Erhan GÜNDOĞAR
Köşe Yazarı
Erhan GÜNDOĞAR
 

NE OLDU BİZE 1 - 2!

Geçenlerde gazetemiz Yazı İşleri Müdürü Sinan Yıldız köşesinde Bulancak'ta son zamanlarda meydana gelen vaka'lar ile ilgili olarak 'Ne oldu bize' diye sormuş ve ne olacak diye de yazısını bitirmişti. Ben de bu yazı ile ilgili bir kaç kelam edeyim derken, gündem haber ile dolu olunca bugüne yazayım dedim. İnanın kimin başına gelirse gelsin son yıllarda hızla bir aşınmanın eşiğinde dönüp duruyoruz. Sahiden de 'Ne oldu bize'  sorusu artık sıkça sorulan bir soru oldu ülkemizde. Aklınıza konu ile ilgili çok sayıda bu duruma geldiğimize dair faktörler gelebilir. Hele biz gazeteciler de çuval dolusu malzeme vardır bu konuda! Nereden başlasak bilmeyiz. Hangi birini yazsak yada anlatsak konuyu tam olarak ifade edebiliriz ki? Heybemiz doludur diyerek iki misal vereyim bari. Sinan Yıldız bu konuyu kaleme aldığı günden 1 gün sonra Kızılot Durağı mevkiinde bizim İlyas Kara'nın büfesinin önünde bisikletimi çekmiş(sanki son model spor araba gibi oldu)sağa sola bakıyordum. Yan tarafımda bir araç park etmişti. Bir kaç dakika sonra araç sahibi geldi ve geri giderek çıkmak için arabanın arka tarafına bakınca benim bisikletimi gördü. Kendisi kimseye sormadan etmeden gelip bisikletimi tek eli ile kaldırıp yolu açmak istedi. Bisikletinin yanında duran ben; 'Dikkat et düşüreceksin' diye uyardım. Öyle havalı bir hareket ile bisikleti kaldırmaya çalıştı ki, ben sadece ne yapacak derken, muhterem bana öyle bir laf etti ki, ağzım açık kaldı. Aynen şunu dedi. 'Üstünde ismin mi yazıyor' dedi. Apışıp kaldım bu sözler karşısında. Ya be 'ukala dümbeleği' ben bisikletin 1 metre yanındayım. Sorsana bir zahmet yani. Tenezzül etmedi beyzade bizi adam yerine koyup ta. Ağzını gözünü buruşturarak arabasına bindi gitti. Diğeri de bir kaç gün sonra yine sabah evden çıkmış bisikletim ile İncüvez köprüsünü geçmiş gazeteye geliyordum. Köprüyü geçtim ve yanımdan geçen 28 NJ ... plakalı bir cip az önümde kaldırımın kenarına yaklaştı ve durdu. Ben de yaklaştığım da bana bir şey soracak diye beklerken; aracın sağ taraftaki camı açıldı ve bir paket sigara kutusu kaldırıma doğru atıldı. Ben bu kez de apıştım(amma da safım yani). Araç hareket etti ve gitti. Ne var bunda diyeceksiniz tabii ki bana! Araçla kaldırım kenarında duran çöp kutusunun arasında sadece 3-4 metre ancak vardı. O'nun arabası var güzel mi güzel, isterse çöpünü vatandaşın üzerine döker. Kim karışır, kim ne diyebilir beyimize ki! Daha neler neler yazmakla bitecek gibi değil. Ha, sahi 'Ne oldu bize' derseniz işte böyle olduk derim!         
Ekleme Tarihi: 21 Temmuz 2017 - Cuma
Erhan GÜNDOĞAR

NE OLDU BİZE 1 - 2!

Geçenlerde gazetemiz Yazı İşleri Müdürü Sinan Yıldız köşesinde Bulancak'ta son zamanlarda meydana gelen vaka'lar ile ilgili olarak 'Ne oldu bize' diye sormuş ve ne olacak diye de yazısını bitirmişti. Ben de bu yazı ile ilgili bir kaç kelam edeyim derken, gündem haber ile dolu olunca bugüne yazayım dedim. İnanın kimin başına gelirse gelsin son yıllarda hızla bir aşınmanın eşiğinde dönüp duruyoruz. Sahiden de 'Ne oldu bize'  sorusu artık sıkça sorulan bir soru oldu ülkemizde. Aklınıza konu ile ilgili çok sayıda bu duruma geldiğimize dair faktörler gelebilir. Hele biz gazeteciler de çuval dolusu malzeme vardır bu konuda!
Nereden başlasak bilmeyiz. Hangi birini yazsak yada anlatsak konuyu tam olarak ifade edebiliriz ki?
Heybemiz doludur diyerek iki misal vereyim bari.
Sinan Yıldız bu konuyu kaleme aldığı günden 1 gün sonra Kızılot Durağı mevkiinde bizim İlyas Kara'nın büfesinin önünde bisikletimi çekmiş(sanki son model spor araba gibi oldu)sağa sola bakıyordum. Yan tarafımda bir araç park etmişti. Bir kaç dakika sonra araç sahibi geldi ve geri giderek çıkmak için arabanın arka tarafına bakınca benim bisikletimi gördü. Kendisi kimseye sormadan etmeden gelip bisikletimi tek eli ile kaldırıp yolu açmak istedi. Bisikletinin yanında duran ben; 'Dikkat et düşüreceksin' diye uyardım. Öyle havalı bir hareket ile bisikleti kaldırmaya çalıştı ki, ben sadece ne yapacak derken, muhterem bana öyle bir laf etti ki, ağzım açık kaldı. Aynen şunu dedi. 'Üstünde ismin mi yazıyor' dedi. Apışıp kaldım bu sözler karşısında. Ya be 'ukala dümbeleği' ben bisikletin 1 metre yanındayım. Sorsana bir zahmet yani. Tenezzül etmedi beyzade bizi adam yerine koyup ta. Ağzını gözünü buruşturarak arabasına bindi gitti.
Diğeri de bir kaç gün sonra yine sabah evden çıkmış bisikletim ile İncüvez köprüsünü geçmiş gazeteye geliyordum. Köprüyü geçtim ve yanımdan geçen 28 NJ ... plakalı bir cip az önümde kaldırımın kenarına yaklaştı ve durdu. Ben de yaklaştığım da bana bir şey soracak diye beklerken; aracın sağ taraftaki camı açıldı ve bir paket sigara kutusu kaldırıma doğru atıldı. Ben bu kez de apıştım(amma da safım yani). Araç hareket etti ve gitti. Ne var bunda diyeceksiniz tabii ki bana! Araçla kaldırım kenarında duran çöp kutusunun arasında sadece 3-4 metre ancak vardı. O'nun arabası var güzel mi güzel, isterse çöpünü vatandaşın üzerine döker. Kim karışır, kim ne diyebilir beyimize ki!
Daha neler neler yazmakla bitecek gibi değil. Ha, sahi 'Ne oldu bize' derseniz işte böyle olduk derim!         
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.