Erhan GÜNDOĞAR
Köşe Yazarı
Erhan GÜNDOĞAR
 

Kıyamet alametleri mi bunlar?

Birden her şey değişti gibi duruyor. Önümüze bir top attılar bizi kendimizden etmeye başladılar. Hep beraber(oyunu kuranlar değil tabii onlar ne olduğunu bildiği içinde keyifleri yerinde) ne yapacağız diye sağa sola bakıp duruyoruz. Başımıza bir çorap ördüler çözmekte kolay olmayacak. Bunlar bir yana bu ülke de sanki kıyamet alametleri gibi olan acayip vakalar peş peşe geliyor. Hangisini takip edip, bu nedir diyene kadar başka bir acayip iş oluyor. Bu hafta yani birkaç gün içinde okuduğum, izlediğim ve gördüğüm kadarıyla inanılmaz olan çok şey ile karşılaştık. Sakin ve sessiz bir hayatın içinde olanlar da bundan muaf değil. Her yer harmanlanıyor, tarumar ediliyor, bütün hayatımız yeniden kuruluyor gibi bir şeyin ortasındayız, yanındayız, içindeyiz, uzağındayız kimse anlamıyor ve bir mana veremiyor. Şu çıkıyor konuşuyor, bu çıkıyor konuşuyor, fındık kabuğu dolmuyor. Tek bir adımda gidilmiş değil, belki de öyle olsun diye bekleniyor. Çok insan bu haberleri gördü; bir engelli vatandaşımız bir magandadan yediği dayak sonrası vefat etti, biri çarptığı kuryeyi 800 metre taşıdıktan sonra öldüğü için yola attı, birileri bir beden eğitimi öğretmeninin evini bastı darp etti, diğeri çiğ köfteciyi perişan etti. Hiçbirinin akılla izah edilecek hali yok. Daha önceleri de bunun gibi yüzlerce, binlerce vaka ile karşılaştık ve hep birden apışık kaldık. Ne oluyor bile diyemedik. Her geçen gün bizi yerimizden hoplatan vakaların sayısını bile unuttuk. Bir yenisi ile karşılaşıncaya kadar, kendimize gelemedik. Seneler öncede bu tarz vakalar elbette olurdu. İnsanı şaşırtan, dumura uğratan, aklını alan çok azda olsa şey olurdu. Sonra sonra bir el oturduğu yerden, “bunlar yetmez, daha fazla, daha vahşice, acımazsız, herkesi etkileyecek, darmadağın edecek, soru bile sorulmayacak aklın mantığın almayacağı şeyler artsın” diye talimat veya emir vermiş ki, bu kadar garip, acayip akıl tutulmasına yol açan vakalar üstümüze doğru hızla geliyor. Fren falanda tutmuyor meret. Salgınla insanları iyice köşeye sıkıştıran bu aşağılık el sahipleri işi çok iyi biliyor gibi. Her ülkeye, her millete ayrı bir plan ile saldırıyor. Kimsenin kimseye faydası olmayacağı bir yere gidiyoruz. Bunu başardıkları anda, film sona erecek. Biz ne yapacağız peki, diye sormak lazım. Durum hiçte iç açıcı değil. Kıyamet kapıya dayanmadan, işi çözmemiz gerekir diyorum.    
Ekleme Tarihi: 03 Mart 2021 - Çarşamba
Erhan GÜNDOĞAR

Kıyamet alametleri mi bunlar?

Birden her şey değişti gibi duruyor. Önümüze bir top attılar bizi kendimizden etmeye başladılar. Hep beraber(oyunu kuranlar değil tabii onlar ne olduğunu bildiği içinde keyifleri yerinde) ne yapacağız diye sağa sola bakıp duruyoruz. Başımıza bir çorap ördüler çözmekte kolay olmayacak.

Bunlar bir yana bu ülke de sanki kıyamet alametleri gibi olan acayip vakalar peş peşe geliyor. Hangisini takip edip, bu nedir diyene kadar başka bir acayip iş oluyor. Bu hafta yani birkaç gün içinde okuduğum, izlediğim ve gördüğüm kadarıyla inanılmaz olan çok şey ile karşılaştık.

Sakin ve sessiz bir hayatın içinde olanlar da bundan muaf değil. Her yer harmanlanıyor, tarumar ediliyor, bütün hayatımız yeniden kuruluyor gibi bir şeyin ortasındayız, yanındayız, içindeyiz, uzağındayız kimse anlamıyor ve bir mana veremiyor.

Şu çıkıyor konuşuyor, bu çıkıyor konuşuyor, fındık kabuğu dolmuyor. Tek bir adımda gidilmiş değil, belki de öyle olsun diye bekleniyor.

Çok insan bu haberleri gördü; bir engelli vatandaşımız bir magandadan yediği dayak sonrası vefat etti, biri çarptığı kuryeyi 800 metre taşıdıktan sonra öldüğü için yola attı, birileri bir beden eğitimi öğretmeninin evini bastı darp etti, diğeri çiğ köfteciyi perişan etti. Hiçbirinin akılla izah edilecek hali yok. Daha önceleri de bunun gibi yüzlerce, binlerce vaka ile karşılaştık ve hep birden apışık kaldık. Ne oluyor bile diyemedik. Her geçen gün bizi yerimizden hoplatan vakaların sayısını bile unuttuk. Bir yenisi ile karşılaşıncaya kadar, kendimize gelemedik.

Seneler öncede bu tarz vakalar elbette olurdu. İnsanı şaşırtan, dumura uğratan, aklını alan çok azda olsa şey olurdu. Sonra sonra bir el oturduğu yerden, “bunlar yetmez, daha fazla, daha vahşice, acımazsız, herkesi etkileyecek, darmadağın edecek, soru bile sorulmayacak aklın mantığın almayacağı şeyler artsın” diye talimat veya emir vermiş ki, bu kadar garip, acayip akıl tutulmasına yol açan vakalar üstümüze doğru hızla geliyor. Fren falanda tutmuyor meret. Salgınla insanları iyice köşeye sıkıştıran bu aşağılık el sahipleri işi çok iyi biliyor gibi.

Her ülkeye, her millete ayrı bir plan ile saldırıyor. Kimsenin kimseye faydası olmayacağı bir yere gidiyoruz. Bunu başardıkları anda, film sona erecek. Biz ne yapacağız peki, diye sormak lazım. Durum hiçte iç açıcı değil. Kıyamet kapıya dayanmadan, işi çözmemiz gerekir diyorum.    

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.