Erhan GÜNDOĞAR
Köşe Yazarı
Erhan GÜNDOĞAR
 

Zombi sandım, Allah inandırsın yani!

Cuma akşamıydı, eve mi yoksa bir arkadaşın yanına mı gidiyordum tam olarak hatırlamıyorum. Hükümet caddesinden Kızılot yoluna doğru yürüyerek gidiyordum. Yolun sol tarafında kaldırımda iki genç yan yana gidiyordu. Biri genç kız, biri erkekti. Bende her zaman olduğu gibi yürürken sağa sola sürekli baktığım için gözümden bir şey kaçmasın, haberdi olaydı bakan biriyim. Böyle bakarken sol tarafta yürüyen bu gençlerden biri anında dikkatimi çekti ve “abovvv; bu nedir Allah’ım” diyerek birden irkildim. Ağzım bir karış olmasa bile açık kaldı. Biraz daha yavaşladım ve beni afallatan bu yere doğru baktım kaldım. Acaba yanlış mı gördüm, yoksa bana mı öyle geldi o an çokta karar veremedim. Erkek olanın başında kapüşon denen bir kapalı şapka mı, bere mi, bir örtü ile kapalıydı. Bunun altında görünen saçı tam anlamı ile bir zombi saçı gibi bir renk almış ve zaten de onlara benzer haldeydi. Bu nasıl bir saç rengi Allah aşkına derken buldum kendimi. Sarı değil, yeşil değil, mavi değil, şimdiki kızlar ve erkeklerin saçını boyadığı envaı çeşit boyaya da benzemiyordu. Oksit sarısı denen renge yakın, ancak bir mevtanın ten rengine yakın, sanki bir mezardan çıkmış bir naaşın ten rengine yakın bir şeydi. Bakın nasılda bir türlü bunu bir renge benzetemiyorum gördünüz mü? Sonra yüzündeki ölü bir insanın insanı ürperten beyazlığı gözüme daha çok çarpınca, “hey Allah’ım bu çocuk bir zombi gibi” dedim içimden. Hakikatten de zombi filmleri veya dizilerindeki bir zombi gibiydi yüzü ve saçı. Tamam artık “Bulancak’ta zombilerimiz var, hayırlı olsun vatana, millete ve ilçemize” diyerek yoluma devam ettim. O gün internet sitemize bir köşe yazayım da, okuyan okusun da, bu genci görenler, zombiler Bulancak’ta diyerek gören emniyete koşmasın, diye düşündüm önce. Sonra “yok yok bunu gazeteye de yazayım da daha çok insan okusun” diyerek bugüne sakladım. Şunu insan olarak anlarım. Gençsin, güzelsin, yakışıklısın, filinta gibisin de; “bu nedir Allah aşkına bir kez daha demek” yanlış olmaz. Farklı olmak, aykırı olmak için, ya da ne bileyim ben özgürüm, kimse bana karışmaz, bildiğimi yaparım demenin başka yolları da var bu hayatta. Zombi olmaya hiçte lüzum yok.           
Ekleme Tarihi: 27 Eylül 2022 - Salı
Erhan GÜNDOĞAR

Zombi sandım, Allah inandırsın yani!

Cuma akşamıydı, eve mi yoksa bir arkadaşın yanına mı gidiyordum tam olarak hatırlamıyorum. Hükümet caddesinden Kızılot yoluna doğru yürüyerek gidiyordum. Yolun sol tarafında kaldırımda iki genç yan yana gidiyordu. Biri genç kız, biri erkekti. Bende her zaman olduğu gibi yürürken sağa sola sürekli baktığım için gözümden bir şey kaçmasın, haberdi olaydı bakan biriyim. Böyle bakarken sol tarafta yürüyen bu gençlerden biri anında dikkatimi çekti ve “abovvv; bu nedir Allah’ım” diyerek birden irkildim. Ağzım bir karış olmasa bile açık kaldı. Biraz daha yavaşladım ve beni afallatan bu yere doğru baktım kaldım. Acaba yanlış mı gördüm, yoksa bana mı öyle geldi o an çokta karar veremedim. Erkek olanın başında kapüşon denen bir kapalı şapka mı, bere mi, bir örtü ile kapalıydı. Bunun altında görünen saçı tam anlamı ile bir zombi saçı gibi bir renk almış ve zaten de onlara benzer haldeydi. Bu nasıl bir saç rengi Allah aşkına derken buldum kendimi. Sarı değil, yeşil değil, mavi değil, şimdiki kızlar ve erkeklerin saçını boyadığı envaı çeşit boyaya da benzemiyordu. Oksit sarısı denen renge yakın, ancak bir mevtanın ten rengine yakın, sanki bir mezardan çıkmış bir naaşın ten rengine yakın bir şeydi. Bakın nasılda bir türlü bunu bir renge benzetemiyorum gördünüz mü? Sonra yüzündeki ölü bir insanın insanı ürperten beyazlığı gözüme daha çok çarpınca, “hey Allah’ım bu çocuk bir zombi gibi” dedim içimden. Hakikatten de zombi filmleri veya dizilerindeki bir zombi gibiydi yüzü ve saçı. Tamam artık “Bulancak’ta zombilerimiz var, hayırlı olsun vatana, millete ve ilçemize” diyerek yoluma devam ettim. O gün internet sitemize bir köşe yazayım da, okuyan okusun da, bu genci görenler, zombiler Bulancak’ta diyerek gören emniyete koşmasın, diye düşündüm önce. Sonra “yok yok bunu gazeteye de yazayım da daha çok insan okusun” diyerek bugüne sakladım.

Şunu insan olarak anlarım. Gençsin, güzelsin, yakışıklısın, filinta gibisin de; “bu nedir Allah aşkına bir kez daha demek” yanlış olmaz. Farklı olmak, aykırı olmak için, ya da ne bileyim ben özgürüm, kimse bana karışmaz, bildiğimi yaparım demenin başka yolları da var bu hayatta. Zombi olmaya hiçte lüzum yok.           

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.