NEDEN BU ÖFKE...

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 23.04.2013 - 10:06, Güncelleme: 30.10.2020 - 19:15 3565+ kez okundu.
 

NEDEN BU ÖFKE...

Günlük yaşamımızda sürekli insanlarla iletişim içindeyiz. Yani sürekli olarak bir duygu alışverişi yaparız. Yüzümüz biraz asılınca, yada güzel bir tebessümde çevremizdekiler hemen bunun nedenini sorarlar. Fakat bazen öyle duygularımız olur ki kimsenin birşey sormasına gerek kalmadan biz aktarıveririz karşımızdakine. Bu duyguların başında öfke gelir. Bunu dışarı yansıtırken karşımızdakini kırdığımızı düşünmeyiz. Hatta çoğu zaman öfke duygumuzu dışarı yansıtırken muhatabımızı kırdığımızı düşünemeyiz. Hatta çoğu zaman kırgınlığımızın sebebi çok farklı bir mesel e olsa dahi suçsuz bir insanı, yakınımızda olan büyüğümüzü, dostumuzu, arkadaşımızı inciltiriz. Araştırmadan, irdelemeden, akıl yürütmeden çok çabuk öfkeleniyoruz. Bunun eğitim, alıp almamakla bir ilişkisi yok.Yolda yürürken yanlışlıkla omuz atana,dik dik bakana,çekemediğimiz birine,masum insanlara,aslı astarı olmayan kulaktan dolma dedikodular karşısında aniden saldırı pozisyonuna geçiyoruz. Hep zannederiz ki biz öfkelendiğimizde kimse bizi durduramaz, her şeyi yapmaya hakkımız var sanırız. Karşımıza ummadığımız bir duvar çıkınca, toslamanın verdiği sersemlikle olsa gerek, korku ve başarısızlıkla karışık bir çaresizlik yaşıyoruz. Sonuçta öfkeleniyoruz. Her duygumuzu öfke ile taçlandırıyoruz. Mutluluk, sevinç gibi duygular insanı diğer insanlarla birleştirirken, öfke ve nefret gibi duygular kişiyi yalnızlaştırır ve ıssızlaştırır. Öfke patlamaları içimizdeki şiddetin sadece bir yansımasıdır. Her geçen gün yükselen öfke hoşgörüsüzlüğün işaretidir. Öfke rüzgar gibidir, bir süre sonra diner ama birçok dal kırılmıştır bile. Unutmayın el yarısı geçer, dil yarası hiçbir zaman geçmez. Lütfen bir sevgi tohumu ekelim yüreklerimize ve lütfen öfke yerine güzellikleri yeşertelim. Duygumuzu doğru ifade edebilmek için, önce onu tanıyın. Kendimizi kışkırtan ve yıkıcı davranışlardan kaçınalım. İnsana yakışan ‘’kontrollü ‘’davranışlar sergilemek, öfkeye yenilip taşkınlıklar yapmamaktır. Unutmamamız gerekir ki öfke ateşten bir duygudur. Ateş ise en çok düştüğü yeri yakar. Yani öfke ateşi en çok öfkelenene zarar vermektedir.
Günlük yaşamımızda sürekli insanlarla iletişim içindeyiz. Yani sürekli olarak bir duygu alışverişi yaparız. Yüzümüz biraz asılınca, yada güzel bir tebessümde çevremizdekiler hemen bunun nedenini sorarlar. Fakat bazen öyle duygularımız olur ki kimsenin birşey sormasına gerek kalmadan biz aktarıveririz karşımızdakine. Bu duyguların başında öfke gelir. Bunu dışarı yansıtırken karşımızdakini kırdığımızı düşünmeyiz. Hatta çoğu zaman öfke duygumuzu dışarı yansıtırken muhatabımızı kırdığımızı düşünemeyiz. Hatta çoğu zaman kırgınlığımızın sebebi çok farklı bir mesel e olsa dahi suçsuz bir insanı, yakınımızda olan büyüğümüzü, dostumuzu, arkadaşımızı inciltiriz. Araştırmadan, irdelemeden, akıl yürütmeden çok çabuk öfkeleniyoruz. Bunun eğitim, alıp almamakla bir ilişkisi yok.Yolda yürürken yanlışlıkla omuz atana,dik dik bakana,çekemediğimiz birine,masum insanlara,aslı astarı olmayan kulaktan dolma dedikodular karşısında aniden saldırı pozisyonuna geçiyoruz. Hep zannederiz ki biz öfkelendiğimizde kimse bizi durduramaz, her şeyi yapmaya hakkımız var sanırız. Karşımıza ummadığımız bir duvar çıkınca, toslamanın verdiği sersemlikle olsa gerek, korku ve başarısızlıkla karışık bir çaresizlik yaşıyoruz. Sonuçta öfkeleniyoruz. Her duygumuzu öfke ile taçlandırıyoruz. Mutluluk, sevinç gibi duygular insanı diğer insanlarla birleştirirken, öfke ve nefret gibi duygular kişiyi yalnızlaştırır ve ıssızlaştırır. Öfke patlamaları içimizdeki şiddetin sadece bir yansımasıdır. Her geçen gün yükselen öfke hoşgörüsüzlüğün işaretidir. Öfke rüzgar gibidir, bir süre sonra diner ama birçok dal kırılmıştır bile. Unutmayın el yarısı geçer, dil yarası hiçbir zaman geçmez. Lütfen bir sevgi tohumu ekelim yüreklerimize ve lütfen öfke yerine güzellikleri yeşertelim. Duygumuzu doğru ifade edebilmek için, önce onu tanıyın. Kendimizi kışkırtan ve yıkıcı davranışlardan kaçınalım. İnsana yakışan ‘’kontrollü ‘’davranışlar sergilemek, öfkeye yenilip taşkınlıklar yapmamaktır. Unutmamamız gerekir ki öfke ateşten bir duygudur. Ateş ise en çok düştüğü yeri yakar. Yani öfke ateşi en çok öfkelenene zarar vermektedir.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.