Erhan GÜNDOĞAR
Köşe Yazarı
Erhan GÜNDOĞAR
 

Bi yakamızdan düşün yahu!

Yok yok bunlar bize rahat bir nefes aldırmamaya yemin etmiş gibi. Hükümet ne zaman salgın yasaklarını gevşetse ve kaldırmaya kalksa, felaket tellalı olan bazı tv’ler, gazeteler, sağlıkçılar, bilim adamı olduğu farz edilen kişiler, sabah olmadan, salgın daha geçmedi, diye ortalığı yangın yerine çevirmekten geri durmuyor. Dün bir, bugün iki, felaket habercileri vatandaşın sokağa çıkmasından o kadar mustarip olmuş ki; önceki gün ve dün sabah tv haberlerinde ve salgın haberlerini köpürterek boca etmek için yarış yapıyorlardı. Bunlara kalsa bizim hayatta kalmamız mucize gibi görünüyor. Hükümet acele etmiş, vakalar daha istenilen seviyeye düşmemiş(kaça düşecek zahir, 1-2 mi olması lazım günlük, kaç vaka mutlu eder bu aşağılık kişileri, günde bin kişi ölse mutlu mu olacaklar?)diyerek, başka bir salgın geliyor, diye korkunun yok olmasını engellemeye çalışıyorlar. Bir yerde(Çin yine tabii ki, nere olacaktı başka), kuş gribi görülmüş bakın korona değil, covid değil, grip yani, yazın bunu bir kenara. Bir kişi de görülmüş ama öldürücü değilmiş. Yok ya nasıl olur; bir virüs olacak amma velakin insanı öldürmeyecekmiş! Fakat siz yine de dikkat edin diyor haberde. Daha yeni yeni covidden kurtuluyorsunuz, sokağa çıkmayın, maske takın, sağa sola gitmeyin, yazın hatta denize girmeyin, yaylaya çıkmayın, temiz hava almayın, bakarsınız, hava da virüs vardır daha adı konmamış. Sonra tatil haberi geliyor bu haberlerden sonra, sizin gitmeniz için değil, kendileri gidecek zahir. Aldıkları onca parayı tatilde ezecekler tabiri caizse. Bizde denizin kenarına bile inmeyeceğiz virüs var, diye. Oldu gözüm başka bir emriniz var mı? Bunlar tam sopalık. İnsanlar aylardır perişan olmuş(tuzu kuru olanlar hariç, en düşüğü 10bin lira maaş alıyor, seni beni düşünecek halleri yok) işi gücü bitmiş, parası kalmamış, dükkanı kapatmış, destek alamamış, yasaklar azaldı diye, seviniyor, ancak bu güruh, salgın korkusunu elinden geldiğince devam ettiriyor. Bu günler geçecek ve bu kişiler dahil salgını başımıza musallat edenler hesap verecek, bundan kaçış yok. Bakıyorum vatandaşı eve hapsetmek için veryansın eden bütün adamların maaşları dediğim gibi 10bin-20bin ve daha yukarı bir rakamda. Yani bizi niye düşünsün ki; “ekmek elden, su gölden” yani devletin kasasından, buna siyasilerde dahil, onların maaşı da 15binden az değil. Gerisi ölsün, aç kalsın, onlara ne ki? Zerre kılları kıpırmaz!       
Ekleme Tarihi: 03 Haziran 2021 - Perşembe
Erhan GÜNDOĞAR

Bi yakamızdan düşün yahu!

Yok yok bunlar bize rahat bir nefes aldırmamaya yemin etmiş gibi. Hükümet ne zaman salgın yasaklarını gevşetse ve kaldırmaya kalksa, felaket tellalı olan bazı tv’ler, gazeteler, sağlıkçılar, bilim adamı olduğu farz edilen kişiler, sabah olmadan, salgın daha geçmedi, diye ortalığı yangın yerine çevirmekten geri durmuyor. Dün bir, bugün iki, felaket habercileri vatandaşın sokağa çıkmasından o kadar mustarip olmuş ki; önceki gün ve dün sabah tv haberlerinde ve salgın haberlerini köpürterek boca etmek için yarış yapıyorlardı. Bunlara kalsa bizim hayatta kalmamız mucize gibi görünüyor. Hükümet acele etmiş, vakalar daha istenilen seviyeye düşmemiş(kaça düşecek zahir, 1-2 mi olması lazım günlük, kaç vaka mutlu eder bu aşağılık kişileri, günde bin kişi ölse mutlu mu olacaklar?)diyerek, başka bir salgın geliyor, diye korkunun yok olmasını engellemeye çalışıyorlar.

Bir yerde(Çin yine tabii ki, nere olacaktı başka), kuş gribi görülmüş bakın korona değil, covid değil, grip yani, yazın bunu bir kenara. Bir kişi de görülmüş ama öldürücü değilmiş. Yok ya nasıl olur; bir virüs olacak amma velakin insanı öldürmeyecekmiş! Fakat siz yine de dikkat edin diyor haberde. Daha yeni yeni covidden kurtuluyorsunuz, sokağa çıkmayın, maske takın, sağa sola gitmeyin, yazın hatta denize girmeyin, yaylaya çıkmayın, temiz hava almayın, bakarsınız, hava da virüs vardır daha adı konmamış. Sonra tatil haberi geliyor bu haberlerden sonra, sizin gitmeniz için değil, kendileri gidecek zahir. Aldıkları onca parayı tatilde ezecekler tabiri caizse. Bizde denizin kenarına bile inmeyeceğiz virüs var, diye. Oldu gözüm başka bir emriniz var mı?

Bunlar tam sopalık. İnsanlar aylardır perişan olmuş(tuzu kuru olanlar hariç, en düşüğü 10bin lira maaş alıyor, seni beni düşünecek halleri yok) işi gücü bitmiş, parası kalmamış, dükkanı kapatmış, destek alamamış, yasaklar azaldı diye, seviniyor, ancak bu güruh, salgın korkusunu elinden geldiğince devam ettiriyor. Bu günler geçecek ve bu kişiler dahil salgını başımıza musallat edenler hesap verecek, bundan kaçış yok.

Bakıyorum vatandaşı eve hapsetmek için veryansın eden bütün adamların maaşları dediğim gibi 10bin-20bin ve daha yukarı bir rakamda. Yani bizi niye düşünsün ki; “ekmek elden, su gölden” yani devletin kasasından, buna siyasilerde dahil, onların maaşı da 15binden az değil. Gerisi ölsün, aç kalsın, onlara ne ki? Zerre kılları kıpırmaz!       

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.