Erhan GÜNDOĞAR
Köşe Yazarı
Erhan GÜNDOĞAR
 

Yalı’dan konuşmak çok karizmatik oluyor

Benimde Boğaz içinde bir yalım ya da köşküm olsa, her konuştuğumda ağzımdan çıkan her şey kabul görmüş olur ve sıradan insanlara ders üstüne ders vermiş gibi olurdum. Bir gün olsun afet, felaket ile karşı karşıya gelmeyen ve hep pamuklar içinde büyüyen bu seçkin olduğu ifade edilen bir avuç azınlık oluşturan zümrenin adamları her konuştuğunda, “hadin oradan” diye laf edesim geliyor. Dedim ya benin öyle yalım, köşküm, rezidansta evim barkım yok. Olması içinde bir sebep yok. Lazımda olmadı bu güne kadar. Yere yakın olmayı sevdiğim içinde aklıma hiç gelmedi bulutlara yakın olmak. Cumartesi sabah yağmur yağdığı için evden biraz geç çıkayım dedim. O arada bir haber kanalında, Sinop ve Kastamonu’da olan sel felaketi hakkında bir üniversite hocası konuşuyordu. Hocamız çok ünlü bir üniversitemizin hocasıymış. İşte iklim bilimci falan. Akademik titrleri var. Tabii bunlar olunca söyledikleri kanun gibi oluyor. Tek bir kelimesi atlanmamalı. Kolay değil okumuş, yazmış, yutmuş, çok para kazanmış, boğaz da yalı almış, köşkte zaman geçirirmiş, Karadeniz, Akdeniz, Egeyi, Doğu Anadolu’yu sadece ders anlatırken bilirmiş, bir kez olsun bu anlattığı derslerin olduğu yerleri görmemiş, böyle afet ve felaket olunca, yüzünü buruşturarak, (kaç defa dedim, bunlar cahil, zaten bu hükümete oy atıyorlar, bilim nedir bilmez bunlar, dere yatağına ev mi yapılır, nasıl bir köprü bu?) işte yine cahilliğin sonu budur, diyerek önce devleti, sonra hükümeti ve en sonra da acısını nasıl azaltacağını düşünen millette, ders vermeye çalışır. Bu hocamız konuşmasının tamamında, İstanbul’da yalısından nasıl görüyor ise öyle ahkam kesiyor. Bilmiyorum bunlar bu konuşmaları niçin yapar? Bir yaralı parmağa su dökmüşlükleri var mıdır bilmiyoruz! Sonra yağmur azalınca gazeteye geldim. Birkaç habere baktım ve her zaman muhalif olan yazarlar ne demiş diye okudum. Sabah akşam hükümete ver yansın eden bu kişiler, devlet ve hükümet aşı olun, maske takın, sosyal mesafeye uyun, virüse karşı koymayın deyince, yazılarında ha bire aşı seviciliği yapıyorlardı. Garip değil mi, otoriter ve totaliter bir şey söylendi mi, bu muhalifler hazır ola geçiyor ve devlet ve hükümet ile aynı hizada oluyor. Var mı bir sıkıntı, yok; ancak bu millet hala cahil olduğu içinde dere yatağına ev yapıyor.          
Ekleme Tarihi: 16 Ağustos 2021 - Pazartesi
Erhan GÜNDOĞAR

Yalı’dan konuşmak çok karizmatik oluyor

Benimde Boğaz içinde bir yalım ya da köşküm olsa, her konuştuğumda ağzımdan çıkan her şey kabul görmüş olur ve sıradan insanlara ders üstüne ders vermiş gibi olurdum. Bir gün olsun afet, felaket ile karşı karşıya gelmeyen ve hep pamuklar içinde büyüyen bu seçkin olduğu ifade edilen bir avuç azınlık oluşturan zümrenin adamları her konuştuğunda, “hadin oradan” diye laf edesim geliyor. Dedim ya benin öyle yalım, köşküm, rezidansta evim barkım yok. Olması içinde bir sebep yok. Lazımda olmadı bu güne kadar. Yere yakın olmayı sevdiğim içinde aklıma hiç gelmedi bulutlara yakın olmak. Cumartesi sabah yağmur yağdığı için evden biraz geç çıkayım dedim. O arada bir haber kanalında, Sinop ve Kastamonu’da olan sel felaketi hakkında bir üniversite hocası konuşuyordu. Hocamız çok ünlü bir üniversitemizin hocasıymış. İşte iklim bilimci falan. Akademik titrleri var. Tabii bunlar olunca söyledikleri kanun gibi oluyor. Tek bir kelimesi atlanmamalı. Kolay değil okumuş, yazmış, yutmuş, çok para kazanmış, boğaz da yalı almış, köşkte zaman geçirirmiş, Karadeniz, Akdeniz, Egeyi, Doğu Anadolu’yu sadece ders anlatırken bilirmiş, bir kez olsun bu anlattığı derslerin olduğu yerleri görmemiş, böyle afet ve felaket olunca, yüzünü buruşturarak, (kaç defa dedim, bunlar cahil, zaten bu hükümete oy atıyorlar, bilim nedir bilmez bunlar, dere yatağına ev mi yapılır, nasıl bir köprü bu?) işte yine cahilliğin sonu budur, diyerek önce devleti, sonra hükümeti ve en sonra da acısını nasıl azaltacağını düşünen millette, ders vermeye çalışır. Bu hocamız konuşmasının tamamında, İstanbul’da yalısından nasıl görüyor ise öyle ahkam kesiyor.

Bilmiyorum bunlar bu konuşmaları niçin yapar? Bir yaralı parmağa su dökmüşlükleri var mıdır bilmiyoruz! Sonra yağmur azalınca gazeteye geldim. Birkaç habere baktım ve her zaman muhalif olan yazarlar ne demiş diye okudum. Sabah akşam hükümete ver yansın eden bu kişiler, devlet ve hükümet aşı olun, maske takın, sosyal mesafeye uyun, virüse karşı koymayın deyince, yazılarında ha bire aşı seviciliği yapıyorlardı. Garip değil mi, otoriter ve totaliter bir şey söylendi mi, bu muhalifler hazır ola geçiyor ve devlet ve hükümet ile aynı hizada oluyor. Var mı bir sıkıntı, yok; ancak bu millet hala cahil olduğu içinde dere yatağına ev yapıyor.          

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.