Erol KÜÇÜK
Köşe Yazarı
Erol KÜÇÜK
 

BULANCAK ESKİ SİNEMA ANILARDA KALDI

İlk buluşmaların, babalarla ilk sinemalarını izledikleri Eski Sinemanın yıkılması Bulancak’ta kentsel dönüşümü anlatmaya çalışacağız. Kimisinin anısında ilk el ele tutuştuğu, kimisi için ise sinemayla tanıştığı yer olan Eski Sinema’nın yıkılması bizi tanıdık bir sona götürdü. Bulancak’ta ilk sinema 1954’te Ahmet Özcan tarafından kurulmuştu. Sonra 1961’de işletmeciliğini  Şemsi Emecen aldı. Bu dönemde Ordu’da Ordu Millet sineması ile Giresun’da Lale ve Yeni sinema vardı. O dönemler altın çağını yaşayan ve halkın eğlence mekanları olan sinema salonları, bizler ve bizden önceki iki kuşağın bir sürü nostaljik anılarının olduğu mekanlar, zamana yenik düşüyor. Uzun yıllar Bulancak’ta sinemacılık sektöründe faaliyet gösteren ve önemli filmlerin gösterimi gerçekleştiren Bulancak’ta sinema kültürünün oluşmasında önemli bir yer oynayan, Bulancak’ın ‘’eski sineması’’ tarihe karıştı. Eski sinemanın yıkılmasıyla, bir yıldız tarihe kaydı diyebiliriz. 1960’larda Şemsi Emecen tarafından işletilen Eski sinema bu günlerde oradan geçenlerin içini burkmaya devam ediyor. Bir döneme damgasını vuran, belki birçoğumuzun ilk flörtlerini yaşadıkları, bizim çocukluk döneminde gidelim diye ağladığımız, biraz serpilince harçlıklarımızın tek adresi, paramız yoksa içeri kaçak girebilmek için kapısında nöbet tuttuğumuz ve gençliğimizde kaçamak adreslerimiz olan o loş sinema salonlarının tek tek yok olmasına üzülüyoruz. Kimlerin anısı yoktur ki oralarda? Eski sinemanın kapısında günün filmlerinin afişleri inceden inceye incelerdik. Yan duvara da gelecek film tanıtılırdı. İçeri girince girişte kabuklu fıstık ve gazoz satılan büfe vardı. Film arasında sigara için büyüklerin arasında sanki duman altında kalırdık. Üst katta localar vardı. Her gün güzel giyimli hotelli kınalı lakaplı olan sevimli mi sevimli orta yaşlı bir makinist abi vardı. Loca dört kişilik idi. Locaları tutmak bir ayrıcalık ölçütü idi. Eski sinemanın bahçesi de vardı. Yaz aylarında filmler bu bahçede seyredilirdi. Yazlık sinemaların oturacak sandalyeleri tahta olduğundan evlerden sandalye yastığı götürülürdü. Yazlık sinemalarda akşam gösterilecek filmler gündüz, afişli ve çığırtkan denilen kişiler tarafından sokak, sokak cadde, cadde dolaşılarak duyurulurdu. Yazlık sinemalarda  uzak yerlerden sevgililer gelir, bahçe sinemasının en arkasında yer alıyorlardı. Sevgililer filmden çok birbirlerini seyrederlerdi, ışıklar yanınca birbirlerine ilgisiz oturur, meraklı gözlerden gözlerini kaçırırlardı. Hem kim bilir, bizim kuşak çok avantör filmler de gördük ama bu sinemada çok güzel filmlerde oynadı…
Ekleme Tarihi: 01 Aralık 2017 - Cuma
Erol KÜÇÜK

BULANCAK ESKİ SİNEMA ANILARDA KALDI

İlk buluşmaların, babalarla ilk sinemalarını izledikleri Eski Sinemanın yıkılması Bulancak’ta kentsel dönüşümü anlatmaya çalışacağız. Kimisinin anısında ilk el ele tutuştuğu, kimisi için ise sinemayla tanıştığı yer olan Eski Sinema’nın yıkılması bizi tanıdık bir sona götürdü.
Bulancak’ta ilk sinema 1954’te Ahmet Özcan tarafından kurulmuştu. Sonra 1961’de işletmeciliğini  Şemsi Emecen aldı. Bu dönemde Ordu’da Ordu Millet sineması ile Giresun’da Lale ve Yeni sinema vardı. O dönemler altın çağını yaşayan ve halkın eğlence mekanları olan sinema salonları, bizler ve bizden önceki iki kuşağın bir sürü nostaljik anılarının olduğu mekanlar, zamana yenik düşüyor. Uzun yıllar Bulancak’ta sinemacılık sektöründe faaliyet gösteren ve önemli filmlerin gösterimi gerçekleştiren Bulancak’ta sinema kültürünün oluşmasında önemli bir yer oynayan, Bulancak’ın ‘’eski sineması’’ tarihe karıştı. Eski sinemanın yıkılmasıyla, bir yıldız tarihe kaydı diyebiliriz. 1960’larda Şemsi Emecen tarafından işletilen Eski sinema bu günlerde oradan geçenlerin içini burkmaya devam ediyor. Bir döneme damgasını vuran, belki birçoğumuzun ilk flörtlerini yaşadıkları, bizim çocukluk döneminde gidelim diye ağladığımız, biraz serpilince harçlıklarımızın tek adresi, paramız yoksa içeri kaçak girebilmek için kapısında nöbet tuttuğumuz ve gençliğimizde kaçamak adreslerimiz olan o loş sinema salonlarının tek tek yok olmasına üzülüyoruz. Kimlerin anısı yoktur ki oralarda?
Eski sinemanın kapısında günün filmlerinin afişleri inceden inceye incelerdik. Yan duvara da gelecek film tanıtılırdı. İçeri girince girişte kabuklu fıstık ve gazoz satılan büfe vardı. Film arasında sigara için büyüklerin arasında sanki duman altında kalırdık. Üst katta localar vardı. Her gün güzel giyimli hotelli kınalı lakaplı olan sevimli mi sevimli orta yaşlı bir makinist abi vardı. Loca dört kişilik idi. Locaları tutmak bir ayrıcalık ölçütü idi. Eski sinemanın bahçesi de vardı. Yaz aylarında filmler bu bahçede seyredilirdi. Yazlık sinemaların oturacak sandalyeleri tahta olduğundan evlerden sandalye yastığı götürülürdü. Yazlık sinemalarda akşam gösterilecek filmler gündüz, afişli ve çığırtkan denilen kişiler tarafından sokak, sokak cadde, cadde dolaşılarak duyurulurdu. Yazlık sinemalarda  uzak yerlerden sevgililer gelir, bahçe sinemasının en arkasında yer alıyorlardı. Sevgililer filmden çok birbirlerini seyrederlerdi, ışıklar yanınca birbirlerine ilgisiz oturur, meraklı gözlerden gözlerini kaçırırlardı. Hem kim bilir, bizim kuşak çok avantör filmler de gördük ama bu sinemada çok güzel filmlerde oynadı…
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.