Erhan GÜNDOĞAR
Köşe Yazarı
Erhan GÜNDOĞAR
 

Terazinin kefesi tutmuyor

Daha kısıtlamalar biraz gevşeyecek denilir, denilmez, hop bir şey oldu hemencecik. Ben zaten bunu bekliyordum.  Kabine toplandı ve normalleşme için atılacak adımlar hakkında açıklama yapıldı ve aradan 24 saat geçmeden günlük vaka sayısı tablosunda bir artış oldu. Şubat 26-27-28’in de yavaşta olsa azalan vaka sayıları pazartesi akşamı ve dün birden yükselişe geçti. 26 Şubat’ta 9bin küsur, 27 Şubat’ta 9bin küsur, 28 Şubat’ta 8bin küsur, 1 Mart’ta 9 bin küsur ve 2 Mart’ta 11 bin küsur olmuş. 26 Şubat öncesi 5bin olan vaka sayısı kabine toplantısını duyar duymaz 3-4 gün içinde çokta artmadan dengeli giderken, birden aklına bir şey gelmiş gibi, kısıtlamalar azalacak denince tekrar artmaya başladı. Millet az biraz nefes alacaktı ki, iş değişmeye yön tuttu. Bakın şimdi ne olacak derseniz, onu da yakında görürüz.  Küresel çeteler ülkeler hep kapalı kalsın, kimse para kazanmasın, nefes bile alamasınlar, hasta olsunlar, sadece biz kazanalım diye oyun kurmuşlar ve bunu santim santim uygulamak için baskı yapıyor. Hükümet bir yere kadar bu alçak güçler ile mücadele ediyor lakin, bu ülkedeki küresel uşaklar çok baskın bunu artık anlamak lazım.   Sıkıntı bitmiş değil. Kimse sevinmesin bu işler öyle kolay kolay sona erecek gibi değil. Yeni paylaşım savaşı son hızla devam ediyor. Yeni dünya düzeni diye diye bizleri yok etmekten başka amaçları yok.  Esnafın durumu ise çok sıkıntılı bir hal arz ediyor.  Gün içinde Bulancak’ta çok sayıda insan ile konuşuyor, sohbet ediyor, hal hatır sorarak durumu öğrenmeye çalışıyorum.  Büyük bir kısmı işlerin artık dibe vurduğunu ve ne yapacaklarını bilmediklerini ifade ediyorlar. Nasıl bir durum içinde olduklarını varın artık siz anlayın. Kim ne yapacak doğrusu bende bilmiyorum. Onca insan hep birlikte birilerinden medet bekliyor. Elbette bir çıkış ve tünelin sonunda ışık var. Fakat bu sıkıntılı sürecin daha az bir hasar ile geçilmesi lazım.  Belki ülkenin yukarısında olanların bulunduğu yerden aşağıdaki durum net olarak görünmediği için, buralarda her şey güllük gülistanlık sanılıyor.  Tuzu kuru olanların dışında(yüzde 15-20’lik bir kesim bunlar)geride ki yüzde sekseninin halini ballı börekli zannediyor. Belki de havadan öyle görünüyor,  sürünenleri yılan ya da kertenkele olarak gördükleri için insanların ne halde olduğunu bilmiyorlar. Aslında dün bizimle aynı yerde olan bazıları bugün havadar yere gelince temiz havanın tesiri ile baş dönmesine uğrayınca, aşağıdakileri hali vakti yerinde sanıyor. Ee ne yaparsın makam mevki sahibi oldular, o kadar da başlar dönsün zahir!                
Ekleme Tarihi: 04 Mart 2021 - Perşembe
Erhan GÜNDOĞAR

Terazinin kefesi tutmuyor

Daha kısıtlamalar biraz gevşeyecek denilir, denilmez, hop bir şey oldu hemencecik. Ben zaten bunu bekliyordum.  Kabine toplandı ve normalleşme için atılacak adımlar hakkında açıklama yapıldı ve aradan 24 saat geçmeden günlük vaka sayısı tablosunda bir artış oldu. Şubat 26-27-28’in de yavaşta olsa azalan vaka sayıları pazartesi akşamı ve dün birden yükselişe geçti.

26 Şubat’ta 9bin küsur, 27 Şubat’ta 9bin küsur, 28 Şubat’ta 8bin küsur, 1 Mart’ta 9 bin küsur ve 2 Mart’ta 11 bin küsur olmuş. 26 Şubat öncesi 5bin olan vaka sayısı kabine toplantısını duyar duymaz 3-4 gün içinde çokta artmadan dengeli giderken, birden aklına bir şey gelmiş gibi, kısıtlamalar azalacak denince tekrar artmaya başladı. Millet az biraz nefes alacaktı ki, iş değişmeye yön tuttu.

Bakın şimdi ne olacak derseniz, onu da yakında görürüz.  Küresel çeteler ülkeler hep kapalı kalsın, kimse para kazanmasın, nefes bile alamasınlar, hasta olsunlar, sadece biz kazanalım diye oyun kurmuşlar ve bunu santim santim uygulamak için baskı yapıyor.

Hükümet bir yere kadar bu alçak güçler ile mücadele ediyor lakin, bu ülkedeki küresel uşaklar çok baskın bunu artık anlamak lazım.  

Sıkıntı bitmiş değil. Kimse sevinmesin bu işler öyle kolay kolay sona erecek gibi değil. Yeni paylaşım savaşı son hızla devam ediyor. Yeni dünya düzeni diye diye bizleri yok etmekten başka amaçları yok.  Esnafın durumu ise çok sıkıntılı bir hal arz ediyor.  Gün içinde Bulancak’ta çok sayıda insan ile konuşuyor, sohbet ediyor, hal hatır sorarak durumu öğrenmeye çalışıyorum.  Büyük bir kısmı işlerin artık dibe vurduğunu ve ne yapacaklarını bilmediklerini ifade ediyorlar. Nasıl bir durum içinde olduklarını varın artık siz anlayın.

Kim ne yapacak doğrusu bende bilmiyorum. Onca insan hep birlikte birilerinden medet bekliyor. Elbette bir çıkış ve tünelin sonunda ışık var. Fakat bu sıkıntılı sürecin daha az bir hasar ile geçilmesi lazım.  Belki ülkenin yukarısında olanların bulunduğu yerden aşağıdaki durum net olarak görünmediği için, buralarda her şey güllük gülistanlık sanılıyor.  Tuzu kuru olanların dışında(yüzde 15-20’lik bir kesim bunlar)geride ki yüzde sekseninin halini ballı börekli zannediyor.

Belki de havadan öyle görünüyor,  sürünenleri yılan ya da kertenkele olarak gördükleri için insanların ne halde olduğunu bilmiyorlar. Aslında dün bizimle aynı yerde olan bazıları bugün havadar yere gelince temiz havanın tesiri ile baş dönmesine uğrayınca, aşağıdakileri hali vakti yerinde sanıyor. Ee ne yaparsın makam mevki sahibi oldular, o kadar da başlar dönsün zahir!                

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.