Erhan GÜNDOĞAR
Köşe Yazarı
Erhan GÜNDOĞAR
 

Şehir eşkıyaları 2

Cumartesi günü köşe yazımda ülkemiz genelinde iyice gemi azıya alan şehri eşkıyalarının encamı ile ilgili bir hikaye yazmıştık. Bugünde aynen devam ederek, Perşembe günü bir dostumuzun başından geçen hikayeyi anlatacağım. Olayı anlatan dostum, 4-5 katlı bir binada 2 katta ikamet ediyor. Birkaç gün önce akşam geç saatlerde evde otururken, evin giriş kapısının güm güm, diye vurulduğunu ve balkondan bakınca kapıda birisinin hem küfür ettiğini, hem de tehdit savurduğunu duyuyor. Neydi ne oluyordu, diyene kadar evde bulunan silahı alıyor ve aşağı iniyor. Kapıdaki adamı(biz adam diyoruz ama öyle değil aslında)tanımıyor, sen de kimsin, diye soruyor, adamda üst katta akrabasının oturduğunu ve onunla işi olduğunu söylüyor. Adam kendinden geçmiş, sarhoş ve uyuşturucu kullanmış olabilir, halde esip savuruyor, sonra bizim arkadaş, “tamam da ne bağırıp duruyorsun, insanları niye rahatsız ediyorsun, diye üsteleyince, bu adam, daha çok küfür kıyamet ana baba bırakmayınca, bizim arkadaşta, bana bak, seni buraya uzatırım, beni çileden çıkarma, diyerek karşılık veriyor. Arkadaş polisi arıyor ve olay yerine polis geliyor. Polis gelince, bu adam biraz sesini kesiyor. Polis, arkadaşa davacı mısın, diye soruyor ve arkadaşta, hayır, diyor. Bu laftan sonra, birden kendini havaya sokan adam, bak seni bitireceğim, seni çizeceğim, sana Bulancak’ta hanyayı konyayı göstereceğim, diyerek bir höreleniyor bir efeleniyor ki, tutabilene aşk olsun. Arkadaşta, onun anladığı dilden bir cevap vererek, polisin alıp götürmesini bekliyor. Mevzu bu. Üç aşağı üç yukarı böyle bir olay yaşıyor arkadaşımız. Ha, bu adamın, bizim arkadaşla, bir işi de yok, selam sabah faslı da olmamış. Başkası ile olan(bu da olacak şey değil, birisinin kapısına gitmek ve hesap sormak istemekte kanun dışı ve suç zaten)sıkıntısını çözmek için şehir eşkıyası gibi davranmak nerde var. Hem bu adam evli, iki çocuğu varmış iş sahibi biri Bulancak’ta. Olay yerinde birisi kendini kaybetse ve ölüm ya da yaralama olsa ne olacak? Bu türden ilçede daha öncede çok sayıda olay oldu. Hala da oluyor ve şehri eşkıyaları, kendi kanunlara göre hareket edip duruyor. Gazeteci olarak birkaç kez de benim başımdan bu tür olayda geçti. Kendini Bulancak’ın sahibi sanan, kanun benim diyen, gündüz insan gibi, gece şehir eşkıyası olan çok kişi var. Çözüm var mı buna elbette var, ama bu çözüm kimilerine geçmiyorsa, çözüm olsa ne olur, olmasa ne olur!                    
Ekleme Tarihi: 31 Ağustos 2020 - Pazartesi
Erhan GÜNDOĞAR

Şehir eşkıyaları 2

Cumartesi günü köşe yazımda ülkemiz genelinde iyice gemi azıya alan şehri eşkıyalarının encamı ile ilgili bir hikaye yazmıştık. Bugünde aynen devam ederek, Perşembe günü bir dostumuzun başından geçen hikayeyi anlatacağım.

Olayı anlatan dostum, 4-5 katlı bir binada 2 katta ikamet ediyor. Birkaç gün önce akşam geç saatlerde evde otururken, evin giriş kapısının güm güm, diye vurulduğunu ve balkondan bakınca kapıda birisinin hem küfür ettiğini, hem de tehdit savurduğunu duyuyor. Neydi ne oluyordu, diyene kadar evde bulunan silahı alıyor ve aşağı iniyor. Kapıdaki adamı(biz adam diyoruz ama öyle değil aslında)tanımıyor, sen de kimsin, diye soruyor, adamda üst katta akrabasının oturduğunu ve onunla işi olduğunu söylüyor. Adam kendinden geçmiş, sarhoş ve uyuşturucu kullanmış olabilir, halde esip savuruyor, sonra bizim arkadaş, “tamam da ne bağırıp duruyorsun, insanları niye rahatsız ediyorsun, diye üsteleyince, bu adam, daha çok küfür kıyamet ana baba bırakmayınca, bizim arkadaşta, bana bak, seni buraya uzatırım, beni çileden çıkarma, diyerek karşılık veriyor. Arkadaş polisi arıyor ve olay yerine polis geliyor. Polis gelince, bu adam biraz sesini kesiyor. Polis, arkadaşa davacı mısın, diye soruyor ve arkadaşta, hayır, diyor. Bu laftan sonra, birden kendini havaya sokan adam, bak seni bitireceğim, seni çizeceğim, sana Bulancak’ta hanyayı konyayı göstereceğim, diyerek bir höreleniyor bir efeleniyor ki, tutabilene aşk olsun. Arkadaşta, onun anladığı dilden bir cevap vererek, polisin alıp götürmesini bekliyor. Mevzu bu. Üç aşağı üç yukarı böyle bir olay yaşıyor arkadaşımız.

Ha, bu adamın, bizim arkadaşla, bir işi de yok, selam sabah faslı da olmamış. Başkası ile olan(bu da olacak şey değil, birisinin kapısına gitmek ve hesap sormak istemekte kanun dışı ve suç zaten)sıkıntısını çözmek için şehir eşkıyası gibi davranmak nerde var. Hem bu adam evli, iki çocuğu varmış iş sahibi biri Bulancak’ta. Olay yerinde birisi kendini kaybetse ve ölüm ya da yaralama olsa ne olacak?

Bu türden ilçede daha öncede çok sayıda olay oldu. Hala da oluyor ve şehri eşkıyaları, kendi kanunlara göre hareket edip duruyor. Gazeteci olarak birkaç kez de benim başımdan bu tür olayda geçti. Kendini Bulancak’ın sahibi sanan, kanun benim diyen, gündüz insan gibi, gece şehir eşkıyası olan çok kişi var.

Çözüm var mı buna elbette var, ama bu çözüm kimilerine geçmiyorsa, çözüm olsa ne olur, olmasa ne olur!   

                

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.