Erhan GÜNDOĞAR
Köşe Yazarı
Erhan GÜNDOĞAR
 

Birde saygısızlık virüsüne aşı bulsak

İki gün içinde Bulancak’ta karşılaştığım şeyler sonrası ister istemez bu ülke de önce “saygısızlık” denilen virüse karşı aşı ve ilaç bulunmalı ve bende dahil herkese doğar doğmaz yapılmalıdır. Bunun lamı cimi yok. Pazartesi günü öğle sonrası bir yere bisikletim ile gidecektim. Orta camiiye giden küçük aradan geçiyordum. Geçiyordum derken; az kalsın öte dünyaya bir geçiş yapacaktım. Kasabın aradan dönüş yaptım ve kenardan yavaşça gidiyordum, karşıdan bir aracın hızlı bir şekilde geldiğini görünce biraz daha kenara çekildim anma velakin, araç önce sağa sonra sola doğru benim olduğum yere hızla direksiyon kırınca, “ Lan ne yapıyorsun, üstüme bari çıksaydın” diye peşinden söylendim ama araç aynı hızla çarşı içine doğru gitti. Ben arkasından bakakaldım. Yan tarafta market işleten esnaf arkadaşta, olayı gördüğü için, “iyi atlattın” diye bana destek oldu. Yine aynı akşam eve gidiyorum. Fındıkçıların olduğu sokaktan geçerken yolda trafik sıkışmış ve her araç olduğu yerden hareket bile etmiyor. Araçlar karşılılık olarak yolun kenarında olan işyerlerinden bir şey almak için giden sürücülerini bekliyordu. Birkaç dakika bu manzarayı seyrettim. Geçip gitmek isteyen ve bu araçların arkasında bekleyen diğer araçlarda korna çalmaya başladı. Fakat, bu yolun ortasına park eden araç sürücüleri kimseyi tınmadan alışverişlerini yapmaya devam ediyordu. Araç onların, kime ne, istediği yerde dururlar, senin işin varmış, yokmuş, eve gidecekmişsin önemli değildir. Bunu anlattık, bir gün sonra Salı günü Piraziz’e gitmek için sahilde dolmuş bekliyorum. Beklerken de sağa sola bakıyorum. Trafik ışıklarının olduğu yeri de takip ediyorum ve kurallara uyan var mı, diye de kendimce hesap yapıyorum. Kırmızı ışık yanarken arka arkaya üç dört araç beklemedeydi. Yeşil yandı ve daha öndeki araç gaza basmadan, arkadaki üç ve dördüncü aracın sürücüleri can havli ile kornaya basmaya başladılar. Yani taş çatlasa 1 saniye içinde zaten yoluna devam edecek. Aralarında 5 metre ya var, ya yok. Korna çalarak uçuşa mı geçecekti, yoksa yarış mı yapıyordu anlamış değilim. Sonra koronavirüs salgını için ülkemizde aşı ve ilaç için top yekün bir çalışma yapılıyor; virüs aşısına gerek yok, gelecek senelerde de bizi takmayacak olan “saygısızlık” virüsüne aşı bulalım, başkasına değil.               
Ekleme Tarihi: 13 Mayıs 2020 - Çarşamba
Erhan GÜNDOĞAR

Birde saygısızlık virüsüne aşı bulsak

İki gün içinde Bulancak’ta karşılaştığım şeyler sonrası ister istemez bu ülke de önce “saygısızlık” denilen virüse karşı aşı ve ilaç bulunmalı ve bende dahil herkese doğar doğmaz yapılmalıdır. Bunun lamı cimi yok. Pazartesi günü öğle sonrası bir yere bisikletim ile gidecektim. Orta camiiye giden küçük aradan geçiyordum. Geçiyordum derken; az kalsın öte dünyaya bir geçiş yapacaktım. Kasabın aradan dönüş yaptım ve kenardan yavaşça gidiyordum, karşıdan bir aracın hızlı bir şekilde geldiğini görünce biraz daha kenara çekildim anma velakin, araç önce sağa sonra sola doğru benim olduğum yere hızla direksiyon kırınca, “ Lan ne yapıyorsun, üstüme bari çıksaydın” diye peşinden söylendim ama araç aynı hızla çarşı içine doğru gitti. Ben arkasından bakakaldım. Yan tarafta market işleten esnaf arkadaşta, olayı gördüğü için, “iyi atlattın” diye bana destek oldu.

Yine aynı akşam eve gidiyorum. Fındıkçıların olduğu sokaktan geçerken yolda trafik sıkışmış ve her araç olduğu yerden hareket bile etmiyor. Araçlar karşılılık olarak yolun kenarında olan işyerlerinden bir şey almak için giden sürücülerini bekliyordu. Birkaç dakika bu manzarayı seyrettim. Geçip gitmek isteyen ve bu araçların arkasında bekleyen diğer araçlarda korna çalmaya başladı. Fakat, bu yolun ortasına park eden araç sürücüleri kimseyi tınmadan alışverişlerini yapmaya devam ediyordu. Araç onların, kime ne, istediği yerde dururlar, senin işin varmış, yokmuş, eve gidecekmişsin önemli değildir.

Bunu anlattık, bir gün sonra Salı günü Piraziz’e gitmek için sahilde dolmuş bekliyorum. Beklerken de sağa sola bakıyorum. Trafik ışıklarının olduğu yeri de takip ediyorum ve kurallara uyan var mı, diye de kendimce hesap yapıyorum. Kırmızı ışık yanarken arka arkaya üç dört araç beklemedeydi. Yeşil yandı ve daha öndeki araç gaza basmadan, arkadaki üç ve dördüncü aracın sürücüleri can havli ile kornaya basmaya başladılar. Yani taş çatlasa 1 saniye içinde zaten yoluna devam edecek. Aralarında 5 metre ya var, ya yok. Korna çalarak uçuşa mı geçecekti, yoksa yarış mı yapıyordu anlamış değilim.

Sonra koronavirüs salgını için ülkemizde aşı ve ilaç için top yekün bir çalışma yapılıyor; virüs aşısına gerek yok, gelecek senelerde de bizi takmayacak olan “saygısızlık” virüsüne aşı bulalım, başkasına değil.               

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.