Erhan GÜNDOĞAR
Köşe Yazarı
Erhan GÜNDOĞAR
 

ESAS YIKIM İNSAN FITRATINDA

Afetin vahameti daha belli değilken, bir şeyler yazmak ve akıl fikir vermek hiçbir zaman huyum değildir. Ülkemiz pazartesi günü sabah saatlerinden beri başımıza gelen afetin sarsıntısını idrak etmeye çalışıyor.  Ortalık konuşmak için müsait olmayan durumda. Ne olduğunu, ne yapılacağını buradan anlamaya pek elverişli değil. Gördüğümüz sadece tv’lerden ve bazı internet haber kaynaklarından ibaret. Hele kendi başımıza bu tür bir afet ve felaket gelmediği içinde şunu yapmalı, bunu yapmalı veya şöyle olursa daha iyi olur demek için vakit erken. Ablamın kızı da evlendikten sonra Kahramanmaraş’a yerleşmişti. Dün sabah geldi. Depreme sabah olduğu saatte yakalanmış. Anlattıkları işin bir yanı. Nasıl evden çıkmışlar, nasıl kendilerini Göksun ilçesine atmışlar sadece onun için geçerli. Biz dışarıdan asla bunu anlayamayız. O gece ve diğer gün ve gece bir arabanın içinde, aynı yerde yüzlerce araba ve insanla afetin sarsıntını atlatmaya çabalamışlar. Oralarda hayatını idame ettiren milyonlarca insanı buradan anlamak mümkün değil. Söz konusu da olamaz. Biz birer dinleyici ve takip edici olarak birer fikir kırıntısını ileri sürsek de olan biteni anlamayacağız. Büyük bir afet ve yıkım üzeri konuşmak hiç de kolay olmaz. Beklemek ve varsa yapacağımız bir yardım yapmak. Bunlar olurken, aslında bir şeyin daha olduğunu gören biri olarak, esas yıkımın insan fıtratında olduğunu söylemek lazım. 2000’li senelerde dirsek çürüttüğümüz ilçe gazetesinde çalışırken, Adana’da bir deprem olmuştu. Tv’lerde depremle ilgili haberleri takip ederken bir görüntü aklımda kalmış ve o günlerde yazdığım köşe yazımda bunu aktarmıştım. İnsan fıtratının ne kadar kırılgan, esnek ve değişime açık olduğuna dair mevzuyu birkaç kelam ile anlatmaya çalışmıştım. Zor şartlarda, afetlerde, sıkıntılarda, yoklukta, açlıkta, acı içinde iken, parasız pulsuz kaldığında, savaşlarda, hukukun yetmediği anlarda beklenmedik davranışta bulunabiliriz. Bundan kimse muaf değil. Fıtratımız buna müsait. Bundan önce olmuştur bundan sonra da olacaktır. Bizim başımıza gelmeyen afet ve felakette, dışarıdan gördüğümüz ile konuşmanın ve akıl vermenin insan fıtratının içinde olan bir şey olduğunu bilmeliyiz. Sabırla beklemeli, tabii ki bizler, oradaki afetin içinde olanlar değil. Biz sabırlı olmaz isek; onlara da el uzatmak zor olacaktır. Şunu veya bunu suçlayarak bir yere varılmaz. Allah yardımcıları olsun…             
Ekleme Tarihi: 10 Şubat 2023 - Cuma
Erhan GÜNDOĞAR

ESAS YIKIM İNSAN FITRATINDA

Afetin vahameti daha belli değilken, bir şeyler yazmak ve akıl fikir vermek hiçbir zaman huyum değildir. Ülkemiz pazartesi günü sabah saatlerinden beri başımıza gelen afetin sarsıntısını idrak etmeye çalışıyor.  Ortalık konuşmak için müsait olmayan durumda. Ne olduğunu, ne yapılacağını buradan anlamaya pek elverişli değil. Gördüğümüz sadece tv’lerden ve bazı internet haber kaynaklarından ibaret. Hele kendi başımıza bu tür bir afet ve felaket gelmediği içinde şunu yapmalı, bunu yapmalı veya şöyle olursa daha iyi olur demek için vakit erken. Ablamın kızı da evlendikten sonra Kahramanmaraş’a yerleşmişti. Dün sabah geldi. Depreme sabah olduğu saatte yakalanmış. Anlattıkları işin bir yanı. Nasıl evden çıkmışlar, nasıl kendilerini Göksun ilçesine atmışlar sadece onun için geçerli. Biz dışarıdan asla bunu anlayamayız. O gece ve diğer gün ve gece bir arabanın içinde, aynı yerde yüzlerce araba ve insanla afetin sarsıntını atlatmaya çabalamışlar. Oralarda hayatını idame ettiren milyonlarca insanı buradan anlamak mümkün değil. Söz konusu da olamaz. Biz birer dinleyici ve takip edici olarak birer fikir kırıntısını ileri sürsek de olan biteni anlamayacağız.

Büyük bir afet ve yıkım üzeri konuşmak hiç de kolay olmaz. Beklemek ve varsa yapacağımız bir yardım yapmak. Bunlar olurken, aslında bir şeyin daha olduğunu gören biri olarak, esas yıkımın insan fıtratında olduğunu söylemek lazım. 2000’li senelerde dirsek çürüttüğümüz ilçe gazetesinde çalışırken, Adana’da bir deprem olmuştu. Tv’lerde depremle ilgili haberleri takip ederken bir görüntü aklımda kalmış ve o günlerde yazdığım köşe yazımda bunu aktarmıştım. İnsan fıtratının ne kadar kırılgan, esnek ve değişime açık olduğuna dair mevzuyu birkaç kelam ile anlatmaya çalışmıştım. Zor şartlarda, afetlerde, sıkıntılarda, yoklukta, açlıkta, acı içinde iken, parasız pulsuz kaldığında, savaşlarda, hukukun yetmediği anlarda beklenmedik davranışta bulunabiliriz. Bundan kimse muaf değil. Fıtratımız buna müsait. Bundan önce olmuştur bundan sonra da olacaktır. Bizim başımıza gelmeyen afet ve felakette, dışarıdan gördüğümüz ile konuşmanın ve akıl vermenin insan fıtratının içinde olan bir şey olduğunu bilmeliyiz. Sabırla beklemeli, tabii ki bizler, oradaki afetin içinde olanlar değil. Biz sabırlı olmaz isek; onlara da el uzatmak zor olacaktır. Şunu veya bunu suçlayarak bir yere varılmaz. Allah yardımcıları olsun…             

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.