Erhan GÜNDOĞAR
Köşe Yazarı
Erhan GÜNDOĞAR
 

Yolculuktan hikayeler

Teyze oğlunun cenazesi için Giresun’a Boztekke köyüne gitmek için dolmuşa binmiş ve köye doğru gidiyordum. Köy yolunda dolmuşta olan bir yaşlı hanım teyze, şoföre, “çarşından su almayı unuttum para versem alır mısın?” diye sordu. “Yoksa kocam bana kızar” diye ekleyince ben biraz tebessüm ettim. Allah allah, köyde yaşıyorsun, çarşından su alıyorsun veya sipariş ediyorsun, bu nasıl bir iş ki? Yahu su dedin mi; insanın aklına köy gelir. Köyde nasıl su olmaz. Ben bildim bileli, bölgemizde su olmayan yer yok ya! Hele köylerde öyle ya da böyle hemen hemen her evin kapısında su olur. Ne oldu da köylerimizde ikamet edenler su arama derdine düştü. İçme suyu, yıkama suyu, aklınıza ne gelirse su her zaman köyde olur ve insanlar köyde susuz kalmaz. Geçti o devirler yani…  Sanki Kerbela’da kalmış gibi teyzem çarşıdan su istiyor. Olacak şey mi bu? Sonra geri dönerken Giresun-Bulancak dolmuşu ile gelirken de, yan tarafımızdaki bir araç dikkatimi çekti. Şöyle gayri ihtiyari baktım. Araç sürücüsü hem direksiyonu iki eli ile tutuyor ve elindeki telefonla da mesaj yazıyordu. O arada araç gidermiş, sağında solunda başka bir araç varmış önemli değil. Yeter ki beyimiz telefonla mesajını yazsın. Becerikli olduğunu göstermek için, “ben usta şoförüm, bana bir şey olmaz” kafası anlayacağınız. Acil bir durumda olabilir, yazması gerekir, ama bu anlayışla değil. Telefon aparatı denilen bir kulaklık var, 3-5 lira kadar, alırsın ondan, araç sürerken kulağına takarsın ve sıkıntı olmadan konuşursun. Aslında bu yolculuklarda o kadar garip durum ile karşı karşıya geliyorum ki, yazmakla bitmez. Yeri geldikçe zaten yazdık ve devam da ederiz.     
Ekleme Tarihi: 26 Ekim 2019 - Cumartesi
Erhan GÜNDOĞAR

Yolculuktan hikayeler

Teyze oğlunun cenazesi için Giresun’a Boztekke köyüne gitmek için dolmuşa binmiş ve köye doğru gidiyordum. Köy yolunda dolmuşta olan bir yaşlı hanım teyze, şoföre, “çarşından su almayı unuttum para versem alır mısın?” diye sordu. “Yoksa kocam bana kızar” diye ekleyince ben biraz tebessüm ettim. Allah allah, köyde yaşıyorsun, çarşından su alıyorsun veya sipariş ediyorsun, bu nasıl bir iş ki?

Yahu su dedin mi; insanın aklına köy gelir. Köyde nasıl su olmaz. Ben bildim bileli, bölgemizde su olmayan yer yok ya!

Hele köylerde öyle ya da böyle hemen hemen her evin kapısında su olur. Ne oldu da köylerimizde ikamet edenler su arama derdine düştü. İçme suyu, yıkama suyu, aklınıza ne gelirse su her zaman köyde olur ve insanlar köyde susuz kalmaz. Geçti o devirler yani…  Sanki Kerbela’da kalmış gibi teyzem çarşıdan su istiyor. Olacak şey mi bu?

Sonra geri dönerken Giresun-Bulancak dolmuşu ile gelirken de, yan tarafımızdaki bir araç dikkatimi çekti. Şöyle gayri ihtiyari baktım. Araç sürücüsü hem direksiyonu iki eli ile tutuyor ve elindeki telefonla da mesaj yazıyordu. O arada araç gidermiş, sağında solunda başka bir araç varmış önemli değil. Yeter ki beyimiz telefonla mesajını yazsın. Becerikli olduğunu göstermek için, “ben usta şoförüm, bana bir şey olmaz” kafası anlayacağınız. Acil bir durumda olabilir, yazması gerekir, ama bu anlayışla değil. Telefon aparatı denilen bir kulaklık var, 3-5 lira kadar, alırsın ondan, araç sürerken kulağına takarsın ve sıkıntı olmadan konuşursun.

Aslında bu yolculuklarda o kadar garip durum ile karşı karşıya geliyorum ki, yazmakla bitmez. Yeri geldikçe zaten yazdık ve devam da ederiz.     

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.