Erhan GÜNDOĞAR
Köşe Yazarı
Erhan GÜNDOĞAR
 

Hayatın akışı kendi halinde

Salı sabahı evde çıktım bisikletin yanımda tutarak yavaş yavaş yürüyordum. Evi biraz geçtim arkadan bir ses duydum ve geri baktım. Çeşmenin başında bidona su alan bir teyzem vardı. Tam onu geçtim ses ondan sonra geldi. Bu teyzem saat kaç diye sordu, bende telefonuma bakarak cevap verdim, “dokuzu 10 geçiyor” dedim.  Teyzem tekrar soru sordu. “Saatler kısaldı mı, akşam erken olmaya başladı bu aralar” sorusunu hem merak, hem de iyi bir cevap bekler şekilde sorunca, ben de bu sefer, “daha var saatlerin kısalmasına(saat dediği günün kısalmasıydı, onun için saat olmuştu gün ışığı)birkaç gün sonra akşam erken olacak” dedim. Teyzem durmadı, ben cevap verdikçe bilmek istediği epeyce bir şey vardı anladığım kadarıyla. Yine bir soru ile daha karşılaştım. “10’ncu ay geldi mi” deyince, bu ne tuhaf bir durum dedim içimden.  Ancak cevapta verdim kendisine, “10 gün sonra girecek anacığım” dedim.  Cevap biraz olsun onu rahatlatmış gibi geldi bana. Sonra bana dönerek, “ben günümü saatimi iyice kaybettim, hangi zamandayız bilemiyorum” dedi son olarak. Ben bisikletime bindim yola devam ettim. Garip bir durumdu sabah sabah. Bu teyzemi bu civarda gördüm mü pekte hatırlayamadım. Gerçi sabah evden çıkar, akşam olunca dönerim. Mahallede kim var yok fazla bilmesem de, gördüğüm insanları kolay kolay unutmadığım içinde, bu teyzemi tanıyamadım. Bana sorduğu sorular ve hayata dair söylediği bu sözler, onun bu dünya ve hayat ile bir alakası kalmamış hissi uyandırdı bende. Ne olmuştu ki, hayattan bu kadar kopmuş ya da uzakta kalmıştı. İster istemez bu garip durumu anlamaya çalıştım. Neydi doğrusu çözemedim. İnsan bazen mistik olan bu tür bir hal ile karşılaşabilir. Bu hayatla alakası olmayan insanlar olabilir. Sanki başka bir dünya ve hayat içinde nefes alıp veren bir kişiydi teyzem. Hayattan bezmiş, bu dünyayı boş vermiş, inzivaya çekilmiş çok insan tanındım ve duydum bu güne kadar. Bu garip durum bana saatler sonra düşünürken, Türk edebiyatının tanınmış şairi Ahmet Hamdi Tanpınar’ın, Ne içindeyim zamanın, adlı şiirindeki gibi, Ne içindeyim zamanın-Ne de büsbütün dışında; Yekpare, geniş bir anın-Parçalanmaz akışında. Diye yazdığı mısraların hissettirdiği hal ile karşılaştım diyebilirim. Garipti çok garipti doğrusu.     
Ekleme Tarihi: 22 Eylül 2021 - Çarşamba
Erhan GÜNDOĞAR

Hayatın akışı kendi halinde

Salı sabahı evde çıktım bisikletin yanımda tutarak yavaş yavaş yürüyordum. Evi biraz geçtim arkadan bir ses duydum ve geri baktım. Çeşmenin başında bidona su alan bir teyzem vardı. Tam onu geçtim ses ondan sonra geldi. Bu teyzem saat kaç diye sordu, bende telefonuma bakarak cevap verdim, “dokuzu 10 geçiyor” dedim.  Teyzem tekrar soru sordu. “Saatler kısaldı mı, akşam erken olmaya başladı bu aralar” sorusunu hem merak, hem de iyi bir cevap bekler şekilde sorunca, ben de bu sefer, “daha var saatlerin kısalmasına(saat dediği günün kısalmasıydı, onun için saat olmuştu gün ışığı)birkaç gün sonra akşam erken olacak” dedim. Teyzem durmadı, ben cevap verdikçe bilmek istediği epeyce bir şey vardı anladığım kadarıyla. Yine bir soru ile daha karşılaştım. “10’ncu ay geldi mi” deyince, bu ne tuhaf bir durum dedim içimden.  Ancak cevapta verdim kendisine, “10 gün sonra girecek anacığım” dedim.  Cevap biraz olsun onu rahatlatmış gibi geldi bana. Sonra bana dönerek, “ben günümü saatimi iyice kaybettim, hangi zamandayız bilemiyorum” dedi son olarak. Ben bisikletime bindim yola devam ettim. Garip bir durumdu sabah sabah. Bu teyzemi bu civarda gördüm mü pekte hatırlayamadım. Gerçi sabah evden çıkar, akşam olunca dönerim. Mahallede kim var yok fazla bilmesem de, gördüğüm insanları kolay kolay unutmadığım içinde, bu teyzemi tanıyamadım.

Bana sorduğu sorular ve hayata dair söylediği bu sözler, onun bu dünya ve hayat ile bir alakası kalmamış hissi uyandırdı bende. Ne olmuştu ki, hayattan bu kadar kopmuş ya da uzakta kalmıştı. İster istemez bu garip durumu anlamaya çalıştım. Neydi doğrusu çözemedim. İnsan bazen mistik olan bu tür bir hal ile karşılaşabilir. Bu hayatla alakası olmayan insanlar olabilir. Sanki başka bir dünya ve hayat içinde nefes alıp veren bir kişiydi teyzem. Hayattan bezmiş, bu dünyayı boş vermiş, inzivaya çekilmiş çok insan tanındım ve duydum bu güne kadar.

Bu garip durum bana saatler sonra düşünürken, Türk edebiyatının tanınmış şairi Ahmet Hamdi Tanpınar’ın, Ne içindeyim zamanın, adlı şiirindeki gibi, Ne içindeyim zamanın-Ne de büsbütün dışında; Yekpare, geniş bir anın-Parçalanmaz akışında. Diye yazdığı mısraların hissettirdiği hal ile karşılaştım diyebilirim. Garipti çok garipti doğrusu.     

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.