Erhan GÜNDOĞAR
Köşe Yazarı
Erhan GÜNDOĞAR
 

Bunlar nasıl okumuş böyle?

Geçen sabah evden çıkmadan önce haberlere bir baktım ve konuşanı dinleyince, iyi ki öyle çok okumadan hayatın içine dalıp gitmişim dedim kendime. Niye böyle yazdım veya söyledim derseniz, fakirlikten derim. Paranın pulun çok olmadığı bir dönemde doğan bir insan olarak okul işimiz çokta istediğimiz yere kadar gitmedi. Hasbelkader Bulancak ticaret lisesini bitirdim ve AÖF’de dışarıdan okurken ikinci sınıftan atıldım. Dersler iyiydi, askere gidince fazla üstüne düşmedim ve öylece kaldı. Hep çalışmak zorunda olunca bir insan okulu geride bırakıyor. Onun içinde çok ahkam kesmeden hayatımı bugüne getirdim. Kimi çok bilirsin, diye eleştirir, kimi kafayı yemiş, der, kimi “bu hakikaten deli yahu”, diye tanıyanlar aracıyla beni bana anlatmaya çalışır durur.  Hep itidalli olmaya gayret ettim bunca zamandır. Hepsine saygım var, boşuna konuşmamak için elimden geleni yaparım. Bak yazarken haber neydi, diye unuttum bu arada! Haberde okumuş bir kişi salgınla ilgili bir şeyler vızırdanıyor ve atıp tutuyordu. Az buçuk baktım, bu neler söylüyor, diyerek evden çıkıp gittim. Adam bir yerde akademisyen ve bakanlık bilim kurulunda ballı maaş alan birisi. Neymiş yeni bir varyant çıkmış ve delta denilen ucubeden daha da fazla bulaşırmış falan gibi aslı astarı olmayan şeyler derken, ben de, “he hee aynen öyle” diyerek çıktım evden. Onca oku, dirsek çürüt, bilgi ağacı ol, kitapları yut,(parayı görünce ve bir yere kapağı atınca hepsi kitabı bir daha görmüyor gibi)bir konuda millette fırça atar gibi, derste kafası çalışmayan öğrenciye bağıra bağıra anlatır gibi, yalanın bini bir para olan salgın ile ilgili söylediklerine kendi bile inanmadan sallayıp durunca, “Allah bunları ıslah etsin” demekten kendimi alamıyorum.   Zaman zaman hepimizin başına gelir. Haksız olduğumuz bazı şeylerde kendimizi tutamaz ve karşı tarafı ezmek için çokça bağırır ve haklı olduğumuzu ispat etmek içinde bol bol laf uydurarak, üste çıkmaya bakarız. Bilgimiz ve bir fikrimiz yoksa bunun dışında bir tavır göstermeyiz. Damarlarımız çıka çıka, ağzımızdan köpükler saçarak konuşur ve haklılığı kabul ettirmek elimizden geleni yaparız. Bunun gibi adamları nerede görsem, “bu işin bir numarası var ki bu kadar, bağırıp çağırıyorlar” diye düşünür ve oradan uzaklaşırım. Arada sırada ben de öyle yaptığım için bilirim. Yani bilmediğim mevzularda sallarım, yapacak bir şey de yoktur o anda.                     
Ekleme Tarihi: 22 Ekim 2021 - Cuma
Erhan GÜNDOĞAR

Bunlar nasıl okumuş böyle?

Geçen sabah evden çıkmadan önce haberlere bir baktım ve konuşanı dinleyince, iyi ki öyle çok okumadan hayatın içine dalıp gitmişim dedim kendime. Niye böyle yazdım veya söyledim derseniz, fakirlikten derim. Paranın pulun çok olmadığı bir dönemde doğan bir insan olarak okul işimiz çokta istediğimiz yere kadar gitmedi. Hasbelkader Bulancak ticaret lisesini bitirdim ve AÖF’de dışarıdan okurken ikinci sınıftan atıldım. Dersler iyiydi, askere gidince fazla üstüne düşmedim ve öylece kaldı. Hep çalışmak zorunda olunca bir insan okulu geride bırakıyor. Onun içinde çok ahkam kesmeden hayatımı bugüne getirdim. Kimi çok bilirsin, diye eleştirir, kimi kafayı yemiş, der, kimi “bu hakikaten deli yahu”, diye tanıyanlar aracıyla beni bana anlatmaya çalışır durur.  Hep itidalli olmaya gayret ettim bunca zamandır. Hepsine saygım var, boşuna konuşmamak için elimden geleni yaparım. Bak yazarken haber neydi, diye unuttum bu arada! Haberde okumuş bir kişi salgınla ilgili bir şeyler vızırdanıyor ve atıp tutuyordu. Az buçuk baktım, bu neler söylüyor, diyerek evden çıkıp gittim. Adam bir yerde akademisyen ve bakanlık bilim kurulunda ballı maaş alan birisi. Neymiş yeni bir varyant çıkmış ve delta denilen ucubeden daha da fazla bulaşırmış falan gibi aslı astarı olmayan şeyler derken, ben de, “he hee aynen öyle” diyerek çıktım evden. Onca oku, dirsek çürüt, bilgi ağacı ol, kitapları yut,(parayı görünce ve bir yere kapağı atınca hepsi kitabı bir daha görmüyor gibi)bir konuda millette fırça atar gibi, derste kafası çalışmayan öğrenciye bağıra bağıra anlatır gibi, yalanın bini bir para olan salgın ile ilgili söylediklerine kendi bile inanmadan sallayıp durunca, “Allah bunları ıslah etsin” demekten kendimi alamıyorum.  

Zaman zaman hepimizin başına gelir. Haksız olduğumuz bazı şeylerde kendimizi tutamaz ve karşı tarafı ezmek için çokça bağırır ve haklı olduğumuzu ispat etmek içinde bol bol laf uydurarak, üste çıkmaya bakarız. Bilgimiz ve bir fikrimiz yoksa bunun dışında bir tavır göstermeyiz. Damarlarımız çıka çıka, ağzımızdan köpükler saçarak konuşur ve haklılığı kabul ettirmek elimizden geleni yaparız. Bunun gibi adamları nerede görsem, “bu işin bir numarası var ki bu kadar, bağırıp çağırıyorlar” diye düşünür ve oradan uzaklaşırım. Arada sırada ben de öyle yaptığım için bilirim. Yani bilmediğim mevzularda sallarım, yapacak bir şey de yoktur o anda.                     

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.