Erhan GÜNDOĞAR
Köşe Yazarı
Erhan GÜNDOĞAR
 

HAFTA SONU MUHABBETLERİ

Ülkemizin insanları her daim fıkra tadında olunca bizlere de haber ve köşeye yazmaya bolca mevzu çıkıyor. Cumartesi günü sabah Ballıca’da ki halk pazarına giderken bir kaç arkadaşa selam verdim ve yola devam ettim. Liseyi geçtim ve kaldırımda bisikletim ile yol alırken, bir dükkanın önünde oturanların konuştuklarını duydum. Birisi aynen şunu diyordu, “ben olsam Morreatayı çıkarır, adam adama değil, alan savunması yaparım” diyerek konuşuyordu. Şöyle bir baktım, dükkan doğalgaz işi ile ilgiliydi. Sonra diğeri ona cevap verirken ben geçip gittim. Yahu ben senelerdir sporun içindeyim, bir gün bile bu kadar rahat bir yorum yapamadığım gibi, başka bir takım ve spor dalı içinde konuşma cesaretini kendimde bulamam. “Gel bakayım buraya, şu takımı çalıştır ve adam et deseler” bir gün bile bunu yapacak bir durumu olmadıkları halde şunu yapaydı, bunu yapsaydı gibi konuşmaların bir aslı astarı da olmaz. Hadi buradan geçtim ve pazar yerinde esnaf arkadaşlara hayırlı işler dilerken bir teyzem, ağız sıkı sıkıya ya kapalı ve maske ile de nefes alacak kadar yer kalmamış bir şekilde, “hep bunlar yüzünden, düğüne, cenazeye, çarşıya giderler ondan sonra hep hasta olurlar söz dinlemezler” diyerek sohbet ettiğim esnafın tezgahı önünde lafı ortaya doğru yuvarladı ve tım tım ederek gitti. Bende o duysun diye “hep benim gibi maske takmayanlardan oluyor bu işler” diyerek diğer esnaf arkadaşların olduğu yere doğru hareket ettim. Yine her zaman lafladığım arkadaşın, iğnelemelerini dinledim ve ona takılan diğerleri ile ona gülüp geçtik. Pazardan ayrıldım ve gazeteye gelmek üzere yoluma sahilden devam ettim. Yolda birkaç fındıkçı esnafa fındığın son fiyatını sordum. 25 lira olduğunu söylediler ve onlar da fındık üreticisi gibi dert yandı. Garip bir dünya. Herkes dert içinde ve dertlerinin devası yok gibi. Güzel ülkemin güzel insanları diyeceğim,(bazıları neresi güzel bu ülkenin, insanların diyerek)hep bir hikaye ile karşımıza çıkıyor ve bunlar bize muhabbet olarak dönüyor. Hep yazdığım gibi, dolmuşunda, pazarında, sokağında, yolda, maçta, okulda, işte, çay ocağında, berberde aklınıza gelecek ne kadar durum ile karşılaşırsak karşılaşalım tam bir muhabbete yol açar ve hikaye olarak sayfalara dökülür. Bende çok severim bunu ve yeri geldiğinde köşeden yazarım. Bu ülkenin insanları ve muhabbetleri güzeldir.
Ekleme Tarihi: 25 Ekim 2021 - Pazartesi
Erhan GÜNDOĞAR

HAFTA SONU MUHABBETLERİ

Ülkemizin insanları her daim fıkra tadında olunca bizlere de haber ve köşeye yazmaya bolca mevzu çıkıyor. Cumartesi günü sabah Ballıca’da ki halk pazarına giderken bir kaç arkadaşa selam verdim ve yola devam ettim. Liseyi geçtim ve kaldırımda bisikletim ile yol alırken, bir dükkanın önünde oturanların konuştuklarını duydum. Birisi aynen şunu diyordu, “ben olsam Morreatayı çıkarır, adam adama değil, alan savunması yaparım” diyerek konuşuyordu. Şöyle bir baktım, dükkan doğalgaz işi ile ilgiliydi. Sonra diğeri ona cevap verirken ben geçip gittim. Yahu ben senelerdir sporun içindeyim, bir gün bile bu kadar rahat bir yorum yapamadığım gibi, başka bir takım ve spor dalı içinde konuşma cesaretini kendimde bulamam. “Gel bakayım buraya, şu takımı çalıştır ve adam et deseler” bir gün bile bunu yapacak bir durumu olmadıkları halde şunu yapaydı, bunu yapsaydı gibi konuşmaların bir aslı astarı da olmaz. Hadi buradan geçtim ve pazar yerinde esnaf arkadaşlara hayırlı işler dilerken bir teyzem, ağız sıkı sıkıya ya kapalı ve maske ile de nefes alacak kadar yer kalmamış bir şekilde, “hep bunlar yüzünden, düğüne, cenazeye, çarşıya giderler ondan sonra hep hasta olurlar söz dinlemezler” diyerek sohbet ettiğim esnafın tezgahı önünde lafı ortaya doğru yuvarladı ve tım tım ederek gitti. Bende o duysun diye “hep benim gibi maske takmayanlardan oluyor bu işler” diyerek diğer esnaf arkadaşların olduğu yere doğru hareket ettim. Yine her zaman lafladığım arkadaşın, iğnelemelerini dinledim ve ona takılan diğerleri ile ona gülüp geçtik. Pazardan ayrıldım ve gazeteye gelmek üzere yoluma sahilden devam ettim. Yolda birkaç fındıkçı esnafa fındığın son fiyatını sordum. 25 lira olduğunu söylediler ve onlar da fındık üreticisi gibi dert yandı. Garip bir dünya. Herkes dert içinde ve dertlerinin devası yok gibi. Güzel ülkemin güzel insanları diyeceğim,(bazıları neresi güzel bu ülkenin, insanların diyerek)hep bir hikaye ile karşımıza çıkıyor ve bunlar bize muhabbet olarak dönüyor. Hep yazdığım gibi, dolmuşunda, pazarında, sokağında, yolda, maçta, okulda, işte, çay ocağında, berberde aklınıza gelecek ne kadar durum ile karşılaşırsak karşılaşalım tam bir muhabbete yol açar ve hikaye olarak sayfalara dökülür. Bende çok severim bunu ve yeri geldiğinde köşeden yazarım. Bu ülkenin insanları ve muhabbetleri güzeldir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.