Kimler olduğunu herhalde anladınız. Bu gençler, burnundaki çiçekleri bir hayli solmuş ve işe koyulmuş Piraziz ile Bulancak'ın icraat yolunda emin adımlarla yol yapan belediye başkanları. Özellikle yerel seçimlerde halef selef değişimleri çoğunlukla selefin zaman içinde yıpranması sonucunda meydana geliyor. Selef gerçekten başarılı; haktan hukuktan ayrılmayan, hırsızlığa yolsuzluğa bulaşmayan ve bölgesi nezdinde saygın bir yere sahipse hangi partiden olursa olsun onu kimse deviremiyor, örnekleri çok. Yok eğer her türlü şaibeye rağmen şapkamı koysam kazanırım derseniz bu millet artık bunu yemiyor bilesiniz. Son iki yerel seçimlerde bunu açık ve net biçimde gördük. Bunun en somut örneğini Bulancak ve Piraziz seçimleri bize daha yakından gösterdi. Türkiye'nin birçok yerinde Ak Partili belediyeler kaybederken Piraziz gençlerin enerji ve sinerjisini arkasına alan genç bir adayla ve ezici bir çoğunlukla belediyeyi aldı, CHP'ye Piraziz'de tarihi bir yenilgi yaşattı. Ak Parti Türkiye genelinde olduğu gibi Bulancak'ta da yanlış aday gösterdiği için, CHP'nin isabetli aday tercihi ile Bulancak'ı kaybetti, tıpkı Piraziz'de CHP'nin kaybettiği gibi. Asıl soru şu: Esat ve Necmi mi kazandı yoksa Görgülüoğlu ve yıpranmış Yakar destekli Guguk mu kaybetti? Bunu anlamamız için biraz daha zamana ihtiyacımız var. İşler görece de olsa şimdilik iyi gidiyor. Her iki başkan da samimi çaba içindeler. Ankara destekli Esat başkan daha avantajlı durumda. Bazı yollar belli bir yere kadar asfaltlanmış olsa da, bugüne kadar salaş halde kalmış Piraziz'de icraatları artık görünür hale geliyor. Projeler tek tek hayata geçtikce Piraziz daha da güzelleşecek. Necmi başkan ise gücü yettiğince ve samimi çabalarıyla bir şeyler üretmeye çalışmasının yanında sokağa yansıyan sosyal iletişimiyle Bulancak'ta belediye başkanlarının görev tanımlarını yeniden hatırlatıyor. (Sosyal iletişim deyince de bunun samimi olanı ile yapmacık olanı hemencecik fark ediliyor değil mi?) Gördüğümüz bu samimi çabalar bir yere kadar oyalıyor, lay lay lom bitiyor, günün sonunda mizan kuruluyor; dökülen asfaltlar, serilen çakıllar, döşenen yollar ölçülüyor; takılan lambalar, toplanan çöpler,  akan musluklar sayılıyor; samimiyetle sıkılan eller, sevgiyle içine bakılan gözler, içtenlikle ziyaret edilen kapılar ya da sonuna kadar açılan belediye kapıları bir bir dile geliyor, sonunda ak koyun kara koyun belli oluyor. Tuhaf biçimde günler de çok hızlı geçiyor, bakmışsın tekrar seçimler gelmiş, şapka düşmüş kel görünmüş. Onun için bu işlerde rehavete yer yok. Sevgili başkanlar, durmak yok, yol yapmaya devam. Hele de siyasette daha büyük hedefleriniz varsa eğer 'dip dalgaları da hesaba katarak' sörfü iyi öğrenin.