Gazeteci olarak hayatımız boyunca en sık duyduğumuz sözlerin başında gelir: “Sorunları masaya yatırdık” cümlesi. Vardır bir hikmet bunda. Gittiğimiz onca toplantı, haber, sunum, seminer aklınıza ne gelirse, konuşan her kim ise sorunların sık sık masaya yatırıldığı ifade edilir. Peki; sorunlar masaya yatırıldığında iş biter mi? Ne gezer! Takii, başka bir yerde, bir toplantı yapılana kadar sorun masaya yatık vaziyette durur. Masaya herhangi bir müdahale yapılmış mıdır onca geçen zamanda? Yapılsaydı sorun tekrar masaya yatırılıp çözüm aranır mıydı ki! Kelli felli onca yetkili ve siyasi, ben bildim bileli Giresun ve Bulancak ve diğer ilçelerin sorunlarını masaya yatır ve bir masa yetmez ise başka bir masa daha getirilir ve sorunun bir ayağı da bu masaya sırt üstü yatırılır. Sonra bu masadaki sorun pelte olmasın diye(maazallah erir falan)buzdolabına kaldırılır ve ilk masaya yatırılma işi içinde bekletilir. Eskiden öyle her yerde buzdolabı da olmayınca da sorun kendi kendine eriyor ve yok oluyordu. Konuşacak konu da böylece sona eriyordu. Tabii daha sonraları buzdolabı hayatın içinde olunca, sorunların daha taze olarak masaya yatırılmasında bir sakınca kalmadı. Ondan sonra da siyasiler ve yetkililer o kadar rahat ettiler ki, sorunları alıp alıp masaya yatırmaktan korkmuyorlar. Gazeteciler sorsa ne olur; vatandaş sorsa ne olur? Mis gibi buzluktan çıkartırsın masaya yatırırsın ve anlatır durursun. Gelecek masaya yatırına kadar.