırakmamak demek. Yeri ve zamanı geldiğinde de bizim aile kültürümüze yakışır bir şekilde işi teslim edebilmek demek. Baba olmak hem irade, hem sabır, hem de sonsuz bir sonsuz ve karşılıksız sevgi göstermek demek.
Herkesin babası kendisi için çok özeldir tabii ki. Benim babam da çok farklı bir kişilikti. O sadece bizim değil herkesin babasıydı. Kendi hayatını hiçbir zaman umursamayan, çocukları ve sevdikleri için hayatını hep geri plana atmış bir babaydı. Babaydı, babaçtı işte. Esas bu yüzden onu çok özlüyorum. Onunla aynı masada oturup sohbet etmeyi, işle ilgili konuşmayı, sevdiklerimizi konuşmayı, yanı başımda olmasını daha da önemlisi kötü giden şeylerde ona omzumu yaslamayı çok özlüyorum. Çok güçlü, çok azimli bir babaya sahiptim. Hiç bir zaman yılmayan, hiç bir zaman beni yalnız bırakmayan objektif, hatalara sinirlenmeyen ve hatalarımdan ders almayı öğreten, insanları ve aileyi bir araya toplamayı bilen bir babaya sahiptik. Ben öyle bir baba olabilir miyim bilemiyorum ama en azından etrafımdakileri bir araya toplayabilen ve ailesine sahip çıkan bir baba olmak en büyük arzum. Umarım bunu başarabilirim. Allah gani, gani rahmet etsin…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.