Erol KÜÇÜK
Köşe Yazarı
Erol KÜÇÜK
 

BİZİM GÜNÜMÜZ

Bizim günümüz yine geldi çattı.Yılda bir kez de olsa hatırlanmak güzel bir duygu. Öğretmenlik mesleklerin en anlamlısı ve ölümsüzüdür.Yılardan bu yana tohum ekiyoruz.Ürünlerimizi gördükçe çok ama çok mutlu oluyoruz. Ürünü insan olan ve başlı başına bir amaç olmaktan öte, insanları  yüce amaca  ulaştıran bir vasıtadır öğretmenlik.İşlenen nakışlar ayrı bir sevda hatırlatır  gençlere. Dokunan kilimlerde alın teri karışır renklere. Kitaplar, inci Tanesi bilgiler savurmaya başlar rüzgâr gibi. Bilgiler bir oraya savrulur bir buraya. O bilgileri hayat yolunda birileri bulur ve kendilerine pusula edinirler. Bizler  ki dünyadaki en şerefli, en kutsal mesleği yapanlarız. Öğrenciler, karanlık bir kuyu içinde kurtuluşu beklerken gizli bir el dokunur titreyerek.İşte o biziz.Bizden kimseye zarar gelmez.Herşeyin güzeline ulaşmak isteriz. Puslu camlardan bakanlara açık bir yol olmuştur hiç kapanmayacak. Bu sayede geleceğe ilk adım atmış olacaklar öğrencilerimiz. Dünyanın anlamsızlığını çözmeye çalışmıştık kitapların arasından. Bizleri 24 Kasım, yüreklerimizi  sevince boğacak anlamlı bir gün. Noktalı virgülün iki cümleyi birbirine bağlaması gibi bizler de öğrencilerimizle birlikteyiz her dâim. Gözlerdeki puslu camı şefkatleriyle silerler içten bir tavırla. İki kapılı han, meçhullerle doludur hayat çizgisinde. Dedektif gibi hep o meçhuller; aramakla geçer bütün ömrümüz.Bir deryada, hırçın dalgalarla mücadele ederiz  içlerimizde  umut ışığı var oldukça. Hep bir şeyi öğretmek için emek veririz  öğrencilerimize.Doğruluk, hayatta en mühim şeydir insanların yüreğinde. Bu mükemmel olan şeyi öğretenler yine bizleriz. Bir anne, bir baba gibi üstlerine titreriz  öğrencilerimizin. Bu emeklerine karşı en çok istediğimiz  şey ise “Başarı”dır. Öğrencilerimizi başarılı olarak görmek, yüzlerinde bir tebessüm oluşmasına dâhi yeter. Mutluluğun kapısını açmak için anahtarını bulmak gerekir ilk önce. O anahtar ise, beyinlerindeki hazinede saklıdır bulmak isteyen için. Gülmekte ağlamakta insanlar içindir dünya çemberinde. Bugün gülme vakti geldi Türk evlatlarına. Bizler  birer gülüz  hiç solmayan ve hep kan kırmızısı kalan. Bugün, bizler öğretmen olduğumuzun  mutluluğunu yaşayalım  yüreklerimizde. Sadece, 24 Kasım’da değil, her zaman bizleri  hatırlayalın. Bir tebessüm dâhi yeter bizleri mutlu etmek için. Bizlerden  bu tebessümü esirgemeyin..İyi ki öğretmen olmuşuz.Ne mutlu bize ne kadar yüzlerce,binlerce sevenimiz var…
Ekleme Tarihi: 22 Kasım 2016 - Salı
Erol KÜÇÜK

BİZİM GÜNÜMÜZ

Bizim günümüz yine geldi çattı.Yılda bir kez de olsa hatırlanmak güzel bir duygu. Öğretmenlik mesleklerin en anlamlısı ve ölümsüzüdür.Yılardan bu yana tohum ekiyoruz.Ürünlerimizi gördükçe çok ama çok mutlu oluyoruz. Ürünü insan olan ve başlı başına bir amaç olmaktan öte, insanları  yüce amaca  ulaştıran bir vasıtadır öğretmenlik.İşlenen nakışlar ayrı bir sevda hatırlatır  gençlere. Dokunan kilimlerde alın teri karışır renklere. Kitaplar, inci Tanesi bilgiler savurmaya başlar rüzgâr gibi. Bilgiler bir oraya savrulur bir buraya. O bilgileri hayat yolunda birileri bulur ve kendilerine pusula edinirler. Bizler  ki dünyadaki en şerefli, en kutsal mesleği yapanlarız. Öğrenciler, karanlık bir kuyu içinde kurtuluşu beklerken gizli bir el dokunur titreyerek.İşte o biziz.Bizden kimseye zarar gelmez.Herşeyin güzeline ulaşmak isteriz. Puslu camlardan bakanlara açık bir yol olmuştur hiç kapanmayacak. Bu sayede geleceğe ilk adım atmış olacaklar öğrencilerimiz. Dünyanın anlamsızlığını çözmeye çalışmıştık kitapların arasından. Bizleri 24 Kasım, yüreklerimizi  sevince boğacak anlamlı bir gün. Noktalı virgülün iki cümleyi birbirine bağlaması gibi bizler de öğrencilerimizle birlikteyiz her dâim. Gözlerdeki puslu camı şefkatleriyle silerler içten bir tavırla. İki kapılı han, meçhullerle doludur hayat çizgisinde. Dedektif gibi hep o meçhuller; aramakla geçer bütün ömrümüz.Bir deryada, hırçın dalgalarla mücadele ederiz  içlerimizde  umut ışığı var oldukça. Hep bir şeyi öğretmek için emek veririz  öğrencilerimize.Doğruluk, hayatta en mühim şeydir insanların yüreğinde. Bu mükemmel olan şeyi öğretenler yine bizleriz. Bir anne, bir baba gibi üstlerine titreriz  öğrencilerimizin. Bu emeklerine karşı en çok istediğimiz  şey ise “Başarı”dır. Öğrencilerimizi başarılı olarak görmek, yüzlerinde bir tebessüm oluşmasına dâhi yeter. Mutluluğun kapısını açmak için anahtarını bulmak gerekir ilk önce. O anahtar ise, beyinlerindeki hazinede saklıdır bulmak isteyen için. Gülmekte ağlamakta insanlar içindir dünya çemberinde. Bugün gülme vakti geldi Türk evlatlarına. Bizler  birer gülüz  hiç solmayan ve hep kan kırmızısı kalan. Bugün, bizler öğretmen olduğumuzun  mutluluğunu yaşayalım  yüreklerimizde. Sadece, 24 Kasım’da değil, her zaman bizleri  hatırlayalın. Bir tebessüm dâhi yeter bizleri mutlu etmek için. Bizlerden  bu tebessümü esirgemeyin..İyi ki öğretmen olmuşuz.Ne mutlu bize ne kadar yüzlerce,binlerce sevenimiz var…
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.