Nasıl oldu ise üç yıl önce bel fıtığı denen bir müsubede yakalanmıştım.
Gittiğim Dr. lar Ameliyat dedi.
Bende ameliyat olma kararı vermek üzere iken:
Bana bir arkadaş bir fizyoterapisti tavsiye ederek birde ona görünüp sonra karar verirsen iyi olur demişti.
Eğilip ayakkabımı giyemiyorum…
Sağ bacağım, belim müthiş ağrıyor…
Denize düşen yılana sarılır misali kim ne ilaç söylediyse kullandım, fayda vermiyor.
Gidip birde bu fizik tedaviciyi göreyim dedim.
Gidip tanıştım fizyoterapistle.
Yani Süleyman Aksu ile…
Durumu anlattım.
Tamam dedi, ben elimden geleni yaparım.
İstersen hemen tedaviye başlaya biliriz dediğinde:
“Körün aradığı bir göz, Allah verdi iki göz” misali ben hemen kabul ettim.
Birinci seansın sonunda eğilip kendi ayakkabımı giyebildim.
Bir hafta sonra ikinci seanstan sonra hiçbir ağrım, sızım kalmadı nerdeyse top oynayacak kadar sağlamlaştım…
Yıldız Haber Gazetemizdeki köşe yazımda bunu yazmıştım.
Okuyan, duyan birçok arkadaşlarda gidip benim gibi şifa bulmuşlar…
Geçenlerde yaşlılığında verdiği bir gafletle bir hata yaparak belimi yine incittim.
Nerdeyse aynı ağrılar başladı.
Hemen telefon edip randevu alarak tedaviye başladık fizyoterapistimiz Süleyman Aksu ile…
Yeni aletler ile biraz daha modernleşmişler.
Birinci seanstan sonra ağrım azaldığı gibi hareketlerimde kolaylaştı.
İkinci seanstan sonra çok şükür tekrar sağlığıma kavuştum.
İşte bu nedenle yazıma bu başlığı koydum.
Evet…
Çeken bilir iyinin kıymetini.
Sağlıkla kalın.
