Adam anlatıyor:
“Arkadaş Salı günü pazara gidip bir şeyler alayım dedim.
Gittiğime, gideceğime pişman oldum.
Pazar yeri …
Tıklım, tıklım insan dolu!
Satanlar…
Alanlar…
Pazar yeri insan kaynıyor…
Sanki İran –İsrail savaşı bizde de millet yiyecek kısıtlıyor.”
Alış veriş yani satışlar nasıl, alanlar çok mu?
Nerede…
Yalnız fiyat sorup geçiyorlar.
Ateş pahası…
Alıcılar herhalde öğleden sonrayı bekleyecekler, belki biraz ucuzlarda bizde bir şeyler alırız diye.
Satıcılara soruyoruz:
Pazarda her şey var, fakat çok pahalı.
Aldığımız cevap:
Ne yapalım, bizde buradan aldığımız parayla marketlere gidip kumanya alacağız evimize.
Siz oralardaki fiyatları biliyor musunuz?
Her gün zamlanıyor.
Biz zaten yapılan zamlara yetişemiyoruz…
Bakıyorsun herkes haklı…
Hani Nasrettin hocanın kadılık zamanında:
Davacı gelmiş anlatmış…
Hoca:
Haklısın demiş.
Davalı gelmiş anlatmış…
Hoca,ona da haklısın demiş.
Mahkemede bulunan hocanın hanımı:
Hoca demiş, davacı anlattı haklısın dedin, davalı anlattı ona da haklısın dedin.
Hoca dönmüş hanımına:
Evet, hanım sende haklısın demiş.
Yorum okurlarıma…
Kalın sağlıcakla.