Erhan GÜNDOĞAR
Köşe Yazarı
Erhan GÜNDOĞAR
 

GARİP BİR HUYUMUZ

Hem de o kadar garip bir huy ki, düzelecek gibi de durmuyor. Çok kuralla hayatımızı bir yere götürmeyi fazla sevmeyen millet olarak savrula savrula gidiyoruz. Hep dikkatimi çekmiştir bu garip huyumuz. Çok uzun zaman önce de vardı bu huyumuz, bir türlü de sona ermiyor. Eskinden yollar bu kadar yoktu ve millet olarak hep bu yol olduğunu sandığımız alanlarda yürümeyi bir alışkanlık haline getirmiştik. 1980’lerde ve ondan buna yana gelen zaman içinde yapılan yollarda bile bu huyumuz değişikliğe gitmedi. Bazen bende yolun içinde yürür ve trafik ile sıkıntılı bir durumda olurum. Bu garip huy zamanla azalmaya doğru gitmesi gerekirken, tam aksi istikamette doğru gitmekte. Son zamanlarda ilçenin her yerinde cadde sokak nerede yol varsa büyük bir çoğunluk hep bu yolların içinde yürüyor ve trafik arap saçı gibi oluyor. Sadece Bulancak’ta değil, Giresun, Piraziz ve işim için gittiğim Karadeniz’deki çok yerde yanı şey gözüme çarpıyor. “Ya ben de mi bir gariplik var, yoksa millet mi garip” diye epeyce bir düşünmüşlüğüm var. Tamam bir köy hayatının içinden geldik büyük bir kısmımız. Orada ki hayatın bize dayattığı, hayatı kolaylaştıran her şey şehre inince uzun bir süre daha devam etse de, sanki kalıcı bir hal almış şekilde. Şehirde elbette köydeki gibi bir davranış ve hareket alanı olmaz. Bunu kurallar bütünü içinde değiştirmek ve buna göre ayak uydurmak zor değildir. Ancak “görünen köy kılavuz istemez” denildiği gibi millet olarak, bunu şehirde aynen devam ettirmenin bir manası çokta yok. Bu konuda yapılacak şey nedir, diye sual ederseniz de, çözümü bende bilmiyorum. Bazen öyle bir kalabalık görüyorum ki, aile boyu yolda 7-8 kişi yolun ortasında aheste aheste yürünüyor ve gelen geçen araçta hiç acele etmeden bu garip duruma ayak uydurmuş halde baka baka yürüyenlere eşlik eder gibi oluyor. Hele akşam karanlığı yavaşça çökmeye başlayınca, ilçe içindeki trafik akışı nerede ise felç gibi olduğunda, araçların arasında hiç acele etmeden yürüyen çok insan gördüğüm içinde, bir kaza çıkmadan eve varsak, diye kendimi teselli ediyorum. Hayat garip bir hal içinde akıp giderken, yolun içinde yürümenin de bir açıklaması olmalıdır diye şimdilik noktalıyorum.                    
Ekleme Tarihi: 23 Ekim 2021 - Cumartesi
Erhan GÜNDOĞAR

GARİP BİR HUYUMUZ

Hem de o kadar garip bir huy ki, düzelecek gibi de durmuyor. Çok kuralla hayatımızı bir yere götürmeyi fazla sevmeyen millet olarak savrula savrula gidiyoruz. Hep dikkatimi çekmiştir bu garip huyumuz. Çok uzun zaman önce de vardı bu huyumuz, bir türlü de sona ermiyor. Eskinden yollar bu kadar yoktu ve millet olarak hep bu yol olduğunu sandığımız alanlarda yürümeyi bir alışkanlık haline getirmiştik. 1980’lerde ve ondan buna yana gelen zaman içinde yapılan yollarda bile bu huyumuz değişikliğe gitmedi. Bazen bende yolun içinde yürür ve trafik ile sıkıntılı bir durumda olurum. Bu garip huy zamanla azalmaya doğru gitmesi gerekirken, tam aksi istikamette doğru gitmekte. Son zamanlarda ilçenin her yerinde cadde sokak nerede yol varsa büyük bir çoğunluk hep bu yolların içinde yürüyor ve trafik arap saçı gibi oluyor. Sadece Bulancak’ta değil, Giresun, Piraziz ve işim için gittiğim Karadeniz’deki çok yerde yanı şey gözüme çarpıyor. “Ya ben de mi bir gariplik var, yoksa millet mi garip” diye epeyce bir düşünmüşlüğüm var. Tamam bir köy hayatının içinden geldik büyük bir kısmımız. Orada ki hayatın bize dayattığı, hayatı kolaylaştıran her şey şehre inince uzun bir süre daha devam etse de, sanki kalıcı bir hal almış şekilde. Şehirde elbette köydeki gibi bir davranış ve hareket alanı olmaz. Bunu kurallar bütünü içinde değiştirmek ve buna göre ayak uydurmak zor değildir. Ancak “görünen köy kılavuz istemez” denildiği gibi millet olarak, bunu şehirde aynen devam ettirmenin bir manası çokta yok. Bu konuda yapılacak şey nedir, diye sual ederseniz de, çözümü bende bilmiyorum. Bazen öyle bir kalabalık görüyorum ki, aile boyu yolda 7-8 kişi yolun ortasında aheste aheste yürünüyor ve gelen geçen araçta hiç acele etmeden bu garip duruma ayak uydurmuş halde baka baka yürüyenlere eşlik eder gibi oluyor. Hele akşam karanlığı yavaşça çökmeye başlayınca, ilçe içindeki trafik akışı nerede ise felç gibi olduğunda, araçların arasında hiç acele etmeden yürüyen çok insan gördüğüm içinde, bir kaza çıkmadan eve varsak, diye kendimi teselli ediyorum. Hayat garip bir hal içinde akıp giderken, yolun içinde yürümenin de bir açıklaması olmalıdır diye şimdilik noktalıyorum.                    

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.