Erhan GÜNDOĞAR
Köşe Yazarı
Erhan GÜNDOĞAR
 

PIRASA; GEL BİZE ARA SIRA

Memleketin yeme içme kültürü insanı kendine hayran bırakan bir seviyededir. Toprağa ne eksek bitiyor. Aklınıza gelen her şey farklı bölgelerde insanımızın ağız tadına göre ha bire üretiliyor. Çok mümbit topraklarımız. Meyve, sebze, hayvancılık, balıkçılık, envaı çeşit yemek ve içecek lezzetleri (ha alkollüler dahil değil bu dediklerime)say say bitmez. Arada genç arkadaşlara yediği ve sevdiği yemekler ile ilgili soru sorar ve ağız tatlarının ne olduğunu öğrenmeye çalışırım. Hatta bunu sporcularım ile sık sık yapar ve nasıl bir yemek anlayışı ile yeme içmeye sahip olduklarını öğrenirdim. Gerçi herkesin kendine göre bir damak tadı vardır. Herkes her şeyi yemez ve içmez. Ben ayranı çok severim, bir başkası yanından bile geçmez, kimi ekşiyi, kimi tatlı olan şeyleri yer içer. Bunu seneler içinde gördüm. Hele protein kaynağı olan ürünleri, şimdiki yeni nesil arkadaşlar sofralarına bile koymuyor. Hepsi olmasa bile çok yüksek oranda diyebileceğim bir orandakiler, balık, et, süt, süt ürünleri, meyvenin çoğunu, sebzenin adını geçtim yanına bile uğramazlar, kuruyemiş, yumurta(hey gidi hey, zamanında bizlere sakın yemeyin kanser falan olursunuz diyerek az göz korkutması yapmamışlardı) insan sağlığı için en faydalı şeyler hep bir sakıncalı listesi olmuştu. GDO’lu ve hormonlu yiyecek içeceklerin fink attığı son senelerde ise bunların tüketilmesi sanki temel ihtiyaç olmuş gibi beyinlere şırınga edildiğinden sofralardan bir türlü kaldırılmıyor. Hele de ramazanda bu insana bir gram faydası olmayan ürünlerin reklamı ile baş köşeye oturtuluyor. Olacak şey değil ama bunlar modern insan için çok önemli sayılıyor ve ne sağlık kalıyor ne de akıl. Bu arada bizim topraklarda yetişen her ürün içinde çok sayıda, mani, türkü yapılarak onlara verilen kıymette her zaman gösterilmiş. Hasadı bile bir ayin gibi olan bu ürünlerin yavaş yavaş ortadan kaldırılması içinde bazıları sürekli laf cambazlığı ile yeni nesli iyice sağlıksız bırakmaya devam ediyor. Dün gazetede genç çalışan Emre ile yeme içme ile ilgili sohbet ederken, pırasa sevmediğini söyleyince bunu yazmanın önemli olduğunu anladım. Ülke gündemi ne olursa olsun, gözlerden ırak tutulmaya çalışılan bu düşünce değiştirme işi böyle sinsice yapılıyor. Uyanık olmakta fayda var. Gerisi boş işlerdir.               
Ekleme Tarihi: 17 Mart 2023 - Cuma
Erhan GÜNDOĞAR

PIRASA; GEL BİZE ARA SIRA

Memleketin yeme içme kültürü insanı kendine hayran bırakan bir seviyededir. Toprağa ne eksek bitiyor. Aklınıza gelen her şey farklı bölgelerde insanımızın ağız tadına göre ha bire üretiliyor. Çok mümbit topraklarımız. Meyve, sebze, hayvancılık, balıkçılık, envaı çeşit yemek ve içecek lezzetleri (ha alkollüler dahil değil bu dediklerime)say say bitmez. Arada genç arkadaşlara yediği ve sevdiği yemekler ile ilgili soru sorar ve ağız tatlarının ne olduğunu öğrenmeye çalışırım. Hatta bunu sporcularım ile sık sık yapar ve nasıl bir yemek anlayışı ile yeme içmeye sahip olduklarını öğrenirdim. Gerçi herkesin kendine göre bir damak tadı vardır. Herkes her şeyi yemez ve içmez. Ben ayranı çok severim, bir başkası yanından bile geçmez, kimi ekşiyi, kimi tatlı olan şeyleri yer içer. Bunu seneler içinde gördüm. Hele protein kaynağı olan ürünleri, şimdiki yeni nesil arkadaşlar sofralarına bile koymuyor. Hepsi olmasa bile çok yüksek oranda diyebileceğim bir orandakiler, balık, et, süt, süt ürünleri, meyvenin çoğunu, sebzenin adını geçtim yanına bile uğramazlar, kuruyemiş, yumurta(hey gidi hey, zamanında bizlere sakın yemeyin kanser falan olursunuz diyerek az göz korkutması yapmamışlardı) insan sağlığı için en faydalı şeyler hep bir sakıncalı listesi olmuştu.

GDO’lu ve hormonlu yiyecek içeceklerin fink attığı son senelerde ise bunların tüketilmesi sanki temel ihtiyaç olmuş gibi beyinlere şırınga edildiğinden sofralardan bir türlü kaldırılmıyor. Hele de ramazanda bu insana bir gram faydası olmayan ürünlerin reklamı ile baş köşeye oturtuluyor. Olacak şey değil ama bunlar modern insan için çok önemli sayılıyor ve ne sağlık kalıyor ne de akıl.

Bu arada bizim topraklarda yetişen her ürün içinde çok sayıda, mani, türkü yapılarak onlara verilen kıymette her zaman gösterilmiş. Hasadı bile bir ayin gibi olan bu ürünlerin yavaş yavaş ortadan kaldırılması içinde bazıları sürekli laf cambazlığı ile yeni nesli iyice sağlıksız bırakmaya devam ediyor. Dün gazetede genç çalışan Emre ile yeme içme ile ilgili sohbet ederken, pırasa sevmediğini söyleyince bunu yazmanın önemli olduğunu anladım. Ülke gündemi ne olursa olsun, gözlerden ırak tutulmaya çalışılan bu düşünce değiştirme işi böyle sinsice yapılıyor. Uyanık olmakta fayda var. Gerisi boş işlerdir.               

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.