Erhan GÜNDOĞAR
Köşe Yazarı
Erhan GÜNDOĞAR
 

İsrafın dibi görülmüyor

Çarşamba sabahı, sabah haberlerini izlerken, ülkemizde son yıllarda hızla artan israf konusunda bir haber izledim. Haberde yıl içinde, ülkemiz genelinde sebzede %68, gıdada %18 ve hemen hemen her evin temel yiyeceği olan ekmekte de %13’e yakın bir israfın olduğu ifade ediliyordu. Rakamlar haddinden fazla korkunç. Bunun sebepleri araştırılmalı ve israfın nasıl önlenmesi gerektiğine dair, çok detaylı bir çözüm planıyla beraber bu israfın sona erdirilmesi için mücadele edilmeli. Öyle maske, mesafe veya temizlik gibi aslı astarı olmayan tedbirler ve çözümler, israf için geçerli değildir. Bundan 30-40 yıl önce insanlar nerede yemek yerse yesin, yemek yediği yerde kırıntı bile bırakmazlardı. Şimdi ise ne olursa olsun, her türlü yiyecek veya içecek yenilen yerde bırakılıyor ve arkamızı dönüp gidiyoruz. Yıllık israfın ülkemize maliyeti bazı araştırmalara göre, 30-40 milyar lira başka araştırmalara göre de 50-70 milyar lira arasında büyük bir maddi kayba yol açıyor. Hatta geçenlerde 2020 yılında Türkiye’de ki, ekmek israfının 12 milyar adet olduğu ve bunun karşılığının da 15 milyar civarında bir paraya tekabül ettiği yazıyordu. Hakikaten de akıl alacak gibi değil. Her bayatlayan, yenilmeyen, çöpe atılan ekmek ve diğer gıda maddeleri geri dönüşüme kazandırılsa bu sıkıntılar çözülür ve ekonomiye önemli bir katkı sağlar. Değişen zaman ve anlayışla beraber israf at başı bir hızla devam ederse fazla gitmeden israf edecek bir şey de bulamayız. Hayatımızın içinde düğün, dernek, eğlence, toplantı ve buna benzer çok sayıda etkinlik ikram üzerine yapılmaktadır. Bu ikramların yenmediği ve çöpe atıldığı, herkesin malumu… Bu atıklar bazen yem olarak bazen de sadece çöp olarak kullanılıyor. Gerçi bakanlıkları sürekli olarak israfın önlenmesi için çeşitli projeler ile insanları aydınlatmaya çalışsa da istenilen şeyler bir türlü olmuyor. Hepimizin aklına gelen, ülkemizde ki kâğıt ve kâğıt ürünleriyle ilgili israf konusu bile başlı başına bir ekonomik kayıp oluşturur. Yani her yerimiz bir israf ile karşı karşıya. Bunu önlemek için kendimiz bile çözümler üretebiliriz. Mesela ben, müsvedde kâğıtları bile, mümkün olduğu kadar fazla kullanır, ziyan etmeden korumaya çalışırım. Bildiğim kadarıyla da ülkemizde kâğıt ve kâğıt ürünlerinin kayıpları yaklaşık rakam olarak 50 milyar liradan fazla gibi. Çünkü bu konuda ciddi bir araştırma yapılmadığı için ülkemizin israf yoluyla kaybettiği rakam çok büyük. Milli gelire, kişi başı düşen gelire büyük sekte vurmakta ve bunların yerine yeniden yenisi alınarak daha fazla para ödenmektedir. Önce kendimiz sonra çevremiz, en sonra da devletin bütün kademeleri israf yapmadan işlerini büyütebilmelidir. İsraf dipsiz bir kuyu ve sonu hala gözükmemektedir.
Ekleme Tarihi: 24 Haziran 2021 - Perşembe
Erhan GÜNDOĞAR

İsrafın dibi görülmüyor

Çarşamba sabahı, sabah haberlerini izlerken, ülkemizde son yıllarda hızla artan israf konusunda bir haber izledim. Haberde yıl içinde, ülkemiz genelinde sebzede %68, gıdada %18 ve hemen hemen her evin temel yiyeceği olan ekmekte de %13’e yakın bir israfın olduğu ifade ediliyordu. Rakamlar haddinden fazla korkunç. Bunun sebepleri araştırılmalı ve israfın nasıl önlenmesi gerektiğine dair, çok detaylı bir çözüm planıyla beraber bu israfın sona erdirilmesi için mücadele edilmeli. Öyle maske, mesafe veya temizlik gibi aslı astarı olmayan tedbirler ve çözümler, israf için geçerli değildir. Bundan 30-40 yıl önce insanlar nerede yemek yerse yesin, yemek yediği yerde kırıntı bile bırakmazlardı. Şimdi ise ne olursa olsun, her türlü yiyecek veya içecek yenilen yerde bırakılıyor ve arkamızı dönüp gidiyoruz. Yıllık israfın ülkemize maliyeti bazı araştırmalara göre, 30-40 milyar lira başka araştırmalara göre de 50-70 milyar lira arasında büyük bir maddi kayba yol açıyor. Hatta geçenlerde 2020 yılında Türkiye’de ki, ekmek israfının 12 milyar adet olduğu ve bunun karşılığının da 15 milyar civarında bir paraya tekabül ettiği yazıyordu. Hakikaten de akıl alacak gibi değil. Her bayatlayan, yenilmeyen, çöpe atılan ekmek ve diğer gıda maddeleri geri dönüşüme kazandırılsa bu sıkıntılar çözülür ve ekonomiye önemli bir katkı sağlar. Değişen zaman ve anlayışla beraber israf at başı bir hızla devam ederse fazla gitmeden israf edecek bir şey de bulamayız.

Hayatımızın içinde düğün, dernek, eğlence, toplantı ve buna benzer çok sayıda etkinlik ikram üzerine yapılmaktadır. Bu ikramların yenmediği ve çöpe atıldığı, herkesin malumu… Bu atıklar bazen yem olarak bazen de sadece çöp olarak kullanılıyor. Gerçi bakanlıkları sürekli olarak israfın önlenmesi için çeşitli projeler ile insanları aydınlatmaya çalışsa da istenilen şeyler bir türlü olmuyor. Hepimizin aklına gelen, ülkemizde ki kâğıt ve kâğıt ürünleriyle ilgili israf konusu bile başlı başına bir ekonomik kayıp oluşturur. Yani her yerimiz bir israf ile karşı karşıya. Bunu önlemek için kendimiz bile çözümler üretebiliriz. Mesela ben, müsvedde kâğıtları bile, mümkün olduğu kadar fazla kullanır, ziyan etmeden korumaya çalışırım. Bildiğim kadarıyla da ülkemizde kâğıt ve kâğıt ürünlerinin kayıpları yaklaşık rakam olarak 50 milyar liradan fazla gibi. Çünkü bu konuda ciddi bir araştırma yapılmadığı için ülkemizin israf yoluyla kaybettiği rakam çok büyük. Milli gelire, kişi başı düşen gelire büyük sekte vurmakta ve bunların yerine yeniden yenisi alınarak daha fazla para ödenmektedir. Önce kendimiz sonra çevremiz, en sonra da devletin bütün kademeleri israf yapmadan işlerini büyütebilmelidir. İsraf dipsiz bir kuyu ve sonu hala gözükmemektedir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.