Erhan GÜNDOĞAR
Köşe Yazarı
Erhan GÜNDOĞAR
 

Kelimelerin kafasını gözünü yarmak moda oldu

Son yıllarda kullandığımız Türkçe’nin bazı kelimelerinin yazılı ve sözlü kullanımında insanı iyice deli eden bir tarafı olmaya başladı. Özellikle televizyonlarda haber programları, dizilerde, sohbet programlarında ve yazılı basın yayın da bir çok kelimenin tam anlamı ile yanlış olduğunu hepimiz görüyoruz. Hadi Türkçe’nin kullanılmasında pek dikkat etmeyen sokaktaki vatandaşı bu işte muaf tutalım; koca koca kelli felli hocalar, yazarlar, siyasiler, aydın olduğu söylenen kişiler bir çok kelimeyi doğru dürüst kullanmaktan kaçınıyorlar. Ben evde olduğum zamanlarda arada sırada baktığım televizyondaki haberlerde ve dizilerde bu kelimelerin nasıl yanlış kullanıldığına şahit oluyorum. İlk aklıma gelende karşılıklı bir anlam ifade eden soru veya sual kelimesinin geçtiği bir cümlede ya da konuşmada bilinmeyen şey hakkında verilmesini istediğimiz cevap kelimesinin nasıl kafasının gözünün yarıldığının ve onun yerine ikame edildiği ileri sürülen (yanıt)’ın çok fazla kullanılması beni zıvanadan çıkartıyor. Ya; bu nedir Allah aşkına? Kim bunu Türkçe’mizin içine yerleştirdi belli değil. Soru veya sual sorarsan cevap verirsin yahu! (Yanıt) nedir ki, nerden buldular bunu kimse bilmiyor. Anam babam güzel cevap bırakılmış bu uyduruk olduğu her halinden belli olan ucube (yanıt) kelimesi; kelime olduğu da şüphelidir bence kelime diye kullanılır olmuş. Zamanın da birisi çok bildiğini zannedip bu zırvayı gelmiş bizim içimize boca etmiş. Bir diğeri de, olacak şey değil ama insanı tane olarak kullanan sayma sayılar kümesine dahil edilmesidir. En uyuz olduğumda budur duyduğum günden beri. Daha ilk okullarda öğretilen insanların tane, adet veya sayma sayılar ile tanımlanmadığı bilgisi son yıllarda Türkçe’mizin bağrına bir hançer gibi oturdu durdu. Büyükten küçüğe sorulduğunda 1 kişi,5 kişi değil de, artık çok fazla insan 1 tane, 5 tane insan demeyi iyice doğru belledi. Birisine kaç kardeş olduğunu sorduğunuz da yada sorulduğunda şu cevabı veriyorsa; “2 kardeşiz, 5 kardeşiz,” derse bu doğrudur. Kaç kardeşiniz var? denildiğinde el cevap; “2 tane kardeşim var, 4 tane kardeşim var” dediğinde iş bitmiştir. Ya da bir anne babaya “kaç çocuğunuz var” diye bir sual edilirse ve karşıdaki kişi de “3 tane çocuğum var, 7 tane çocuğum var, 3 tanesi kız, 4 tanesi erkek” dediğinde kelimeyi belinden ortadan ikiye ayırmıştır. Ha; ‘şimdi bizim o kadar çok sıkıntımız var ki, bu mu senin derdin diyebilirsiniz! Büyük meseleler ülkeyi yönetenlerin işidir. Biz de en çok böyle kıyıda köşede kalmış olan mevzular ile hemhal oluyoruz. Dediğim ve yazdığım gibi ev’de yada başka bir yerde rast geldiğimde elimdeki o anda neyse bu kişilere tutup atasım geliyor. Birde Türk Dil Kurumu denen bir kurum var. O’da bu kelimelerin kafasının gözünün yarılmasını izlemekle yetiniyor. ‘Zaman değişti, sen ne diyon hemşehrim, şimdi akıllı telefonlar var, internet var, var oğlu var sen çok geride kalmışsın’ diye laf edecek olursanız da; o da bir diğer bahsi mevzu. O’na da zaman zaman gelmekte fayda var derim.                         
Ekleme Tarihi: 14 Kasım 2017 - Salı
Erhan GÜNDOĞAR

Kelimelerin kafasını gözünü yarmak moda oldu

Son yıllarda kullandığımız Türkçe’nin bazı kelimelerinin yazılı ve sözlü kullanımında insanı iyice deli eden bir tarafı olmaya başladı. Özellikle televizyonlarda haber programları, dizilerde, sohbet programlarında ve yazılı basın yayın da bir çok kelimenin tam anlamı ile yanlış olduğunu hepimiz görüyoruz. Hadi Türkçe’nin kullanılmasında pek dikkat etmeyen sokaktaki vatandaşı bu işte muaf tutalım; koca koca kelli felli hocalar, yazarlar, siyasiler, aydın olduğu söylenen kişiler bir çok kelimeyi doğru dürüst kullanmaktan kaçınıyorlar.

Ben evde olduğum zamanlarda arada sırada baktığım televizyondaki haberlerde ve dizilerde bu kelimelerin nasıl yanlış kullanıldığına şahit oluyorum. İlk aklıma gelende karşılıklı bir anlam ifade eden soru veya sual kelimesinin geçtiği bir cümlede ya da konuşmada bilinmeyen şey hakkında verilmesini istediğimiz cevap kelimesinin nasıl kafasının gözünün yarıldığının ve onun yerine ikame edildiği ileri sürülen (yanıt)’ın çok fazla kullanılması beni zıvanadan çıkartıyor. Ya; bu nedir Allah aşkına?

Kim bunu Türkçe’mizin içine yerleştirdi belli değil. Soru veya sual sorarsan cevap verirsin yahu!

(Yanıt) nedir ki, nerden buldular bunu kimse bilmiyor. Anam babam güzel cevap bırakılmış bu uyduruk olduğu her halinden belli olan ucube (yanıt) kelimesi; kelime olduğu da şüphelidir bence kelime diye kullanılır olmuş. Zamanın da birisi çok bildiğini zannedip bu zırvayı gelmiş bizim içimize boca etmiş.

Bir diğeri de, olacak şey değil ama insanı tane olarak kullanan sayma sayılar kümesine dahil edilmesidir. En uyuz olduğumda budur duyduğum günden beri. Daha ilk okullarda öğretilen insanların tane, adet veya sayma sayılar ile tanımlanmadığı bilgisi son yıllarda Türkçe’mizin bağrına bir hançer gibi oturdu durdu. Büyükten küçüğe sorulduğunda 1 kişi,5 kişi değil de, artık çok fazla insan 1 tane, 5 tane insan demeyi iyice doğru belledi.

Birisine kaç kardeş olduğunu sorduğunuz da yada sorulduğunda şu cevabı veriyorsa; “2 kardeşiz, 5 kardeşiz,” derse bu doğrudur. Kaç kardeşiniz var? denildiğinde el cevap; “2 tane kardeşim var, 4 tane kardeşim var” dediğinde iş bitmiştir. Ya da bir anne babaya “kaç çocuğunuz var” diye bir sual edilirse ve karşıdaki kişi de “3 tane çocuğum var, 7 tane çocuğum var, 3 tanesi kız, 4 tanesi erkek” dediğinde kelimeyi belinden ortadan ikiye ayırmıştır.

Ha; ‘şimdi bizim o kadar çok sıkıntımız var ki, bu mu senin derdin diyebilirsiniz!

Büyük meseleler ülkeyi yönetenlerin işidir. Biz de en çok böyle kıyıda köşede kalmış olan mevzular ile hemhal oluyoruz.

Dediğim ve yazdığım gibi ev’de yada başka bir yerde rast geldiğimde elimdeki o anda neyse bu kişilere tutup atasım geliyor. Birde Türk Dil Kurumu denen bir kurum var. O’da bu kelimelerin kafasının gözünün yarılmasını izlemekle yetiniyor.

‘Zaman değişti, sen ne diyon hemşehrim, şimdi akıllı telefonlar var, internet var, var oğlu var sen çok geride kalmışsın’ diye laf edecek olursanız da; o da bir diğer bahsi mevzu. O’na da zaman zaman gelmekte fayda var derim.                         

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.