Erhan GÜNDOĞAR
Köşe Yazarı
Erhan GÜNDOĞAR
 

İşimiz mizah

Hafta içinde postaneye bir işim için uğramak zorunda kaldım. Bu günlerde zaten bir yere gittin mi işinin hemen görülmesi kolay olmadığından bende tam öğle arasına denk getirmek istediğimden fazla acele etmediğimden aheste aheste postaneye gittim. Sıra da iki kişi vardı. Bende sona geçtim ve beklemeye başladım. Birkaç dakika geçti en öndeki kişi içeri girdi. İçimden “İyi, şimdi bende girer işimi yapar, gazeteye gelirim” dedim. Postanenin güvenlikçisi kapıyı açtı ve bir önümdeki kişiye sordu. “Sizin ne işiniz var?” diye sorunca sıradaki hatun kişi insanı kendinden geçirecek bir cevap verdi. Uzun bir süredir sırada bekleyen bu kişi ne dese beğenirsiniz? “Benim işim yok” diye bir cevap verdi. Ben ve güvenlikçi kişi garip bir şekilde bakakaldık. “Neydi şimdi bu” diye afallamışken, herhalde bir rüya görüyorum sandım.  “Be anam babam, işin yoktu da bu sırada ne diye dakikalarca beklersin ki?”  Sonra bu kişi yavaşça oradan ayrıldı ve gitti. Ben epeyce bir şaşkınlık içinde bakarken, mesaide bitince geri döndüm. Gazeteye geldim ve Muzaffer’e olayı anlattım. O da “Bak işte yarın ki köşe de çıktı” dedi. Dün akşama kadar kendi kendime bu garip durum sebebiyle güldüm durdum. Yahu madem işin yok, ne diye o kadar sırada bekleyip durdun. Garipti bu hal. Hep yazar dururum; bizde mizah, hiciv, ironi hiç eksik olmaz. Ne kadar zor durumda olsak ta, sıkıntı içinde yüzsek te, aç kalsak ta o anda aklımıza mutlaka bir muziplik geliveriyor. Şartları yumuşatmayı başarıyoruz. Az buz mizahçı boşuna çıkmadı bu memleketten. Her daim her yerde bir şey bulur ve ortamı gülümseterek hayata tutunuruz. Var bir hikmet bu memlekette.   
Ekleme Tarihi: 13 Mayıs 2020 - Çarşamba
Erhan GÜNDOĞAR

İşimiz mizah

Hafta içinde postaneye bir işim için uğramak zorunda kaldım. Bu günlerde zaten bir yere gittin mi işinin hemen görülmesi kolay olmadığından bende tam öğle arasına denk getirmek istediğimden fazla acele etmediğimden aheste aheste postaneye gittim. Sıra da iki kişi vardı. Bende sona geçtim ve beklemeye başladım. Birkaç dakika geçti en öndeki kişi içeri girdi. İçimden “İyi, şimdi bende girer işimi yapar, gazeteye gelirim” dedim. Postanenin güvenlikçisi kapıyı açtı ve bir önümdeki kişiye sordu. “Sizin ne işiniz var?” diye sorunca sıradaki hatun kişi insanı kendinden geçirecek bir cevap verdi. Uzun bir süredir sırada bekleyen bu kişi ne dese beğenirsiniz? “Benim işim yok” diye bir cevap verdi. Ben ve güvenlikçi kişi garip bir şekilde bakakaldık. “Neydi şimdi bu” diye afallamışken, herhalde bir rüya görüyorum sandım.  “Be anam babam, işin yoktu da bu sırada ne diye dakikalarca beklersin ki?”  Sonra bu kişi yavaşça oradan ayrıldı ve gitti. Ben epeyce bir şaşkınlık içinde bakarken, mesaide bitince geri döndüm. Gazeteye geldim ve Muzaffer’e olayı anlattım. O da “Bak işte yarın ki köşe de çıktı” dedi.

Dün akşama kadar kendi kendime bu garip durum sebebiyle güldüm durdum. Yahu madem işin yok, ne diye o kadar sırada bekleyip durdun. Garipti bu hal.

Hep yazar dururum; bizde mizah, hiciv, ironi hiç eksik olmaz. Ne kadar zor durumda olsak ta, sıkıntı içinde yüzsek te, aç kalsak ta o anda aklımıza mutlaka bir muziplik geliveriyor. Şartları yumuşatmayı başarıyoruz.

Az buz mizahçı boşuna çıkmadı bu memleketten. Her daim her yerde bir şey bulur ve ortamı gülümseterek hayata tutunuruz. Var bir hikmet bu memlekette.   

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.