Erhan GÜNDOĞAR
Köşe Yazarı
Erhan GÜNDOĞAR
 

Neye sevineyim?(Dünden devam)

Allah göstermesin, bana bir araba çarpar ve paramparça olurum. Hastaneye götürseler, dikiş tutmasa, hiçbir şey fayda etmese ve ben vefat etsem, ailem, arkadaşlarım, dostlarım, beni tanıyanlar elbette çok çok üzülür. Ağlar, sızlar, dövünür, kendinden geçer kısacası bu kişilerin tamamı bir hüzün denizi içinde olur. Peki, ben covid olsam ve tedavi olamasam, hayatımı kaybetsem, bu yukarıda saydıklarım aynı şekilde peşimden ağlar, sızlar, üzülür ve keder içinde beni yâd ederler. Bu da doğru… Bir önceki yazımda, verdiğim misalde virüsten ölmenin çok acı olduğunu ifade eden bir olayı anlatmıştım. Yani insan virüs haricinde nasıl bir ölümle karşılaşırsa karşılaşsın hiçbir şey ifade etmeyecek. Salgın tam da bunu hedefliyor. Virüsten de insan ölüyor. Bunu zaten biliyoruz. Mart ayının sonunda ağbim vefat etti. İnsanın en yakınlarından birisi vefat edince çok çok üzülür. Biz de üzüldük. Başka ne yapacaktık? Sorum şu; ağbim covidden ölse farklı mı davranacaktık? Kalpten öldü. Çok mu sevinelim? Bayram mı edelim? Kutlama mı yapalım? Virüsten ölmedi diye gazetelere ilan mı verelim? Bu nasıl bir mantık? Ölümün şusu, busu var mı? Ecel gelmiş, vade dolmuş, şundan veya bundan bu dünyadan ayrılmışım. Hepsi aynı üzüntü, hepsi aynı keder, acılar aynı. Ölüm mü yarıştırıyoruz? Bu kafayla gidersek, duvara öyle bir toslarız ki, virüsten ölmeyenleri çarçabuk unuturuz. Aklımıza bile gelmezler. Salgın öncesi, salgında yüzlerce insanın cenazesine gittim. Haberini yaptım ve her gittiğim yerde acıları paylaşmaya çalıştım. Salgından önce zaten bir sıkıntımız yoktu. Salgınla beraber, bu acımasız, ölüm yarıştırma işi çoğu kişiyi etkilemiş. Kendi virüslü cenazesine gidemeyen çok insanla karşılaştım. Covidden ölen insanların, cenazeleri bile yalnızdı. Doğru dürüst cemaatleri bile olmadı. Covidden ölmeyenlerin, cenazeleri de aynı şekilde yalnızlıktan başka bir şey ifade etmedi. Çok insanın ruhunda salgın sebebiyle hasar oluştu. Aklı durdu, mantığı işlemez oldu, sosyal ilişkileri darmadağın oldu. Oysaki dünya kurulduğundan beri ölüm hep vardı. Bundan sonra da var olacak. Salgınla beraber ruhumuzu teslim almak isteyen güçler, çoğu ülkede bunu bir yere kadar başarmış gibi. Bu süreç içerisinde, kendi adıma konuşuyorum; insanların hasta olmalarından, ne çekindim ne de onları öteledim. Salgından önce neysem, şimdi de oyum. Ecel gelir ve vadesi dolanı alır gider. Bundan bir yere kaçış yok, bugün varız, yarın başka yerdeyiz. Anlayabilene diyorum.
Ekleme Tarihi: 17 Haziran 2021 - Perşembe
Erhan GÜNDOĞAR

Neye sevineyim?(Dünden devam)

Allah göstermesin, bana bir araba çarpar ve paramparça olurum. Hastaneye götürseler, dikiş tutmasa, hiçbir şey fayda etmese ve ben vefat etsem, ailem, arkadaşlarım, dostlarım, beni tanıyanlar elbette çok çok üzülür. Ağlar, sızlar, dövünür, kendinden geçer kısacası bu kişilerin tamamı bir hüzün denizi içinde olur. Peki, ben covid olsam ve tedavi olamasam, hayatımı kaybetsem, bu yukarıda saydıklarım aynı şekilde peşimden ağlar, sızlar, üzülür ve keder içinde beni yâd ederler. Bu da doğru… Bir önceki yazımda, verdiğim misalde virüsten ölmenin çok acı olduğunu ifade eden bir olayı anlatmıştım. Yani insan virüs haricinde nasıl bir ölümle karşılaşırsa karşılaşsın hiçbir şey ifade etmeyecek. Salgın tam da bunu hedefliyor. Virüsten de insan ölüyor. Bunu zaten biliyoruz. Mart ayının sonunda ağbim vefat etti. İnsanın en yakınlarından birisi vefat edince çok çok üzülür. Biz de üzüldük. Başka ne yapacaktık? Sorum şu; ağbim covidden ölse farklı mı davranacaktık? Kalpten öldü. Çok mu sevinelim? Bayram mı edelim? Kutlama mı yapalım? Virüsten ölmedi diye gazetelere ilan mı verelim? Bu nasıl bir mantık? Ölümün şusu, busu var mı? Ecel gelmiş, vade dolmuş, şundan veya bundan bu dünyadan ayrılmışım. Hepsi aynı üzüntü, hepsi aynı keder, acılar aynı. Ölüm mü yarıştırıyoruz? Bu kafayla gidersek, duvara öyle bir toslarız ki, virüsten ölmeyenleri çarçabuk unuturuz. Aklımıza bile gelmezler. Salgın öncesi, salgında yüzlerce insanın cenazesine gittim. Haberini yaptım ve her gittiğim yerde acıları paylaşmaya çalıştım. Salgından önce zaten bir sıkıntımız yoktu. Salgınla beraber, bu acımasız, ölüm yarıştırma işi çoğu kişiyi etkilemiş. Kendi virüslü cenazesine gidemeyen çok insanla karşılaştım. Covidden ölen insanların, cenazeleri bile yalnızdı. Doğru dürüst cemaatleri bile olmadı. Covidden ölmeyenlerin, cenazeleri de aynı şekilde yalnızlıktan başka bir şey ifade etmedi.

Çok insanın ruhunda salgın sebebiyle hasar oluştu. Aklı durdu, mantığı işlemez oldu, sosyal ilişkileri darmadağın oldu. Oysaki dünya kurulduğundan beri ölüm hep vardı. Bundan sonra da var olacak. Salgınla beraber ruhumuzu teslim almak isteyen güçler, çoğu ülkede bunu bir yere kadar başarmış gibi. Bu süreç içerisinde, kendi adıma konuşuyorum; insanların hasta olmalarından, ne çekindim ne de onları öteledim. Salgından önce neysem, şimdi de oyum. Ecel gelir ve vadesi dolanı alır gider. Bundan bir yere kaçış yok, bugün varız, yarın başka yerdeyiz. Anlayabilene diyorum.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.