Ak Parti'nin iktidara gelişinden bugüne 23 sene geçmiş ve 10. Ak Parti hükümeti dönemini yaşıyoruz. Büyük bütçeler ve maliyetler gerektirmeyen bir takım konuları artık konuşmamalıydık.
Yangın çıkan bir otelde filmlerde dahi az rastlanır dramla 78 kişi göz göre göre yanarak can vermemeliydi mesela; ruhsat işleri rüşvetsiz, denetimler kusursuz, çalışanların mesleki eğitimi yeterli ve etik değerlere bağlılığı tam olmalıydı.
İnşaattan işçi düşüp ölmemeli artık bu memlekette, 23 yıl tek başına iktidardan sonra iş sağlığı ve güvenliği sorunu konuşulmamalıydı bile. Havuzda yüzerken, yolda gezerken insanlar elektiriğe kapılıp ölmemeli.
Para kazanamadığı için hasat edemediği ürününü aynı çiftçi o ürünün kentlerdeki fiyatını görünce ahlanmamalıydı sözgelimi, binbir emekle ürettiğinin, emeğinin karşılığını alabilmeliydi.
"Temel ihtiyaçlar sorunu bitti, vatandaş lüks peşinde" gibi bir söylem ayıbına düşülmemeli mesela, gelindiği düşünülen refah seviyesinden herkes eşit biçimde istifade edebilmeliydi.
Eğitim öğretimin her kademesinde çocuklarımız at yarışı gibi bilgi ölçme yarışına sokulmamalı, öğrenciler yeteneğine göre planlanmalı ve eğitilmeli, boş gezen üniversiteliler ülkesi olmamalıydık.
Örneğin, her yıl trafik kazalarında onlarca canımızı kaybetmemeliydik, gerekli önlemler çoktan alınmalıydı.
Kim kimden öğrendi bilmiyorum ama, hiçbir şeyin gizli kalmadığı günümüzde, bunca rüşvet, yolsuzluk ve haksız kazançlar konuşulmamalıydı bu diyarlarda; kul hakkına girmek en büyük suç sayılmalıydı.
Kadın cinayetleri,
Merdiven altı imalatlar,
Sahte içkiden ölümler,
Kanalizasyona düşen insanlar,
Çok kolay meydana gelen ve uzun süre söndürülemeyen orman yangınları,
Maden ocaklarinda geliyorum diyen ölümler,
İki üç zincir marketin kafa kafaya verip özellikle zor zamanlarda piyasayı domine etmeleri, vs.vs. Bunca zamandır bu sorunlar çoktan bitmeliydi.
Bunlar büyük bütçeler gerektirmeyen; yasal düzenlemeler, eğitim, ehliyet, liyakat ve beceri isteyen işlerdi, bu kadar yılda rahatlıkla üstesinden gelinebilirdi, yazık ki gelinemedi.