Erhan GÜNDOĞAR
Köşe Yazarı
Erhan GÜNDOĞAR
 

Yol ortasında yürümenin cazibesi

Bir süredir şu mevzuyu yazayım da belki bir ilgilenen olur, diyerek bugün birkaç kelam edeyim. Bizde sadece araç kullanan, motosiklet kullanan, bisiklet kullanan değil, yaya olarak epeyce bir yasak tanımayan yapımız var. Yeri geldi mi, “yok trafikte bize yol vermiyorlar, yok her yer park olmuş, arabalar insandan fazla” diye diye çok sayıda eleştiri yapanda biziz. Eskiden beri, Bulancak’ta ki vatandaşların cüzi bir kısmı, nereden almışlar ise; araba yolunda yürümeyi bir iş sanıyorlar. Günün hemen her saatinde ilçenin cadde ve sokaklarında yol ortasında yürüyen birilerini görmek zor değil. Tek başına, iki veya daha çok kişi arabaların vızır vızır geçtiği yol içinde yürüyerek aslında önemli bir hata yapıyorlar fakat, bunu hala anlamış değiliz. Özellikle ilçemizin en işlek olan caddeleri ve sokaklarında bu tür durumlar sıradan olmuş. Yolun ortasında yürüyenler, bize araba çarpsın falan da derdin de değiller.  Hem yürüyorlar, hem de lak lak etmekten geri durmuyorlar. Salmışlar kendilerini yolun ortasına, mevlam kayıra, diyerek salına salına bir aşağı bir yukarı yürüyorlar. Trafikte akış içinde olan araçlarda fazla ses çıkmasın diye de bu kişilere, “yürümeye başka yer mi yok?” diye de laf etmiyorlar. Bu alışkanlık bize nerden bulaşmış o nu da bilmiyoruz. Vardır bir evvelisi ama araştırmak gerekiyor. Aynen parkta, köyde, sakin yerlerde gezer gibi bir halde, en kalabalık yerde bile hiç istifimizi bozmadan, yürüyüp duruyoruz. Bu yürüme işi de trafik kurallarına aykırı bir durum. Hani 30-40 sene önce Bulancak bu kadar gelişmiş değildi. İnsanlar yine yol ortasından yürür ve bir yere giderdi. O zamanlar araç ve insan kalabalığı çok olmayınca, yol orasında yürümek o kadar göze batmıyordu. Sonra ilçemiz gelişti ve hem araç sayısı hem de insan sayısı çok artı. Bugün Bulancak’ta 20bine yakın araç var diyebiliriz. İlçe nüfus da 60-70 bin olmuş durumda. Yani yol ortasında yürümenin bir manası yok. Kaldırımların haddi hesabı yok. Yol ortasının da yürümenin bir cazibesi kalmadı artık. Önemli not: Dünya’yı kasıp kavurduğu söylenen virüsün bulaştığı kişi sayısı dünya genelinde 46 milyon olmuş. Can kaybı da 1milyonun üzerinde. Dünya nüfusu da 8 milyara yakın. Neymiş şu kadar insan hayatını kaybedecek diye ilan verenlerin bir numarası var ama şimdilik belli değil. Hem bir ekleme yapayım. Ülkemizin en zengini ve 94 yaşında olan kişi, bir ay önce “virüs oldum” diye tedavi altına alınmıştı. Bu şahıs, iyileştiğinde nasıl iyi olduğunu şu şekilde ifade etmişti. “Her gün limonlu su içtim, keşkek yedim ve iyileştim” diyerek mevzuyu bir güzel özetlemişti. Neymiş neymiş bir daha okuyun derim.    
Ekleme Tarihi: 06 Kasım 2020 - Cuma
Erhan GÜNDOĞAR

Yol ortasında yürümenin cazibesi

Bir süredir şu mevzuyu yazayım da belki bir ilgilenen olur, diyerek bugün birkaç kelam edeyim. Bizde sadece araç kullanan, motosiklet kullanan, bisiklet kullanan değil, yaya olarak epeyce bir yasak tanımayan yapımız var. Yeri geldi mi, “yok trafikte bize yol vermiyorlar, yok her yer park olmuş, arabalar insandan fazla” diye diye çok sayıda eleştiri yapanda biziz.

Eskiden beri, Bulancak’ta ki vatandaşların cüzi bir kısmı, nereden almışlar ise; araba yolunda yürümeyi bir iş sanıyorlar. Günün hemen her saatinde ilçenin cadde ve sokaklarında yol ortasında yürüyen birilerini görmek zor değil. Tek başına, iki veya daha çok kişi arabaların vızır vızır geçtiği yol içinde yürüyerek aslında önemli bir hata yapıyorlar fakat, bunu hala anlamış değiliz. Özellikle ilçemizin en işlek olan caddeleri ve sokaklarında bu tür durumlar sıradan olmuş. Yolun ortasında yürüyenler, bize araba çarpsın falan da derdin de değiller.  Hem yürüyorlar, hem de lak lak etmekten geri durmuyorlar. Salmışlar kendilerini yolun ortasına, mevlam kayıra, diyerek salına salına bir aşağı bir yukarı yürüyorlar.

Trafikte akış içinde olan araçlarda fazla ses çıkmasın diye de bu kişilere, “yürümeye başka yer mi yok?” diye de laf etmiyorlar.

Bu alışkanlık bize nerden bulaşmış o nu da bilmiyoruz. Vardır bir evvelisi ama araştırmak gerekiyor. Aynen parkta, köyde, sakin yerlerde gezer gibi bir halde, en kalabalık yerde bile hiç istifimizi bozmadan, yürüyüp duruyoruz.

Bu yürüme işi de trafik kurallarına aykırı bir durum. Hani 30-40 sene önce Bulancak bu kadar gelişmiş değildi. İnsanlar yine yol ortasından yürür ve bir yere giderdi. O zamanlar araç ve insan kalabalığı çok olmayınca, yol orasında yürümek o kadar göze batmıyordu. Sonra ilçemiz gelişti ve hem araç sayısı hem de insan sayısı çok artı. Bugün Bulancak’ta 20bine yakın araç var diyebiliriz. İlçe nüfus da 60-70 bin olmuş durumda. Yani yol ortasında yürümenin bir manası yok. Kaldırımların haddi hesabı yok. Yol ortasının da yürümenin bir cazibesi kalmadı artık.

Önemli not: Dünya’yı kasıp kavurduğu söylenen virüsün bulaştığı kişi sayısı dünya genelinde 46 milyon olmuş. Can kaybı da 1milyonun üzerinde. Dünya nüfusu da 8 milyara yakın. Neymiş şu kadar insan hayatını kaybedecek diye ilan verenlerin bir numarası var ama şimdilik belli değil.

Hem bir ekleme yapayım. Ülkemizin en zengini ve 94 yaşında olan kişi, bir ay önce “virüs oldum” diye tedavi altına alınmıştı. Bu şahıs, iyileştiğinde nasıl iyi olduğunu şu şekilde ifade etmişti. “Her gün limonlu su içtim, keşkek yedim ve iyileştim” diyerek mevzuyu bir güzel özetlemişti.

Neymiş neymiş bir daha okuyun derim.    

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.