Erhan GÜNDOĞAR
Köşe Yazarı
Erhan GÜNDOĞAR
 

Korku salmaktan bıkmadılar

Dün sabah gazeteye gitmeden önce çay içip yola çıkacaktım. Çay içine kadar şöyle bir tv haberlerine bakayım dedim. Bir tv kanalında sabah haberlerini veren programı daha doğru dürüst izlemeden canımı sıkan bir şey oldu. Salgın haberlerinden iyice bıkmışım, görmek, duymak bile istemiyorum zaten, bu haberde salgın haberi olunca asabım iyice arttı. Haberde bir bilim kurulu üyesinin vatandaşı uyarması yer alıyordu. Bu tuzu kuru bilim kurulu üyesi(Prof. olduğu için en kötü 15bin lira, kuruldu falandı derken 20bin ve üstünde maaş alıyor zahir) hafta sonları ve Salı günleri kalabalık olan akraba veya arkadaşların bir araya gelmesi ile bulaşmanın arttığı ve virüsün yayıldığını belirterek, insanların bir arada olmasının yanlış olduğunu ve bunun da vaka sayısını arttırdığını söylemiş. Söylemiş çünkü; paraya ihtiyacı yok, maaş ay sonu cukkaya yatıyor, ülkenin yüzde 80-90’nı orta ve dar gelirli olunca çalışmak zorunda. Prof. un dediği gibi olmuyor bu işler. Boş konuşuyor ve birilerinin sözcüsü olarak “ha bire” vatandaşı korkutmaya çalışıyor. Kendisi yağ bal içinde, nasılsa kimse bir şey sormuyor. Bu bilim kurulunda böyle sürekli bir şekilde salgın korkusunu diri tutmak için elinden geleni yapan, konuşan ve korku salan birkaç kişi var. İşleri güçleri milletin canını sıkmak, kısıtlamaların daha ser t olmasını istemek, her yerin kapanmasını istemek, evden çıkmayın, düğün yapmayın, cenazeye gitmeyin, spor yapmayın, konuşmayın, ağzınızı açmayın, maske takın, nefes almayın, çay içmeyin, duvara yaslanmayın, helaya gitmeyin, uyumayın, meyve sebze yemeyin, alışveriş yapmayın, kimseye temas etmeyin, okula gitmeyin, internetten çıkmayın, akıllı telefon ile yatıp kalkın, ana babanıza uğramayın, komşunuzun yanına gitmeyin, yaşlılar evden çıkmasın ölsün, gençler eve tıkılsın hasta olsun, dolmuşa binmeyin, hasta söker ziyaret etmeyin, karı koca bir arada olmasın, dükkanlarda kimse olmasın, köye gitmeyin, şehre gelmeyin, seyahat etmeyin, adım atmayın, aç kalın ölün, kredinizi, borcunuzu ödemeyin, çalışmayın, sohbet etmeyin, hal hatır sormayın, kimseye selam vermeyin, gazete okumayın gibi aklınıza gelecek onlarca söz ile korkuyu pompalıyorlar ve bizi robot gibi, gibisi fazla, robot yapmak için her yola başvuruyorlar. Küreselciler ne derse onu yapıyorlar ve bunu başaramadıkları içinde her an korku vermeye devam ediyorlar. Bunlara teslim olmak yok. Küreselciler istedi, diye hayatımızdan vazgeçmeyelim. Salgın gelip geçer, asıl olan hayattır.          
Ekleme Tarihi: 01 Şubat 2021 - Pazartesi
Erhan GÜNDOĞAR

Korku salmaktan bıkmadılar

Dün sabah gazeteye gitmeden önce çay içip yola çıkacaktım. Çay içine kadar şöyle bir tv haberlerine bakayım dedim. Bir tv kanalında sabah haberlerini veren programı daha doğru dürüst izlemeden canımı sıkan bir şey oldu. Salgın haberlerinden iyice bıkmışım, görmek, duymak bile istemiyorum zaten, bu haberde salgın haberi olunca asabım iyice arttı. Haberde bir bilim kurulu üyesinin vatandaşı uyarması yer alıyordu. Bu tuzu kuru bilim kurulu üyesi(Prof. olduğu için en kötü 15bin lira, kuruldu falandı derken 20bin ve üstünde maaş alıyor zahir) hafta sonları ve Salı günleri kalabalık olan akraba veya arkadaşların bir araya gelmesi ile bulaşmanın arttığı ve virüsün yayıldığını belirterek, insanların bir arada olmasının yanlış olduğunu ve bunun da vaka sayısını arttırdığını söylemiş. Söylemiş çünkü; paraya ihtiyacı yok, maaş ay sonu cukkaya yatıyor, ülkenin yüzde 80-90’nı orta ve dar gelirli olunca çalışmak zorunda. Prof. un dediği gibi olmuyor bu işler.

Boş konuşuyor ve birilerinin sözcüsü olarak “ha bire” vatandaşı korkutmaya çalışıyor. Kendisi yağ bal içinde, nasılsa kimse bir şey sormuyor.

Bu bilim kurulunda böyle sürekli bir şekilde salgın korkusunu diri tutmak için elinden geleni yapan, konuşan ve korku salan birkaç kişi var. İşleri güçleri milletin canını sıkmak, kısıtlamaların daha ser t olmasını istemek, her yerin kapanmasını istemek, evden çıkmayın, düğün yapmayın, cenazeye gitmeyin, spor yapmayın, konuşmayın, ağzınızı açmayın, maske takın, nefes almayın, çay içmeyin, duvara yaslanmayın, helaya gitmeyin, uyumayın, meyve sebze yemeyin, alışveriş yapmayın, kimseye temas etmeyin, okula gitmeyin, internetten çıkmayın, akıllı telefon ile yatıp kalkın, ana babanıza uğramayın, komşunuzun yanına gitmeyin, yaşlılar evden çıkmasın ölsün, gençler eve tıkılsın hasta olsun, dolmuşa binmeyin, hasta söker ziyaret etmeyin, karı koca bir arada olmasın, dükkanlarda kimse olmasın, köye gitmeyin, şehre gelmeyin, seyahat etmeyin, adım atmayın, aç kalın ölün, kredinizi, borcunuzu ödemeyin, çalışmayın, sohbet etmeyin, hal hatır sormayın, kimseye selam vermeyin, gazete okumayın gibi aklınıza gelecek onlarca söz ile korkuyu pompalıyorlar ve bizi robot gibi, gibisi fazla, robot yapmak için her yola başvuruyorlar.

Küreselciler ne derse onu yapıyorlar ve bunu başaramadıkları içinde her an korku vermeye devam ediyorlar. Bunlara teslim olmak yok. Küreselciler istedi, diye hayatımızdan vazgeçmeyelim. Salgın gelip geçer, asıl olan hayattır.          

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.